İstanbul’da seçim sonuçlarının çok yakın çıkması tüm tarafları gerdi. Vatandaş seçimlerin en sağlıklı şekilde nihayetlenmesini, verdiği oyun heba edilmemesi beklentisi içinde. Gözlemci milletvekili olarak bu beklentinin ne kadar güçlü olduğunu gittiğim her seçim kurulu bölgesinde bekleşen insanların endişeli bakışlarında, sordukları sorularda şahit oluyorum.

***

İşte bu noktada süreci doğru yönetmek daha da önemli hale geliyor. YSK oyların tamamının sayılması kararını alırsa bu bekleyiş bir süre daha devam edecek. Algı yaratma ile sandık içindeki oyların sayısı değişmeyeceğine göre, sürecin sıhhatli ilerlemesi, başabaş noktasındaki iki aday için de en doğrusudur. Seçmenle sadece maddi gerçekliği paylaşmak, onda düşkırıklığı yaratacak beklentiler yaratmamak daha iyi olmaz mı?

***

Bakın Ankara’da YSK kararını verdi ve süreç tamamlandı. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak buna kimsenin itirazı oldu mu? İnsanlar sokağa mı davet edildi? YSK tefe mi kondu? Tek bir kişinin YSK’yı tehdit ettiğini duydunuz mu? YSK önünde toplananlar gördünüz mü?

***

CHP, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu bu açıdan çok kötü bir sınav veriyor. Anıtkabir ziyareti ile kötü niyetli bir başlangıç yapıldı. Bir mazbata fetişizmidir başlatıldı. Belediye çalışanlarına “kimseden emir almayın” çağrısı yapıldı. Hesap makinesiyle kamuoyu önünde komik durumlara düşüldü. Halbuki kendisi de çok iyi biliyor ki süreç kendi takviminde ilerliyor. “Mazbatamı verin” demenin süreç kesinleşmeden hiçbir anlamı yok. Binali Bey 29 bin oy farkla seçimi kazansaydı aynı süreçleri CHP takip edecekti. Bu da onların hakkı olacaktı. CHP’ye hak olanın AK Parti’ye hak olmaması eski bir kibirli alışkanlıktır ülkemizde.

***

Bu tavrın sadece iki anlamı olabilir. YSK üzerinde psikolojik baskı kurmak ve seçmeni germek. Madem seçimi kazandınız, bu telaş, panik neden? 29 bin oy farkının yarı yarıya erimesi ve yeniden sayım kararı verilirse seçimin kaybedilebileceğini öngörmek olabilir mi? Çünkü nedense İmamoğlu’na yeniden sayımlardan bir oy geliyorsa, Binali beye 10 oy geliyor.

Neden?

***

YSK hangi kararı verirse içimize sinse de sinmese de uyacağız. Bırakın insanları işini yapsın.