Kurtuluş TAYİZ
Etiler’de biri ağır yedi kişinin yaralanmasına neden olan bombalı saldırı seçim sonrası için verilen bir mesaj olmalı. “Cehennem”e dönüştürülecek Türkiye hakkında “küçük” bir fikir edinmemizi istiyorlar, anlaşılan. Saldırının hedefinde Polis Okulu öğrencilerinin olduğu tahmin ediliyor. 1994’te Tuzla tren istasyonunda beşi Tuzla Piyade Okulu öğrencisi altı kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırının bir benzeri yapılmak istenmiş sanki.
Saldırıyı henüz üstlenen olmadı. Olağan şüpheli PKK ve TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri). Bu saldırıyı üstlenen olur mu, bundan pek emin değilim. Bence bunun bir önemi de yok. Zira kamuoyu bu tür saldırılardan sonra peşinen PKK’yı sorumlu tutuyor. Bu algısının değişmesi de zor. Bu algının değişmesini istemek veya beklemek de zaten gerçekçi değil. Çünkü her fırsatta Türkiye’yi “Cehenneme çeviririz” tehdidinde bulunanlar, onlar. Böyle bir olay olduğunda da halkın aklına ilk olarak PKK geliyor. Kamuoyu için bu tür saldırıların tek adı var; terör. İşine giden, evinden dönen, otobüs bekleyen, kahve içen, araçtan inen insanlara yönelik bombalı saldırı düzenlemenin kuşkusuz başka bir adı yok. Kimden gelirse gelsin, arkasında hangi güç olursa olsun, bu değişmez.
Bombalı saldırının İstanbul’un en lüks ve en popüler yerinde gerçekleşmesi sanırım verilmek istenen mesajın “özünü” oluşturuyor. Siyaset kurumuna, hükümete şöyle bir uyarı yapılıyor olmalı: “Şiddeti tahminlerinizden de öteye taşıyabiliriz, buna gücümüz var. Artık ölüm dağlarda değil büyük kentlerde, hatta bu kentlerin en popüler semtlerinde herkesi bulabilir. Şiddette sınır tanımayız.”
Bu saldırının diğer bir mesajı da Cumhuriyet’in ilk sivil anayasasını yapmaya soyunanlara. 90 yıllık bir sistemin öyle kolay kolay değiştirilemeyeceğini anlatmaya çalışıyorlar. Belki de yeni anayasanın lokomotifi olacak AKP’ye yönelik, “hedef küçült” mesajı veriyorlar.
Burada bombayı yerleştirenlerin kimliği fazla bir önem taşımıyor. Bombanın barış havasında girmeyi umduğumuz seçimleri ve yeni anayasayı yapmaya soyunan siyasi iktidarı hedeflemesi, bu sonucu çıkarmamıza yetiyor. Yani bombalı patlamanın asıl hedefi seçimler ve doğrudan siyasi iktidar, yani AKP’dir.
Barış içinde girilecek seçimlerden AKP’nin güçlü çıkacağını hesaplayan, her fırsatta kaosa kapı aralamak için çırpınan, bir savaş lobisinin varlığı artık kimse için sır değil. Savaş lobisi Türkiye’yi yeni bir şiddet ve güvensizlik dalgasına boğarak, dümene geçmeye heves ediyor.
“Kürt sorunu çözülmezse bu saldırılar da olur” diyenleri duyar gibi oluyorum. Bu tür saldırılar ile Kürt sorunu arasındaki bağlantıyı iyi görmek gerekiyor. Uzun bir süredir Kürt sorunu sadece Kürt sorunu değildir; Türkiye sorunudur. Bu sorunun çözülmesindeki güçlüğü, zorluğu burada aramak gerekiyor. Kürt sorunu sistem içi iktidar kavgasının yürütüldüğü gizli bir alana dönüşmüş durumda. Rejim içi hesaplaşmalar bu maske altında, gayrımeşru biçimlerde rahatça yapılıyor. Bu sorun biraz da bunun için çözümsüz kılınıyor. Kürt meselesinin bu kadar çatışma-ölüm kaynağı olmasına bu açıdan da bakabiliriz. Yakın tarihte meydana gelen onlarca bombalı saldırının, onlarca siyasi suikastın Kürt sorununa kolayca bağlanarak yok sayıldığını unutmayalım. Hatta geçmişte uzunca bir dönem liderlerin kaderi bu soruna bağlı olarak değerlendirildi. Siyasilere Kürt sorununa bağlı olarak ömür biçildiğini hatırlayalım.
O halde, ne pahasına olursa olsun Kürt meselesinin çatışma ve ölüm kaynağı olmaktan çıkarılması gerekiyor. Bunun kolay olmadığı ortada. AKP’nin Kürt meselesini çözmekte diğer partilerden daha iddialı olduğunu biliyoruz. Ancak –belki de BDP ile girdiği siyasi çatışma yüzündenbu iddiasından rücu ettiğini düşünenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Başbakan’ın bu konuda yeni bir değerlendirme yapmaya ihtiyacı var.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 'Ajans' kime bağlı?
15.05.2019 - Erdoğan'ı devirip, Sevr masası mı kuracaksınız?
10.05.2019 - Gidişat nereye?
1.05.2019 - Demirin soğumasını istemiyorlar
22.04.2019 - Seçimleri geride bırakırken...
19.04.2019 - Çözüm seçimin yenilenmesinde
17.04.2019 - Gerçekleri bu kadar kolay çarpıtmak da az hüner değil
15.04.2019 - ABD, İstanbul seçimleri ve Fırat'ın doğusu
12.04.2019 - Yeniden sayım yerine yeniden seçim
11.04.2019 - Dört koldan kıskaç ve anlamı
8.02.2019
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
























































Ad Soyad Giriniz...
Bu tür vahşeti darbe sırasında Türke ve Müslümana yapanlar savaş sırasında Ermeni ve Hristiyanlara eziyet edip öldüren aynı ahlaksızlar. Kanun Teklifi: Türkiye cumhuriyetinde yaşayan herkes (turist dahil) uzun namlulu YİVLİ silah ve bu silaha ait istediği kadar mühimmat bulundurma ve taşıma hakkına sahiptir. Bak o zaman darbe soykırımı yapabiliyorlar mı?
şiho şahan
Lanetliyorum 12 eylül darbesini