Kurtuluş TAYİZ
Birinin samimi olup olmadığını belirlemek zordur. İnsanın içini okuyan bir makine hala icat edilmedi. Bilim insanlarının bu konuya kafa yorduğunu biliyoruz. Psikoloji biraz işe yarasa da duyguları tanıyan, niyetleri okuyan bir bilim dalı gelişmiş değil.
Başbakan Erdoğan’ın 24 Nisan mesajıyla birlikte yapılan pek çok değerlendirme “samimiyet” ile ilgili oldu. Kimi “Erdoğan samimi değil” dedi; kimi de “Açıklama doğru olsa bile Erdoğan’ın samimiyeti kuşkulu” değerlendirmesinde bulundu.
Samimiyeti ölçecek bir bilim dalı olsa, Erdoğan’ın açıklamalarının arkasındaki duyguları da öğrenebilirdik; içten mi, samimi mi, dürüst mü, yoksa hesapçı mı, reel politik mi diye…
24 Nisan mesajıyla da sınırlı değil; neredeyse her konuda Erdoğan’ın samimiyeti sorgu masasında. İktidarla ilgili her konuşmaya bununla başlanıyor; Erdoğan mütemadiyen samimiyet testinden geçiriliyor. Sonuç malum; Erdoğan samimi değil!
Oysa uluslararası ilişkilerde atılan adımların hangi saikle yapıldığının bir önemi yoktur; önemli olan devlet adına söylenen sözdür, atılan adımdır; devletin beyanı esastır. 24 Nisan mesajının samimiyetini sorgulamaya çalışmak anlamsız bir çabadır.
Erdoğan’ın samimi olmadığını ispatlamak için uğraşıp durmak elbette manasız değil ancak sorunlu bir ruh haline işaret eder. Birinin samimi olup olmadığını anlamak ve anlatabilmek için bu kadar uğraşılmaz, didinilmez, efor sarf edilmez. Hayat zaten insanın bir konuda samimi olup olmadığını mutlaka doğrular. İnsanları yanıltmak ancak belli bir zaman içerisinde mümkündür, sonsuza dek değil. Kaldı ki, hayatı kandırmak kolay değildir. Gerçekleri istediğimiz gibi ters yüz edemeyiz. Bu yüzden her icraatında Başbakan Erdoğan’ın samimi olmadığını öne sürmeyi sorunlu buluyorum; bu tekrarın, içsel bir sesi bastırma ihtiyacından doğduğunu düşünüyorum. Erdoğan’ın bir niteliğini açığa çıkarmak için değil, kendini ikna etmeye dönük bir çaba sanki. İçten yükselen bir itirazı sürekli aksine ikna etme çabasına benziyor daha çok.
Başbakan’ın öncelikle bir politikacı olduğunu bilmek gerekiyor. Politika toplumun duygularını ve hassasiyetlerini gözeterek yapılır ancak salt duygulara göre yapılmaz. Duygular gözetilerek de akılcı bir politika yürütülebilir. Akılla ilişkisi kesilen liderlerin istikrarlı bir başarı çizgisini yakalaması mümkün değildir. Erdoğan’ı da gerçekten yargılamak istiyorsak, bunun yolunun onu ve konumunu doğru tanımaktan geçtiğini anlamamız gerekir.
Samimiyet meselesi de böyle. Sahici olmayan bir politikacının veya liderin topluma ulaşabilmesi zordur. Toplum en çok Erdoğan’ın samimiyetine inanıyor. Devletin, toplumun geniş bir kesimine karşı mesafeli duran katı geleneğinin, insanların yaşamlarına, duygularına dokunarak çözülmesini sağlıyor. Erdoğan’ın samimiyeti olmasaydı, bu kadar başarılı da olamazdı. Politikacılar zayıf yanlarından değil, güçlü yanlarından saldırı alır. Erdoğan’ın en güçlü yanı da içtenliği. Erdoğan’a duyulan güvenin arkasında, bu samimiyet var. Kuşkusuz her sözü, her çıkışı destek bulmuyor, fakat samimiyeti pek çok hatasını ve fevri çıkışını telafi ediyor.
Bir liderin makamından aldığı güç sınırlıdır; onun gücü taşıdığı niteliklerdir. Doğrusu son bir yılda Başbakan’ın niteliklerine ilişkin söylenmeyen söz kalmadı. Kişiliği paramparça edilmeye çalışılarak sembolik suikastlara maruz kaldı. Hakkında binlerce, on binlerce makale yayınlandı. Özel televizyon programları düzenlendi. Makamını aile çıkarları için kullanmaktan, hırsızlığa, despotluğa kadar bir insanı gözden düşürecek her türlü suçlamaya maruz kaldı. Kabul edelim ki bu kadar saldırıya hiçbir makam direnemez; gerçek nitelikler ayakta kalabilir ancak. Erdoğan bugün hala ayakta durabiliyorsa, bu ona yöneltilen suçlamaların gerçeği karşılayamamasından kaynaklanıyor. Sahtelik kimseye güç vermez. Erdoğan’ı samimiyetsizlikle suçlayanların önce gerçeği görmeleri gerekiyor. Samimiyet, gerçeği görmeyi ve anlamayı istemekle başlar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019