Kurtuluş TAYİZ
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılması, dört MİT’çi hakkında ise yakalama kararı çıkarılması, bize, bu soruyu düşünme fırsatı sundu. MİT, 30 yıldır süren, 10 binlerce insanın canına mal olan bu meselenin neresinde? Herhangi Batılı bir ülkede yadsınabilecek bu türden bir sorgulama, sözkonusu Türkiye olunca bana kaçınılmaz geliyor. Modern dünya, Soğuk Savaş döneminin ürünü olan, devlet içinde paralel devlet özelliği taşıyan derin yapılarla hesaplaşmasını çoktan yaptı; ancak Türkiye, hâlâ bu mücadeleyi tamamlamış sayılmaz. Vesayet üreten mekanizmaların başında gelen orduyla hesaplaşma sürüyor, bu konuda, önemli düzeyde mesafe de alındı; ancak bu sistemin diğer önemli ayağına bugüne kadar bir türlü dokunulamadı. MİT ve PKK-KCK bağlantısının gündeme gelmesi bu hesaplaşmanın artık daha fazla ertelenemeyeceğini işaret ediyor.
Kürt sorununun yakın tarihini PKK’yla başlatmak, yanlış olmaz; zira 12 Eylül 1980 Darbesi’nden sonra ayakta kalan tek Kürt örgütü PKK. Bu tarihi baz alarak söylersek, çeyrek asırdan fazla bir zamandır Türkiye’deki Kürt sorununu PKK temsil ediyor. PKK, Cumhuriyet öncesi döneme uzanan Kürt sorununun, günümüzde varlık bulmuş silahlı ve siyasi biçimi. Ancak PKK’nın kuruluşundan günümüze kadar MİT’in örgüt üzerinde azımsanmayacak bir etki mekanizması oluşturduğu iddia edilmektedir. Örgüt liderinin, sivrilmeye başladığı ilk günden itibaren, MİT’in sıkı markajı altında tutulduğu biliniyor; bu konuyu Öcalan’ın kendisi de defalarca dile getirdi. MİT’in örgütle ve lideriyle kurduğu yakınlığın yıllar içinde hangi şekle bürünüp günümüze geldiği hakkında pek fazla ayrıntılı bilgi ve belgeye sahip değiliz; bu konuda pek birşey bilmiyoruz açıkçası, sadece ortalıkta dolaşan birtakım iddialar mevcut. Fakat KCK soruşturmasıyla bu sis perdesinin yavaş yavaş aralanmaya başladığını söyleyebiliriz; basına sızan bilgiler MİT’in PKK’yla çok yakın ilişkiler kurduğu yönünde. Özellikle de son yıllarda bu daha fazla artmış.
İmralı ve Kandil hattında en önemli görevleri üstlenen isimlerin MİT çalışanı olduğunun deşifre edilmesi, gözaltına alınan veya tutuklanan pekçok ismin MİT’in haber elemanı veya çalışanı olmasının anlaşılması, MİT’in “başarısını” ya da “başarısızlığını” sorgulamayı beraberinde getiriyor doğrusu.
MİT’le ilgili son günlerde duyduğumuz sözleri bir peri masalı gibi dinliyor ve okuyoruz.Örgüt içine yüzlerce çalışanını sızdıran MİT’in “büyük işler başardığı” söyleniyor. Tabii sorulacak en temel soru 2005’ten beri PKK’yla doğrudan görüşme başlatan MİT’in, neden başarılı olamadığı ve en azından silahları devreden çıkartamadığı olmalı.
Neden başarılı olamadı, sorusunu tekrarlayıp dururken, birden şu soru aklıma geliverdi; MİT bu işi gerçekten bitirmek istiyor muydu? Son yıllarda Ergenekon soruşturmaları sayesinde keşfettiğimiz bir durum bu; derin devlet, seçilmiş iktidarı baskı altında tutmak için PKK’yı kullanmayı seçmiş, bunun için akla gelmez yöntemlere başvurmuştu.
MİT içindeki bazı derin odakların da aynı stratejiyi denediğine dair şüpheler fazla; bendeki kuşku somut olarak Habur’la ilgili... Eve dönüş için Öcalan’ın yaptığı çağrı üzerine Kandil ve Mahmur’dan gelenlerin Habur’dan girişte yol açtıkları “görüntü krizi” bir anda barış umutlarının yerle bir olmasına yol açmıştı.
