Kurtuluş TAYİZ
Yakın tarih Türkiye'si bana bir film gibi geliyor. Bu tarihimizin bir "film gibi" enterasan ve macera dolu olmasından daha çok sanırım kurgudan ibaret olmasından kaynaklanıyor. Türkiye'nin ünlü gazetecileri, yazarları bombalı suikastlar sonucu öldürülüyor, cinayetlerin faili ise İran bağlantılı adı sanı duyulmayan bir örgüt çıkıyor!
Yıldıray Oğur'un iki gün süren harika analiziyle yakından tanıdığımız Selam-Tevhid adlı örgütten bahsediyorum. Filmler de hep böyle değil midir; hayatın akışına pek uymasa da aksiyon dolu sahnelerle şaşırtır izleyiciyi. Filmi seyirciye izlettiren de bu duygudur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hükümeti'nin bir içişleri bakanı kalkıp Türkiye'nin karanlık yıllarında işlenen bütün büyük suikastların arkasında hayali bir örgüt olduğunu iddia ediyor ve ve büyük bir zafer edasıyla bu "başarıyı" kamuoyuna duyuruyor! Bu devletin bütün kurumları, medyası, hocaları suikasta kurban giden üniversiteler ise yıllarca bu açıklamayı hayretler içinde "gerçek" diye kabul ediyor! Bir çocuğun aklına bile yatmayan bu deli saçması senaryoyu bütün Türkiye içine sindiriyor.
Selam-Tevhid, derin devletin 1990'lı yıllarda işlediği karanlık ve özel suikastların üstünü örtmek için icat ettiği bir örgütten başka bir şey değil. Bu gerçeği sanırım Türkiye'de bugün anlamayan kalmamıştır. Burada yeni olan aynı örgütün bu kez Cemaat tarafından kullanılmak amacıyla keşfedilmesi. Daha doğrusu yeniden yaratılması. Zaten yakın tarihimize film özelliği kazandıran da bu kurgusal nitelik.
Cemaat'in derin devletin yeni sürümü olduğunun kanıtlarından biri Selam-Tevhid örgütünü yeniden kurgulamasıdır. Cemaat, 2000'li yıllarda derin devletin yarattığı, 1990'lı yıllarda işlenen bütün cinayetleri ihale ettiği bu örgütü yeniden canlandırarak, siyaseti yeniden dizayn etmeye çalıştı. Siyasileri, üst düzey bürokratları, gazetecileri, toplumun önemli simalarını bu örgütle bağlantılı gösteren bir soruşturma başlattı. Hep bir ağızdan MİT Müsteşarı için "İran bağlantılı çalışıyor", "İran ajanı" denildiğinde bunun gerçek bir nitelik kazanacağını düşünüyorlardı ki, haksız da sayılmazlardı. Polis fezlekesi "İran ajanı" diyor, savcılık "delillere" bakıp "öyleymiş" deyip işlem yapıyor. Hâkimlerin ise "kanaatimiz bu yönde oluştu" diyerek karar vermesi bekleniyordu. Medyanın da ısrarla tekrarladığı bu hikâye daha önceki vakalarda olduğu gibi kurgu olmaktan çıkıp bir anda varlık bulacak ve gerçekçi bir nitelik kazanacaktı!
Sanıldığı gibi derin devlet bu komployu halkın "aptallığına" veya "cahilliğine" güvenerek kurmuyor. Siyaset kurumunun zayıflığına güveniyorlar. Hatırlanacak olursa İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı suikastlarını İran bağlantılı bir örgütün işlediğini açıkladığı sıralarda kendisine itiraz edecek tek bir muhalif ses yoktu ülkede. Yani sivil siyaseti bastırma güçlerine güvenerek çocukların bile inanamayacağı senaryolar uyduruyorlar.
Selam-Tevhid komplosunu hazırlayan Cemaat de ülkede bu hikâyeye inanacak tek bir kişinin bile çıkmayacağını gayet iyi biliyordu. Ancak kovuşturmayı sivil siyasetin itiraz edecek gücü kendisinde bulamayacağı zamanda başlatmayı planlıyordu. 17-25 Aralık darbesi sırasında Erdoğan'ı düşürse, ardından bu uyduruk komplo davaları başlatılacak ve tek bir babayiğit de çıkıp itiraz etme gücünü kendinde bulamayacaktı. Başbakan'ı, bakanları, siyasileri, MİT Müsteşarı'nı, üst düzey bürokratları deviren bir güce karşı kimse itiraz edebilirdi? Dünyanın en mantıksız, saçma soruşturması bile siyaset vesayet altındayken mantıklı gelebilir insana. Cemaat de hazırladığı bütün komplo dosyalarını siyaseti güçten düşürdükçe, adım adım hayata geçirecekti.
Selam-Tevhid örgütü Cemaat'in eski Türkiye'den devraldığı kirli bir derin devlet mirasıdır. Cemaat, eski derin devletin araç ve taktiklerini güncelleyerek yeni bir vesayet düzeni kurmaya girişti ancak siyasi iradenin kararlılığına takılarak bu amacına ulaşamadı. Cemaat polislerine yönelik dün başlayan ikinci dalga operasyonu da bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor; ilk kez sivil siyaset derin devlete dokunuyor. Sivil irade bazılarının iddia ettiği gibi Cemaat ile savaşmıyor, derin devletle hesaplaşıyor. Bu yapıya dokunmadan ne temiz toplum yaratabilir, ne de "yeni Türkiye"yi kurabiliriz.
NOT: Yıldıray Oğur'un iki bölümlük Selam-Tevhid yazısına şu linklerden ulaşılabilir: http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yildiray-ogur/581682.aspx http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yildirogur/581695.aspxh
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları






























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019