Kurtuluş TAYİZ
Sekiz yıl önceki bir konu... Milliyet’ten Can Dündar’ın ABD-PKK ilişkisine kanıt olarak gösterdiği fotoğraf yeniden gündemde.
23 Ocak 2003 tarihinde Milliyet’in manşetinden “İşte kanıt” başlığıyla duyurulan haberin, Irak’a müdahale etmeye hazırlanan ABD’yi ne kadar kızdırdığını dün gibi hatırlıyoruz.
ABD Büyükelçisi Robert Pearson, o sabah bir televizyon kanalına çıkarak adeta ateş püskürmüştü.
Pearson, elinde tuttuğu Milliyet gazetesini sallayarak, ABD-PKK buluşmasını yalanlıyordu.
Ancak, bu çabası pek de etkili olmadı. Türkiye’yi Irak operasyonuna razı etmeye çalışan ABD’nin, işi 23 Ocak 2003 sabahından sonra daha zordu.
Türk kamuoyu bu haberle ‘stratejik’ müttefikinin, arkasından gizli kapaklı dolaplar çevirdiğini bir kere öğrenmişti artık.
Bu gelişmelerin ABD’nin resmî yazışmalarına yansımasını ise sekiz yıl sonra, Taraf’ın yayımladığı WikiLeaks belgelerinden öğrendik.
Diplomatların yazışmalarından, ABD-PKK ilişkilerinin varlığını, çok alt düzeyde de olsa doğrulayacak bilgiler (24 mart 1994 tarihli WikiLeaks belgesinde) göze çarparken Dündar’ın ABD-PKK buluşmasının kanıtı olarak sunduğu fotoğraf ve iddialarını doğrulayacak bilgilere rastlanmıyordu. Ancak Can Dündar, önceki gün “Haber kaynağım Büyükanıt’tı” başlıklı yazısında, sekiz yıl önceki haberine konu olan fotoğraf ve yazısının teyit edildiğini savundu.
Fotoğraf gerçek
ABD’li yetkililerin PKK’yla buluşmayı kabul etmelerini beklemek elbette gerçekçi olmaz. Fakat bu konunun aydınlatılması gibi bir ciddi sorun da hâlâ ortada öylece duruyor.
Can Dündar’ın “İşte kanıt” diyerek yayımladığı fotoğrafta ABD’li yetkililerle bir araya gelen PKK’lı yöneticilerin bu konudaki sözleri ne derece tatmin edici olur; bunu okurların takdirine bırakıyorum.
Ama o fotoğrafta “ABD’li yetkili”yle birlikte oturan kişilerden (fotoğrafta Dursun Ali, olarak gösterilen) gerçek adı Dursun Ali Küçük olan eski PKK’lı yönetici bu konuyu Taraf’a anlattı. 2004’te örgütte yaşanan büyük ayrışmadan sonra PKK’dan ayrılarak Avrupa’da yaşamaya başlayan bu kişi, “ABD’lilerle bir araya gelmekle suçlandığı” için, bu fotoğrafın hikayesini paylaşma gereği duymuş.
Onun anlattığı hikaye ise çok farklı: Fotoğraf gerçek. Fotoğrafın çekildiği yer Kuzey Irak’ta PKK kamplarının bulunduğu, Hinere- Kelaşin adlı bölge. Yanda küçük bir göl var. Orada buluşanlar örgütün eski yöneticilerinden Nizamettin Taş, Ali Haydar Kaytan, Halil Ataç, Dursun Ali Küçük (sağda sırtı dönük, başında mendil olan) ve KDP’ye yakınlığıyla tanıdıkları Davut Bağıstani ile fotoğrafta “ABD’li yetkili” olarak işaretlenen PKK’lı “Kaymakam Halit” kod adlı kişi. Kaymakam Halit, fotoğrafın çekildiği alanda örgütün “gümrük” işlerinden sorumlu çalışanı. Bu kişi omzuna PKK’lıların kullandığı ve adına kefiye veya poşu dedikleri büyükçe bir eşarp takıyor. Ayağında yine örgütün giydiği Mekap marka ayakkabılar var. Başında ise özelliği olmayan bir şapka. Fotoğraf ise o anda “dostluk”, “hatıra” adına çekilmiş.