Habur’daki kriz doğuran görüntülerin MİT görevlilerinin “ihmal”i sonucu meydana geldiği yönünde ciddi iddialar bulunuyor. Habur olayı bence çok önemli; silahların tümden susmasına bir adım kala, MİT’in basit bir “ihmalinden” dolayı başa dönüldü. Tarihi bir fırsat suya düştü. Yani dağdan gelenlerin örgüt kıyafetleriyle otobüs üzerinde şov yapmalarına izin verilince her şey berbat oldu.
Habur’daki “ihmalin” MİT’ten kaynaklandığını kişisel bir tahmin olarak söylemiyorum elbette; Kandil ve Mahmur’dan eve dönüşte resmen görev üstlenmiş bir ismin beyanlarına dayanarak, ihmalin MİT’teki bazı odaklarca kasıtlı yapılmış olabileceğini ifade ediyorum (Habur şovuna devlet izin verdi 21 Aralık 2011 Taraf ).
İmralı’daki örgüt lideri Öcalan’ın 2006’da MİT’in PKK ile başlattığı Oslo sürecini kendisine yönelik bir “komplo” olarak değerlendirdiğine dikkati çekmek istiyorum.Öcalan, Oslo sürecini başlatan MİT’e mesafeli ve kuşkuyla yaklaştı. Görüşmeleri “Gladio’nun bir oyunu” olarak yorumladı ve PKK ile bazı Kürt siyasetçileri suçladı. Öcalan’ın asıl kuşkusu MİT’in örgütü kendisinden “çalmaya” çalıştığı yönündeydi. Hakan Fidan’ın görüşmelerin başına geçmesi üzerine süreç İmralı merkezli yürümeye başladı, bu da Öcalan’ı yeniden ümitlendirdi. İmralı ile görüşmeler önemli sonuçlar vermek üzereyken 14 temmuz Silvan şoku yaşandı. Öcalan’ın “devrimci halk savaşını durduruyoruz” demesinden birkaç gün sonra 13 askerin öldürülmesi ve aynı gün Diyarbakır’da özerklik ilan edilmesi İmralı-MİT görüşmelerini sonuçsuz kıldı. Bu gayet olağan görünen sürecin aslında arka planı çok farklı; Kandil’in adım adım Öcalan üzerinde kurduğu baskıyı MİT sadece izledi. Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’e karşı ordu içinde geliştirilen istifa baskısını okurlar hatırlıyordur. O olay, “genç subaylar rahatsız” başlıklı bir haberle basına yansımıştı. Sonra bunun darbecilerin Özkök’ü istifaya zorladığı planlı bir kampanya olduğunu öğrendik. O sürecin bir benzerini PKK da İmralı üzerinde geliştirdi (1 nisan 2011 tarihli Taraf ’taki ‘Genç PKK’lılar rahatsız’ başlıklı köşe yazımda bu olayın ayrıntılarını aktardım). Öcalan’a “savaşa hazırız” mektupları yazıldı. Öcalan öyle bir noktaya vardı ki, örgüt yöneticilerine karşı “yapmazsanız şerefsizsiniz, ama benim üzerime yıkmayın” diyerek çileden çıktı. Örgütün bu yöndeki mesajını Öcalan’a götüren bir avukatın, bizzat Öcalan tarafından kovulduğu ve bir daha görüşe gelmemesini istediği de biliniyor. Öcalan’a savaşı başlatma talimatı verdiremeyen örgütün, Öcalan’ın “devrimci halk savaşını bitiriyoruz”, dedikten birkaç gün sonra Silvan’da 13 askeri öldürmesi tesadüf değildi elbette; 14 temmuzda Öcalan’a karşı örgüt darbe sürecini tamamladı. İmralı görüşmeleri bitti. Bu süreçte Kandil’e ovadaki bazı Kürt siyasetçiler de ortak oldu. MİT örgüt içinde güç merkezinin İmralı’dan Kandil’e geçmesini sadece izledi. Bu örgüt içi darbe sürecinde MİT, Kandil’den yana durdu; bunu MİT’in KCK içindeki ajanlarının yaptığına da bence şüphe yok.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019