Kurtuluş TAYİZ
Kürt meselesinde BDP ve AKP’den sonra CHP de politikaya üretmeye başladı.
Hem de en az AKP ve BDP kadar iddialı. Zira, Kürt meselesinde sözü olmayan bir partinin iktidar iddiası da boş bir söylemden ileri gitmezdi.
Yeni CHP bunu anladı.
Bunun içindir, partinin kurmayları harıl harıl Kürt raporu üzerinde çalışıyor.
Önümüzdeki hafta rapor kamuoyuna açıklanacak.
Kulislere sızan bilgilere göre Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na Türkiye’nin koyduğu çekincenin kaldırılması, bu raporun en önemli başlıklarından.
Kürtler, kendi kimlikleriyle yönetime katılmadıkları müddetçe, Kürt meselesi derinleşerek sürer.
CHP de artık bu gerçeğin farkında.
Ama bu model, BDP’nin seçim programına aldığı “demokratik özerklik” modelinden temel hatlarıyla ayrılıyor.
BDP, etnik kimliğe doğrudan “egemenlik” verilmesini talep ediyor.
CHP’nin üzerinde çalıştığı Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ise, etnik temelli değil demokratik bir model.
AKP’nin ayak sürüdüğü bu konuyu CHP’nin gündeme getirmesi önemli bir değişimin de göstergesi.
Anadilde eğitim sorunu da CHP’nin üzerine kafa yorduğu başlıklardan biri. CHP, Kürtçenin okullarda seçmeli ders olarak okutulmasını da önerecek.
Bu öneriler CHP’nin “kimlik siyaseti”ne yöneldiği anlamına mı geliyor?
Bence hayır. Aksine CHP’yi yıllardır ihmal ettiği, Türkiye’nin en büyük sorununda, Kürt meselesinde söz sahibi yapıyor.
Akla gelen diğer bir soru, bu açılımın CHP’ye ne kazandıracağı?
Kürt oyları CHP’ye mi akacak?
Elbette ki hayır.
Ama CHP’deki çok önemli bir eksikliği, boşluğu dolduracak.
CHP’yi demokratikleştirecek.
Kürt meselesinde sözü olmayan CHP’ye, gerçek bir parti hüviyeti kazandıracak.
İlk defa ayrım yapmadan, inkâr etmeden, yok saymadan bütün vatandaşların sorunlarını çözemeye soyunan bir parti olacak.
Batının demokratik değerleriyle buluşacak; “ulusalcı” değil, “dünyalı” olacak.
Sadece sahillere seslenen bir partinin Türkiye’nin bütününden destek bulması elbette imkansızdı.
CHP eski genel başkanı Deniz Baykal da bunun farkındaydı. Ama...
Kaybettiği oyları, Türkiye’yi kutuplaştırarak kazanacağına inanıyordu.
Yeni CHP, AKP’yle yarışmak için “memleket sorunlarını” derinleştirme, toplumu kutuplara ayırma yerine proje üretmeye yöneldi. Beğenelim beğenmeyelim, CHP’deki hareketlilik, canlanma budur.
CHP’nin bu çıkışı AKP ve BDP’nin eski rahatlığını bozacağa benziyor.
Her iki parti de artık rakipsiz değiller. Yıllardır aynı ezberleri tekrarlayıp duramayacaklar.
En azından onlar da kıpırdanmak ve politikalarını gözden geçirmek zorunda kalacaklar.
CHP’nin eksilerine gelince.
CHP’nin bu seçimlerdeki en zayıf yanı, yine Ergenekon.
Baykal gitti ama Ergenekon, CHP’nin hâlâ yumuşak karnı durumunda.
Mehmet Haberal ile Sinan Aygün ve hatta Mustafa Balbay’ın aday yapılması, CHP’nin yeni politikalarına gölge düşürdü. Kemal Kılıçdaroğlu’nu en çok da bu yöndeki haklı eleştiriler zorlayacak.
Bir yandan Ergenekon sanıklarını aday gösterip diğer yandan Türkiye’nin en önemli sorununa yine en ileri çözüm önerilerini getirmek, bu çelişik durum, yeni CHP’nin doğum sancısı olsa gerek.
İmralı’da Öcalan’la görüşen kim
PKK lideri Abdullah Öcalan ile İmralı’da yapılan görüşmeler, kamuoyuna yansıdığı ilk günden itibaren tartışma konusu.
Öcalan ile hangi kurumun ve kimlerin görüştüğü yanıt bekleyen soruların başında geliyordu.
Hükümet, bu konudaki soruları bugüne kadar hep, “Devlet görüşüyor” sözleriyle geçiştirmeye çalıştı.
Başbakan Erdoğan da bu soruya sık sık muhatap oldu; Öcalan ile görüşen kim?
Anayasa referandumu öncesi Erdoğan, bu görüşmeleri, “Hükümet görüşmez, devlet görüşür” diyerek kabullenmişti.
Fakat seçim öncesi bu konu MHP’nin baskısıyla yeniden gündemde. MHP, hükümeti buradan sıkıştırmak istiyor.
Erdoğan, bu kez topu taca atmadı. “Devlet görüşüyor, biz görüşmüyoruz”u Brüksel’de bir adım daha ileri götürdü: “Hükümet devlet kanallarıyla bu görüşmeleri gerçekleştirir. Devletin başı da iktidardır.”
Hükümetin bugüne kadar attığı en cesaretli adımlardan biri, İmralı’da Abdullah Öcalan ile masaya oturmak oldu.
Kürt sorununda akan kanı, bence bu adım durdurdu. Öcalan ile ilk temas kuran, kuşkusuz AKP hükümeti değildi; askerin el altından görüşmeler yaptığını bugün artık biliyoruz. MİT de, Öcalan ile kapsamlı görüşmeler yapmıştı.
Ancak hiçbir hükümet, bu görüşmelerin arkasında durmamıştı.
Ve bu yüzden, herhangi bir sonuç da alınamamıştı.
Erdoğan, ilk kez hükümetin devlet kanallarını kullanarak Öcalan ile görüştüğünü kabul ediyor.
Bu tabu da böylece tarih oldu.
Geriye ne kaldı?
Bir adım ötesi Kürt meselesinde barış...
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019