Dursun Ali Küçük, Can Dündar’a bu fotoğrafı ulaştıran Davut Bağıstani’yi örgütün o sıralar yeterince tanımadığını söylüyor. Dursun Ali’ye göre bu kişi sadece Dündar’ı yanıltmakla kalmıyor, PKK’yı da dolandırıyor. Silah tüccarı mı yoksa kurnaz bir şark dolandırıcısı mı emin değil; belki de son derece profesyonel bir istihbaratçı...
“ABD’li askeri yetkili”nin hikayesi burada son bulsa da Davut Bağıstani’nin öyküsü sürüyor.
Can Dündar’ın 23 Ocak 2003’teki “İşte kanıtı” manşetiyle duyurduğu haber, elbette sadece o fotoğrafla sınırlı değildi. Dündar’ın haberini yayımlamadan evvel Milliyet’ten Namık Durukan da PKK Başkanlık Konseyi’den ABD Dışişleri Bakanlığı’na gönderilen bir “yazıyı” ele geçirmişti.
Bağıstani PKK’yı dolandırdı
Dursun Ali’ye göre “o belge” de gerçek.
Ama şöyle ki:
2002’de PKK’nın Lübnan-Suriye faaliyetlerinden sorumlu liderleri Mustafa Karasu’dan, “Başkanlık Konseyi”ne bir mesaj ulaşıyor. ABD’li bir diplomatla görüşme yapabileceği bilgisini geçiyor bu mesajda. Aracı ise Davut Bağıstani. Karasu adlı yönetici, örgütten bu buluşmanın “sağlıklı” geçmesi için ayrıca 50 bin dolar istiyor. Dönemin Başkanlık Konseyi, ABD’yle alınan bu randevuya bir mektupla gidilmesini uygun buluyor. ‘Masraflar’ için de önce 25 bin, ardından da 10 bin olmak üzere toplam 35 bin dolar gönderiyor. Buluşma, Suriye’de bir lokantada gerçekleşir. Bağıstani, buluşmaya yanında “ABD’li diplomat” ile gelir. Mustafa Karasu ise, yanında İngilizce bilen bir tercümanla birlikte. Görüşme “gayet rahat” geçer. Karasu, görüştüğü kişiye, “PKK içinde Amerika’ya en çok karşı olan benim, ABD Kürt sorununu çözsün, en çok ABD’yi ben savunur ve desteklerim” der. Örgütün hazırladığı mektubu verir. “ABD’li diplomat” ise, Kürt sorununa olumlu yaklaşım göstereceklerini vurgular. Görüşme karşılıklı jestlerle biter. Karasu, örgüte görüşme hakkında ayrıntılı rapor yazar. Ancak çok sonra, Davut Bağıstani tarafından dolandırıldıklarını anlarlar...
ABD ile temas kuruldu
Irak’a müdahale öncesi “ABD ve PKK buluşmaları” olarak gündeme gelen haberlerin perde arkası böyle hikaye ediliyor. Ancak, bu anlatılanların ABD-PKK ilişkilerini tümden yok saydığı anlamına da gelmiyor. ABD’nin PKK ile Irak’a müdahale ettikten sonra ilişki kurduğu kaydediliyor. Toplam üç görüşme yapılmış. ABD’li askeri yetkililer ile PKK’nın Irak’taki temsilcileri bir araya geliyor. Temaslar ciddi bir nitelik kazanmıyor. Ve 2004’te kesiliyor. ABD’liler sonra PKK’nın İran kolu PJAK ile temas kuruyor. Ancak bu temasın da uzun ömürlü olmadığı söyleniyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 'Ajans' kime bağlı?
15.05.2019 - Erdoğan'ı devirip, Sevr masası mı kuracaksınız?
10.05.2019 - Gidişat nereye?
1.05.2019 - Demirin soğumasını istemiyorlar
22.04.2019 - Seçimleri geride bırakırken...
19.04.2019 - Çözüm seçimin yenilenmesinde
17.04.2019 - Gerçekleri bu kadar kolay çarpıtmak da az hüner değil
15.04.2019 - ABD, İstanbul seçimleri ve Fırat'ın doğusu
12.04.2019 - Yeniden sayım yerine yeniden seçim
11.04.2019 - Dört koldan kıskaç ve anlamı
8.02.2019
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
adil ozcan
ahmet altan turkcede bir ata sozu var [ar damari catlamis]bu ata sozu sana cok yakisiyor hatirlatayim dedim.