İsmet Berkan
Bugün affınıza sığınarak bu köşede bir spekülasyona, hatta bir nevi komplo teorisine yer vereceğim.
Beni tanıyanlar, bu köşeyi sürekli okuyanlar bilir: Komplo teorileriyle işim olmaz, en fazla dalga geçmek için bu teorilere yazılarımda yer veririm. Ama bugün oturduğum yerden akıl yürüterek kendim de bir komplo teorisi ürettim. Yaptığımdan memnun değilim, ama sizinle paylaşacağım.
Sahte diploma skandalı ile ilgili haberleri günlerdir okuyorsunuz. Bir yanda ortada somut şeyler var: Bu konuda bir çete ortaya çıkartıldı, çete hakkında Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı, elde iki tane iddianame var.
Çok kabaca özetliyorum: Çete öncelikle devlet kurumlarının bilgisayarlarına sızmanın bir yolunu bulmuş ve sızmış. Sadece sızmakla kalmamış, şu veya bu yolla en azından 44 kamu görevlisinin onlara özgü ve biricik olması gereken elektronik imzalarının “klon”larına da sahip olmuş.
Hem bilgisayarlara sızıp hem de yapılan işlemleri resmileştirici e-imzalara sahip olunca da başlamışlar devletteki kimi kayıtları değiştirmeye.
Yaygın olarak bildiğimiz, atanması mümkün olmayan kimi kişileri öğretmen olarak atamış, işe başlatmışlar örneğin. Bu kişilerden bir bölümü yakalanmış, onlar içinde Milli Eğitim Bakanlığına bunca zaman aldıkları maaşları iade edenler vs var.
Bir başka yaygın bilgi, yakın zamanda hukuk fakültesi mezunu olup örneğin 6 Şubat 2023 depreminde ölen kimi kişilerin diplomalarını alıp başka kişilerin adına düzenlemişler, yani sahte hukuk fakültesi diplomaları dağıtmışlar. Bildiğimiz şu ana kadar 14 kişinin avukatlık ruhsatının iptal edildiği.
Ama mesele sadece hukuk fakültesi diplomasıyla sınırlı değil. Mühendislik diplomaları, sosyoloji, tarih bölümü vs pek çok alanda üniversite diplomasını hak etmeyen kişilere vermiş çete, onlar da almış ve bu diplomaları bazen kamuda işe girerken, bazen de sırf gösteriş amacıyla kullanmış. En çarpıcısı, müteahhitlik şirketi sahibi olan, zaten baraj vs ihaleleri alıp baraj inşa eden bir iş insanının sahte inşaat mühendisi diploması edinmesi. Bu diploma gösteriş için, yoksa işini yaparken diplomaya ihtiyacı yok.
Sürücü ehliyeti sahibi herkes biliyor; bu belge için önce bir yazılı sınava giriyorsunuz. Aslında son derece basit, basılı kitaplarında soru ve cevap örnekleri bolca bulunan bu sınavda 100 üzerinden en az 70 alınması gerekiyor ve bana soracak olursanız okuma yazması olup okuduğunu anlayan herkes bu sınavı rahatlıkla başarabilir. Ama görüyoruz, yıllardır bu basit sınavda kopya çekmek için olmadık elektronik düzenekler hazırlayan birileri yakalanıp duruyor. Şimdi anlıyoruz ki, bu basit sınavı geçemeyenlerin notlarını da yükseltmiş çete. Yani miktarını bilmediğimiz kadar sahte ehliyet de var ortada.
Milli Eğitim Bakanlığı onaylı kurslardan verilen ve bakanlık tarafından tescil edilen çıraklık-ustalık belgesi gibi belgeler de hazırlamış çete.
Öğretmen atama listelerine sızıp bu listelerde değişiklik yaptığına dair bir şüphe var. Ve başka bir sürü şey var, hepsini sıralarsam yerim yetmez, konuyu zaten anladınız.
Şimdi bu çeteyle, daha doğrusu iddianamelerdeki iddialarla ilgili haberler yazılmaya başlandığında ansızın ortaya ciddi bir dezenformasyon da çıktı. Birdenbire öyle bir hava oluştu ki neredeyse herkesin diplomasından şüphe edilir oldu.
Zaten o yüzden ağzı olan herkes konuşmaya, milletvekillerinden bakan yardımcılarına herkesi suçlamaya başladı.
