İbrahim Kiras
Son zamanlarda popülerleşen bir kavram post-truth.
Sözlük anlamı hakikat ötesi. Bazıları buna “yalanın kibarcası” da diyorlar. Ama düz yalan kadar basit değil burada anlatılmaya çalışılan durum. Posttruth, siyasetçiler ve diğer toplum seçkinleri tarafından üretilen ve nesnel gerçeklerle uyuşmayan birtakım öykülerin oluşturduğu algı dünyası anlamına geliyor. Ülkeyi yönetenlerin ülkenin tam da yönetilmesi gerektiği gibi yönetilmekte olduğuna halkı ikna etmek için sundukları gerekçelerin anlam evreni.
Elbette bugüne mahsus bir mesele değil bu ama adı bugün konulmuş diyelim. Siyasetin tabiatından kaynaklanan bir boyutu da var şüphesiz. Siyaset yalanla yapılır anlamında söylemiyorum. Siyaset yaparken nesnellik ister istemez bir tarafa bırakıldığı için, belirli gerçekler başka bazı gerçeklerin varlığını örtecek derecede öne çıkabilir söyleminizde. Bilimde ve felsefede bile nesnel yaklaşımların mümkün olup olmadığı tartışma konusuyken insanları belirli tutumlara ikna etmeyi gerektiren siyasetten nesnellik beklemek yanlış olur zaten.
Onun için mesela iktidardakilerin her hangi bir konu hakkında “yanlış yaptık” diyerek özeleştiride bulundukları pek görülmez. Muhalefettekilerin de iktidarın herhangi bir başarısını veya olumlu çabasını kolay kolay alkışlamadıkları gibi…
***
Bugün siyasi propaganda mekanizmalarının ve kitle iletişiminin yüksek teknolojiyle ve karmaşık yöntemlerle gerçekleştiği bir ortamda nesnel gerçekliğin yerine başka bir gerçeklik dünyası inşa etmek bir yandan kolay ama diğer yandan yine aynı sebepler yüzünden neyin ne olduğunu anlamak da kolay. Demek ki bir tarafın söylediğine öbür tarafın inanması şeklinde basit bir düzenek işlemiyor burada. Buradaki temel problem toplumların “hakikat tercihi” noktasında ortaya çıkıyor. İnsanlar ve kitleler “hangi hakikati tercih edeceğine” kendileri karar veriyorlar. Dolayısıyla çözülmesi gereken bilmece bu tercihlerin neye göre gerçekleştiği, hangi şartların bu süreçte etkili olduğu konusunda düğümleniyor.
Yalan kelimesini kullanmak istemiyorum ama bu meselenin psikolojik temelini anlamak için pembe yalan kavramını hatırlamak lazım. İnsanlar inanmak istedikleri veya daha doğrusu inanmaya ihtiyaç duydukları yalanlara inanırlar. İşin özü bu galiba. Kendini çirkin gören bir arkadaşınıza “çok güzelsin” derseniz buna belki hemen inanmayabilir ama bu yalanı defalarca tekrar ederseniz ve üstelik başka kişiler de aynı şeyi söylerseler arkadaşınız güzel olduğuna inanmaya başlar ve “sana yalan söylüyorlar sen çirkinsin” diyen biri olursa onu yanından kovar muhtemelen. İşte bu “hakikat tercihi” dediğimiz şeydir.
***
Siyasetteki mekanizma biraz daha farklı olsa da özü aynı: İnanmaya ihtiyaç duyduğunuz söze inanmak. Ama aynı zamanda fayda kavramı da devreye giriyor burada. Yani inandığınızın size “somut bir fayda” sağlaması da gerekiyor. Trajikomik olan husus şu: İnsanoğlunun fayda algısını büyük oranda nesnel gerçeklik belirliyor. Kısa bir süre algı bulanması yaşasa bile insan nihayetinde kendisini ilgilendiren konularda rasyonel bir fayda maliyet analizi yapabiliyor.
Meseleyi basitleştirirsek ve aynı zamanda bugünkü somut gündem konularına bağlarsak… Cebindeki paranın eksildiğini gören ve bilen bir insana bunun doğru olmadığını anlatmak çok riskli bir tutum olur. Sosyal psikolojiyi şekillendirmekte işinize yarayan yöntemler veya gerekçeler burada ters etki yapabilir. “Ekonomiyi kötü yönettik, yanlış işler yaptık” demek siyasetçinin işine gelmez ama “Aslında çok iyi durumdayız, siz buna inanın” demenin de başka konularda sizin söylediklerine inanma ihtiyacı duyanlar üzerinde aynı etkiyi yapması giderek zorlaşacaktır. İnşa ettiğiniz post-truth yapıdan eksilecek olan bu tuğla çatıyı da yere indirebilecektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
25.11.2025
11.11.2025
25.10.2025
14.10.2025
7.10.2025
2.10.2025
30.09.2025
28.09.2025
18.09.2025