Kurtuluş TAYİZ
Tahir Elçi’yi kim öldürdü? Devlet mi, PKK mı? Bu soruya herkes kendi meşrebine göre cevap verebilir mi? Peki bir cinayetin faili, ideolojik ve siyasi görüşlere göre değişebilir mi? Tahir Elçi’nin katledildiği görüntüleri izledikten sonra “Katil devlet” suçlamalarına rastlayınca Araf Suresi’ndeki şu ayet aklıma geldi: “Gözleri var görmez; kulakları var işitmez; kalpleri var kavramazlar.”
Elçi’nin ardından yapılan yorumlar tam da bu ayetin anlatmak istediği insani bir zaafa karşılık geliyor. Siyaset ve medya dünyasında önemli bir kesim, gözlerimizin önünde cereyan eden, evimizden neredeyse canlı izlediğimiz bir cinayetin failini nedense bir türlü görmeye yanaşmıyor. Israrla “Katil devlet” sloganları atıyor, attırıyor. PKK ve HDP’yi anlamak zor değil, onlar gerçek katili gizlemenin derdinde; peki ya gazetecilere, yazarlara, sözde aydınlara ne oluyor? Görüp şahit olduklarına değil de işlerine gelene inanıyor ve halkı da inandırmaya çalışıyorlar. Gerçek katil, yanı başlarında dururken başka bir gücü işaret ediyorlar.
Tahir Elçi’yi ölüme götüren olayın başında iki polisimizi başından vurarak şehit eden iki PKK’lı var. Bu kişiler görüntülerden de anlaşılacağı üzere durduruldukları arabadan fırlayarak Elçi’nin basın açıklaması yaptığı sokağa doğru rastgele dalıyor, hızla ateş ederek polislerin arasından geçerek koşuyorlar. YDG-H’nin açtığı hendek ve barikatlara ulaşmaya çalışıyorlar. Bu arada hendeklerden de bu kişileri korumak için Elçi’nin yanında duran polislere ateş açılıyor. Ön otopsi raporuna göre de Elçi, “uzaktan atış” sonucu hayatını kaybetti. Al Jazeera Türk’e konuşan bir görgü tanığı da Elçi’nin hendekten açılan ateşle vurulduğunu belirtiyor. (http://www.aljazeera.com.tr/haber/ipek-uzak-mesafeden-vurularak-katledilmis)
Soruşturmanın sonunu beklememiz gerektiğini tekrar vurgulayarak; mevcut görüntü ve tanıklara rağmen, peşinen “Katil devlet” diye kestirip atmanın, “...ama daha önce devlet onu hedef göstermişti” demenin hakikati kavrama ve öğrenme niyeti taşımadığı aşikâr. Olaya ilişkin görüntülerden de anlaşılacağı gibi devlet, bu olayın ne tetikçisi, ne de azmettiricisidir; aksine Elçi’yle birlikte öldürülen iki polis ve yaralananlarıyla beraber devlet de bu saldırının mağdurudur. Buna rağmen Tahir Elçi’nin sevenleri katili neden başka yerde aramaya kalkar? Katil yanı başlarında dururken, yüzlerini neden Ankara’ya çevirir? Korkudan, mahalle baskısından olabilir mi? “Olamaz” demeyin, zira Elçi’yi öldürenler merhumun cenazesini de kimseye bırakmadı; örgüt bayrağı ve sloganlarıyla Elçi’nin cenazesinde de etrafa korku saldı. Tahir Elçi’yi gerçekten sevenler, onu sahiplenenler hakikate asla sırt çeviremezler.
“Katil devlet” diyenlerin bir kısmı zaten cinayetin asıl failleridir; bunların bir kısmı alışageldiğimiz siyasi kışkırtıcılar, medya manipülatörleridir; ama üzülerek belirteyim ki, bunların önemli bir kısmı da gözleri olan fakat görmeyen, kulakları olmasına rağmen işitmeyen, kalplerinin hissetme ve kavrama yetisini etnik, mezhebi, siyasi ve ideolojik aidiyetlerinin kölesi yaparak köreltmiş kişilerdir.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 'Ajans' kime bağlı?
15.05.2019 - Erdoğan'ı devirip, Sevr masası mı kuracaksınız?
10.05.2019 - Gidişat nereye?
1.05.2019 - Demirin soğumasını istemiyorlar
22.04.2019 - Seçimleri geride bırakırken...
19.04.2019 - Çözüm seçimin yenilenmesinde
17.04.2019 - Gerçekleri bu kadar kolay çarpıtmak da az hüner değil
15.04.2019 - ABD, İstanbul seçimleri ve Fırat'ın doğusu
12.04.2019 - Yeniden sayım yerine yeniden seçim
11.04.2019 - Dört koldan kıskaç ve anlamı
8.02.2019
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Sende haklısın Bejan kardeş.