Kurtuluş TAYİZ
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “önüm açılmazsa süreçten çekilebilirim” açıklamasının ardından KCK da “çözüm deklarasyonu” adıyla sert bir bildiri yayımladı. Kandil, sürecin devam etmesi için bazı şartlar öne sürdü. Bu şartlardan “Öcalan’la müzakerelere geçilmesi” talebi öne çıkıyor. Kürt hareketinden peş peşe gelen bu açıklamalar, kamuoyunda sürecin akıbetiyle ilgili ciddi kuşkulara neden oldu.
Çözüm süreci bitti mi?
PKK tekrar silahlara mı sarılacak?
Çatışmalı döneme geri mi dönüyoruz?
Hükümet, sürece nokta mı koydu?
Bu sorulara yanıt bulmaya çalışırken dün önemli bir Kürt siyasetçiyle telefonda görüşme fırsatı buldum.
Kandil’in bundan sonra tekrar silaha dönmesinin zor olduğunu anlattı. Silahın artık seçenek olmaktan çıktığını belirtti.
Ancak çözüm sürecindeki tıkanıklık aşılmazsa en az silah kadar tehlikeli başka yöntemlerin devreye girmesinden korktuğunu anlattı.
BDP’li vekil, çözüm sürecindeki tıkanıklığın aşılmasının zor olmadığını söyledi. Eğer hükümet, gözlemci bir heyet oluşturur ve gazetecilerin İmralı ile görüşmesinin önünü açarsa çözüm sürecinde yaşanan tıkanıklık da aşılır. Hükümetin atacağı bu adım, Kürt tarafında iktidarın süreci ilerletme isteği ve iradesi olarak algılanacak.
Hükümetin seçimlere kadar demokratikleşme paketinin dışında başka bir adım atmaması, Öcalan ile de ilişkileri mevcut düzeyin üzerine çıkarmaması durumunda olacakları sorduğumda BDP’li vekil, silahların gündeme gelmeyeceğini ancak bu kez başka tehlikelerin kapıda olduğunu ima etti. Süreç bozulursa Kandil belki silaha başvurmayacak ama bölgedeki kaosun Türkiye’ye taşırılmasına omuz verecek, ülke içinde istikrarsızlık yaratan güç kaynağı olacak.
Bu kısa konuşmadan anladığım Kürt siyasetçiler, çözüm sürecindeki tıkanıklığın Kandil’in elini güçlendirmesinden korkuyor. Süreç tıkanırsa inisiyatif tümden Kandil’e geçecek. BDP, bunun önüne geçmek için İmralı’nın elinin güçlendirilmesi gerektiğini biliyor. Tıkanıklık aşılırsa inisiyatif tekrar İmralı’ya geçecek, aşılmaz ise Kandil bu süreçten daha fazla güçlenerek çıkacak. Bunun demokratik Kürt siyasetinin aleyhine olacağı kesin.
KCK’nın yayımladığı bildiriye bakıldığında Kandil’in siyasallaşma sancısı çektiği rahatlıkla görülür. Örgüt karşılaştığı ilk problem karşısında silaha başvurmamak için adeta kıvranıyor. Silah ve şiddet başvurulacak birinci çözüm yöntemi. Kürt hareketi için silah hâlâ kendini ifade etme aracı. Çözüm sürecinin karşılaştığı ilk ciddi engelde Kandil yine silah kartını masaya sürdü. Ancak henüz silaha davranmış değil. Koşullar oluşursa bundan kaçınacağını hiç sanmıyorum.
Çözüm sürecinin tıkanmasına umut bağlayan iç ve dış güçlerin varlığı biliniyor. Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak, yönetilemez hale getirmek için en küçük fırsatı bile değerlendireceklerdir. Bunun önüne geçmek için İmralı ile görüşmeleri daha nitelikli hale getirmek ve Kürt siyaseti için demokratik alanı genişletmek gerekiyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük demokratikleşme projesini yürüten bu hükümetin, bu tıkanıklığı aşarak kendisini devirmek için pusuda yatanlara şans tanımayacağını tahmin ediyorum.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 'Ajans' kime bağlı?
15.05.2019 - Erdoğan'ı devirip, Sevr masası mı kuracaksınız?
10.05.2019 - Gidişat nereye?
1.05.2019 - Demirin soğumasını istemiyorlar
22.04.2019 - Seçimleri geride bırakırken...
19.04.2019 - Çözüm seçimin yenilenmesinde
17.04.2019 - Gerçekleri bu kadar kolay çarpıtmak da az hüner değil
15.04.2019 - ABD, İstanbul seçimleri ve Fırat'ın doğusu
12.04.2019 - Yeniden sayım yerine yeniden seçim
11.04.2019 - Dört koldan kıskaç ve anlamı
8.02.2019
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Orhan Yavuz
Yazara göre yargı kötü. İyi de AKP hükümeti bu yargı eliyle, bu yargıyı kullanarak iktidarını sağlamlaştırdı. Çok can yaktı. Çok hukuksuzluğu teşvik etti, destekledi. Bugünkü noktaya gelinmesinin baş sorumlusu AKP iktidarıdır. Bu sorumluluğu onlara hatırlatmayacak mıyız? AKP iktidarından yaptığı zulümlerin hesabını sormayacak mıyız?