Kurtuluş TAYİZ
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Apo’nun okul yıllarında beş vakit namaz kıldığını açıklayınca Öcalan’ın dindar kimliği ön plana çıktı. Öcalan’ın ailesi de bunu doğruladı; Öcalan ilkokul yıllarından itibaren namaz kılmaya başlamıştı ve ramazanda da oruç tutardı. Okul arkadaşlarının tanıklığına göre de Öcalan’ın Nurcu olmasına ramak kalmıştı. Bir okul arkadaşı bunu yıllar sonra biraz da “eyvahlanarak” açıklıyordu.
Bu tartışmalara bakılırsa AKP’nin Apo’su dindar ve Nurcu. İmralı’yla yakınlaşma arzusu ister istemez böyle sempati yaratmayı gerektiriyor. Bence gayet iyi bir halkla ilişkiler çalışması. Bu yeni“dindar Öcalan”, hayırlı gelişmelere vesile olabilir. AKP’den kendi tabanına “ateist Öcalan” sunmasını beklemek zaten haksızlık olur.
AKP’nin dindar Apo’suna en fazla tepki CHP’den geldi.
Peki, CHP’nin Apo’su yok mu?
Aslında her kesimin kendine göre bir Apo’su var.
CHP’nin Apo’su da laik ve Atatürkçü.
Öcalan’ın Kemalizm konusunda CHP’yle yarışabilecek kadar donanımlı olduğunu hatırlatalım. Öcalan, CHP liderlerinden daha fazla Atatürk ve Kemalizm üzerine kafa yormuş. Hatta CHP’nin yıllardır üzerine titrediği, “elden gidiyor” diye kıyametler kopardığı “Cumhuriyet’in temel nitelikleri” üzerine Öcalan’ın daha esaslı değerlendirmeleri var. İmralı Adası’nda 10 Eylül 2003 tarihli bir değerlendirmesinde Öcalan şunları söylüyor: “PKK, Cumhuriyet’in temel niteliklerine bilimsel olarak daha yakındır. Atatürk’ün ilkelerine bilimsel temelde daha yakındır. PKK özellikle KADEK’le birlikte bilimsel çağdaş çizgiye daha yakınlaştı.”
Öcalan’ın Atatürk milliyetçiliğine ilişkin görüşleri de ilginç: “Atatürkçülük Türk-Kürt kardeşliğinin tesisidir. Atatürk’ün Kürt düşmanlığını esas alan tek bir cümlesi yoktur. Benim biricik eserim Türk milliyetçiliğidir dememiştir. Cumhuriyetçiliktir demiştir.”(Şubat 2002, İmralı Adası/ Görüş notları)
Öcalan’ın en iddialı çıkışı ise “Ne Mutlu Türk’üm diyene” sözü üzerinedir. Öcalan bu konuda CHP’nin bugün bile ulaşmakta zorlandığı bir bakış açısını yansıtıyor: “Ne mutlu Türk’üm diyene sözü, bazı Kürt çevreler tarafından Atatürk’ün milliyetçi ve ırkçı olduğunun işareti olarak ele alınmaktadır. İfade diğer halkları asimile etme amaçlı olarak değerlendirilmemeli.
Türkler, Osmanlı döneminde kırsalda yaşıyordu. Hor görülüp dışlanıyorlardı. Türkmenlerin kendilerine güvenmelerini sağlamak için bu söz söylenmiştir. Yoksa Kürtlerin de kendilerine Türküm demeleri için değil. Ne mutlu Türküm diyene, ne mutlu Türk oldum demek değildir. Bu büyük bir yalandır. Türkiye ulusu kavramı tüm halkları kapsayabilir, Türk ve Kürtleri temsil ve ifade edebilir, bundan gocunmamak lâzım.” (24 Eylül 2003, İmralı Adası/ Görüş notları)
Kemalizmin “amentüsü” sayılabilecek “Devrimci Atatürk” konusunda da Öcalan’ın ciddi tezleri bulunuyor: “Atatürk’ün hanedanlık ve dinsellik üzerine kurulu devlet yapısını yıkıp yerine cumhuriyet ilan etmesi çok ciddi bir siyasi ve devrimci pratikti. Bu yüzden Atatürk’ü devrimci ve ihtilalci olarak tanımlayabiliriz.” (7 Eylül 2006, İmralı Adası/Görüşme notları)
Öcalan’ın şu tarihsel analizleri de dikkate değer: “Büyük stratejik önem arz eden Kemalizm, emperyalizm koşullarında, emperyalizme karşı halkların bağımsızlaşması, özgürleşmesi ve özerkleşmesi, Türk ve Kürt halkının birlikte emperyalizme karşı tavır koyma hareketi, Türk ve Kürt halkının emperyalizm koşullarında özgür birlikteliğidir.”
“Antiemperyalist Atatürk”ü de sanırım CHP en iyi bu satırlarda bulabilir: “Mustafa Kemal bir olgudur. Mustafa Kemal’i çözmeden Türkiye’de hiçbir sorunu çözemeyiz. Mustafa Kemal’in 1920’lerde emperyalizme karşı vermiş olduğu mücadeleyi kendi etnik kimliğinden bağımsız olarak değerlendiriyorum. Dünya halklarına örnek bir mücadeleydi. Mustafa Kemal’in 1920’li yıllarda oynadığı rolü 2000’li yıllarda oynayacak bir ‘Kürt’ Mustafa Kemal’e ihtiyaç vardır. Kemalizm’in güncelleştirilmesi dünya çapında bir ihtiyaçtır.” (30 Kasım 2005, İmralı Adası/ Görüşme notları)
Sonuç: Hükümet bu aralar sanırım Apo’ya biraz daha fazla ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden “dindar Apo” bu sıralar daha popüler. Ama CHP’nin de atak yapmakta gecikeceğini sanıyorum. Yakın zamanda “Atütürkçü Apo”yla karşılaşırsak şaşırmayalım!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019