Bu bazıları spekülatif olan suçlamalar iktidar kanadında bir tepkiye neden oldu. Neredeyse her şeyin arkasında siyasi komplo gören anlayış “Siyasetin devleti yönetemediği izlenimi yaratılmaya çalışıyor” diye bir teşhiste bulundu. Bu teşhis yanlış değil; ama bu izlenimin durduk yerde, ortada hiçbir şey yokken ortaya çıktığını düşünmek yanlış. Ortada ciddi bir durum var ve insanlar güvenlerini kaybetmiş durumda.
Bu güveni yeniden sağlamak da, “Merak etmeyin biz vaziyete hakimiz” mesajı verip devletin kötü yönetildiği izlenimini silmek de, esasen devleti yönetenlerin görevi.
Ve devleti yönetenler aslında birinci günden başlayarak kamuoyuna bu güveni verebilecek pozisyondaydı. Ama bunu yapmamayı seçtiler.
İşi tam da bu çetenin suç işlediği alanda devletin ve vatandaşın güvenliğini sağlamak olan bir kurum var: Bilgi Teknolojileri Kurumu, yani BTK.
Bu kurumun burada anlatılan çeteden ve suçlardan 2024 Şubat ayı sonundan beri haberi olduğu açıklandı. Peki nasıl haberi olmuş BTK’nın? Biri ihbar mektubu yazmış, öyle haberi olmuş.
Oysa o BTK’nın hadi diyelim kamu sistemlerine korsan sızıntısını anlayamadı, ama en azından klonlanan e-imzaları anında saptaması gerekiyordu. Demek bu basit önlemler bile alınmamış e-imzada, ama onun yerine e-imza ile yapılacak bir sürü işlem belirlenmiş.
İddianamede 100’den fazla sahte/klonlanmış e-imzadan söz ediliyor ama BTK açıklamasında 44 e-imzanın iptal edildiği söyleniyor. Bu rakam uyuşmazlığı da çok çarpıcı.
Ama tabii en çarpıcısı şu: Ne savcılığın ne de devlet kurumlarının söz konusu sahtekarlığın tam boyutları hakkında kapsamlı ve doyurucu bilgiye sahip olduğunu görüyoruz.
Toplam kaç kişi adına sahte belge (diploma, ehliyet, doktor raporu vs) düzenlendiğini sağlıklı biçimde öğrenemediğimiz müddetçe devlete olan güvensizlik devam edecek.
BTK madem 2024 Mart ayından beri olayı biliyor, aslında bütün devlet sistemini geriye dönük olarak tarayarak bu suçun en dibine kadar inebilir, ilk sahte belgenin düzenlendiği andan son ana kadar kaç belgenin kaç kişi için düzenlendiğini milimi milimine saptayabilirdi.
Şunu da anlıyoruz: BTK savcılığın soruşturmasını yürütebilmesi ve bütün suçluları yakalayabilmesi için en azından bir yıl kadar bu çetenin faaliyetlerine devam etmesine izin vermiş. Peki acaba sadece bu son bir yılda, sözde yakın takip altındaki çete kaç sahte belge düzenledi? Onu da bilmiyoruz.
Bu bilgiler ya var ve açıklanmıyor ya da şu ana kadar bunları merak eden kimse çıkmadı, o yüzden bilgi de yok.
Her ikisi de aynı kapıya çıkıyor ve benim spekülasyonum ya da komplo teorim beliriyor:
Devlet ve devleti yönetenler vatandaşın gözü kapalı güveneceği bir devleti olmasını istemiyor, aksine bir kaos ortamı olması, sürekli belirsizlik altında yaşanması ve neredeyse her konuda torpil veya ayrıcalık peşinde koşulması devam etsin istiyorlar. Yani savcılığın ve polisin soruşturmasından temelde rahatsızlar, devlete güvensizlik devam etsin istiyorlar gerçekte.
Dediğim gibi bu benim komplo teorim. Gün ışığında ve herkes için her zaman geçerli kurallarla yönetmektense sürekli gri alanlarda yönetmeyi, neredeyse her şeyden rüşvet ve çıkar edinmeyi şiarı yapmış bir düzende yaşıyoruz ve bu düzen hep böyle devam etsin, vatandaş hak etmediği halde sürücü belgesi almak için bile rüşvet versin isteniyor.
Kurumlara ve kurallara değil güce ve güce yakın olanlara güvenilsin, hep yarı karanlık işler yapılsın isteniyor belli ki. Yoksa aydınlığa çıkmak isteyen devlet bunu başarmaya henüz yeltenmedi bile.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları

















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.12.2025
15.12.2025
12.12.2025
11.12.2025
7.12.2025
5.12.2025
2.12.2025
27.11.2025
26.11.2025
21.11.2025