Kurtuluş TAYİZ
Diyarbakır'da bir milyondan fazla insanın bir araya gelmesini nasıl açıklayabiliriz? Kürtler, sıradan bir bahar bayramını kutlamak için toplanmadılar o alanda, barış için bir araya geldiler. Coşkuları, heyecanları, umutları barışa dönüktü. Zaten insanlar savaş için, ayaklanma için, ölüm için meydanlara akın etmez; ama barış için, yaşam için, özgürlük için meydanları doldurabilir. Diyarbakır'daki Newroz manzaraları, Kürtlerin barışa olan özlemini, umudunu yansıtıyordu.
Abdullah Öcalan'ın, Kürtlerin beklenti ve taleplerini ne kadar iyi okuduğu gönderdiği mektuptan anlaşılıyor. Öcalan, kendisini destekleyen Kürtlere barış vaat ediyor, ölüm değil; yaşam vaat ediyor, çile değil. Öcalan, klasik bir lider değil, önderlik taslamıyor. Kürt isyanını sağlam bir limana demirlemeye çalışıyor. Kürt savaşında ölen gençlerin, yok olan hayatların farkında; bunun omuzlarına yüklediği ağırlığı ancak barışla hafifletebilir. "Savaştan korkmadık, barıştan da korkmayız" derken, örgüt içinde hala tereddüt geçiren, sürece mesafeli duran kesimleri, Kürt siyasetçileri cesaretlendiriyor. Her şeyin farkında olduğunu anlatmaya çalışıyor. Barışın önemine dikkat çekiyor. İsyanın, yangının, ateşin, silahın ne demek olduğunu ondan daha iyi kim bilebilir? Daha ortada ne PKK/KCK, ne BDP, ne de bugünün popüler siyasetçileri vardı, Öcalan tek başına isyana kalktığında. Barışa soyunduğu için kendisini suçlayanların, hatta korkaklıkla itham edenlerin olduğunu da biliyor. Ancak tarihi sorumluluğunun bilincinde; hiçbir savaş, Kürtler adına imzalanacak barış anlaşmasından daha değerli olamaz…
Bu yüzden Öcalan'ın mektubu hayali değil, gerçekçi mesajlarla dolu. Hükümete, Türk-Kürt ilişkilerini yeniden düzenleme için tarihi bir fırsata sahip olduğunu hatırlatarak, radikal demokratik adım atması gerektiğini söylüyor. Türkiye'nin büyük barışını sağlamak için ertelemeden, kararlılıkla müzakere aşamasına geçilmesini istiyor. Aksi durum, darbecilerin başarısını getirecek; "darbeci-komplocu ittifak", eski sistemi restore ederek yoluna devam edecek.
Kürt barışı, yeni Türkiye'nin kilidi konumunda; barış, demokrasinin zaferini getirecek; sürecin bozulması ve savaşın tekrardan başlaması ise darbecileri güçlendirecek, sivil iradenin kaybetmesine yol açacak…
Kuşkusuz anti-Erdoğan cephesi için Newroz kutlamaları ve Öcalan'ın mesajı umut kırıcıydı. Hasan Cemal, "Sürpriz olmadı" demesine rağmen, Öcalan'ın mektubunun yarattığı moral bozukluğunu gizleyemedi. Abdullah Öcalan'ın "Geçen sürede iki taraf da barıştan kararlı çıktı" sözleri, çözüm süreci üzerinden hükümeti vuran çevrelerin alanını daralttı. Apo'dan umduğunu bulamayanlar, Cemil Bayık'ın açıklamalarına sarılmayı tercih etti. Newroz'da okunan mesajında Bayık "AKP'nin çözümün önündeki en büyük engel olduğu ortaya çıktı. Bu engel ortadan kaldırılmadan çözüm gelişmez" dedi. Öcalan'ı bir yana bırakıp Cemil Bayık'ın bu sözlerini öne çıkaranlar, bu konuşmanın önemine dikkat çekenler, aslında şiddete kapı aralamaya çalışanlardır.
Cemil Bayık'ın açıklamaları ile Abdullah Öcalan'ın mesajının farklı olması hiçbir şeyi değiştirmez. Çözüm sürecinin gidişatını etkilemez. En fazla Kürt hareketinin yedekte tuttuğu alternatif bir yol haritasına işaret eder. Bayık'ın varlığı, Öcalan'ın meşruiyetini güçlendiren bir unsurdur, zayıflatan değil. Bu farklılık, Öcalan'ı güçlendiriyor. Öcalan, Türkiye'ye teslim edildikten sonra örgütle kendi arasında böyle bir "önderlik mekaniği" oluşturdu. Tabii sahte bir rol paylaşımı değil bu, sahici bir görev dağılımıdır. Kısacası kontrol Öcalan'da, bu da Türkiye için büyük bir şans.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019