Markar ESAYAN

Ya barış olursa sendromu
14.02.2013
3347

 PKK’nın silah bırakması meselesi ilk defa bu kadar meşru ve sağlam bir zeminde ilerliyor. Bundan ötürü canı sıkılanların olduğu gerçek ama, barış söylemi çok ciddi bir çoğunluk tarafından sahiplenilince bu sesler eskisi gibi toplumu infiale sürükleme, yaratılan hengâme içinde barış imkânını boğma “yeteneğinden” mahrum kalıyor. Zaten barış da böyle bir sürecin sonunda gelmekte. Çatışmalarda hayatını kaybeden asker ve PKK’lıların ailelerine kadar barışa verilen destek çok net. Bunu arkasına alan siyasi iradenin gücü o oranda artmakta. Zaten hepimizin ümitli olmasının altında yatan neden de, bu yüksek toplumsal destek.

Başbakan Erdoğan ise, bugüne kadar hiçbir siyasinin gösteremediği bir netlikle İmralı ile yapılan görüşmelerin arkasında duruyor. Son olarak dün BDP heyetinin bu veya önümüzdeki hafta İmralı’ya ziyarete gideceğini açıkladı. Bu ziyaret kritik, çünkü Öcalan’ın örgüte çekilme çağrısını bu heyet aracılığıyla yapması bekleniyor. Erdoğan ondan önceki gün ise “Kanın durması için ne gerekiyorsa yaparım. Siyaset umurumda değil. Siyasi hayatımın biteceğini de bilsem, öleceğimi de bilsem bu zehri içerim. Yeter ki terör bitsin” demişti.


Olgulara bakmak

Bu sözlere samimiyet testi yapmaya gerek yok. Bizim için önemli olan barış konusunda siyasetin attığı adımlar ve sarf ettikleri sözler ile altına girdikleri yükümlülükler olmalı. Nitekim sürecin bir parçası olan Anadilde Savunma yasalaştı, 4. Yargı Paketi de kısa bir süre sonra Meclis’e geliyor. Silah bırakmanın yol haritasını ise Öcalan belirlemiş durumda. Evvelki gün, sanırım ilk açıklaması Tarafdışında görmezden gelindiği için PKK’nın Kandil’deki lideri Murat Karayılan bir açıklama daha yaptı. Öcalan’ın örgütü temsil ettiğini ve tüm yetkinin onda olduğunu ise şöyle ifade etti: “Öcalan bizim temsilcimizdir. Ne Avrupa’da, ne de Hewler’de başka görüşme yapılmasına gerek yoktur. Yaptığımız toplantılarda İmralı sürecinde Öcalan’ın arkasında olduğumuza dair net karar aldık.”

Peki, bunca netliğe rağmen süreç herkesi memnun ediyor mu? Kuşkusuz hayır. İki lider de kendi tabanlarında tartışılmaz meşruiyete sahip oldukları için, kimse sesini çok yüksek çıkaramıyor. Ama satır aralarından sırıtan o memnuniyetsizliği de çok kolay fark ediyorsunuz. Çünkü PKK ve Kürt sorunu, çözüldüğü takdirde statükoyu temelinden sarsacak, hatta yerle bir edecek bir mesele. Devlet ve siyaset yeniden şekillenecek, ülke her anlamda içine girdiği deli gömleğinden sıyrılacak. Kariyerini bu çözümsüzlük üzerine kuran bir sürü insan “işsiz” kalacak. Bir de şu müzmin kötümserlik ve artık patoloji hâline gelmiş olan AK Parti alerjisi var. “Bu sorun asla çözülmezciler” ile “AK Parti’ye yaramasıncılar” pek mutlu değil bugünlerde.


Başkanlık ısrarı zarar verebilir

Başbakan Erdoğan ise bu süreçte en büyük hatayı, başkanlık arzusunu sürecin bonusu olarak görmekle yapıyor. Bu kadar önemli bir meselede çözüme bu kadar yaklaşmışken, araya başkanlığı da sıkıştırarak meşruiyete zarar vermek hiç akıllıca değil. Yeni anayasada AK Parti’nin BDP ile anlaşma olasılığı bu nedenle rahatsız edici oldu. Tepeden inme bir başkanlık rejimi birçoklarını haklı olarak rahatsız ettiği gibi, Baykal gibi ulusalcıların sahaya dönmesine de yol açtı. İmralı sürecine destek veren Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu konuda ne kadar dayanabileceğini göreceğiz. CHP’nin desteğini çekmesi ne kadar yıkıcı olur, o da tartışmalı, biliyorum. Ancak başkanlık ısrarının hem yeni anayasa yapımı, hem de barış sürecine zarar verebileceğine dair bir endişem de yok değil.

Kısa bir süre zarfında elimizde gerçekleşmiş bir barış olur mu, yoksa yine bir, ara döneme mi döneriz kestirmek güç. Ancak bir toplumda barış talebi bu kadar güçlüyse, bunun önünde durulamayacağını varsayıyorum. Buna provokasyonları da dâhil ediyorum. Şahsi duruşum net. Barış uzlaşmayla gerçekleşsin istiyorum. Bu yönde atılan her adımı olumlu buluyor ve destekliyorum. Tabii ki tersi için de durum aynı. Öznenin kim olduğu beni hiç ilgilendirmiyor.


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar