Markar ESAYAN
Evet, yazıya oturduğumuz dakikalarda 274 delege kazanan Trump zaferini ilan etmişti. Obama iktidara geldiğinde mottosu “change” yani “değişim” olmuştu. Sloganı “Yes we can”, yani “Evet, yapabiliriz” idi. Obama’dan sonra Trump’ın kazanmasını sağlayan unsur da tatmin olmamış “değişim” ihtiyacıydı hâlâ.
Kısaca ABD’deki “göbeğini kaşıyan adamlar” müesses nizama karşı duydukları tepkiyi “mükemmel aday”Hillary’e karşı Trump’ı destekleyerek gösterdiler.
Trump ne yapar bilemem. Ama mühendislik çöktü. Elitizm çöktü. Uzmanlık çöktü. Anketler, tıpkı Brexit ve 1 Kasım’da Türkiye’de olduğu gibi çöktü. Yani “No you can’t.”
ABD’nin dünyaya “demokrasi, ABD yaşam biçimi ve liberal değerler” ihracının karşısında Turmp. Bu bile başlı başına bir iyimserlik nedenidir.
Bu arada Temsilciler Meclisi ve Senato’da da Trump önceki başkanlara nasip olmayacak bir ağırlık kazanmış durumda.
Lakin buna rağmen, seçimi demokratlar kaybettiği kadar, cumhuriyetçiler de kaybetti. Çünkü aslında Colin Powell gibi cumhuriyetçi tüm elitler Hillary’ye oy vereceklerini ifade etmişlerdi.
Peki neden böyle oluyor? Neden herkesin sinirlerini bozmuş, gerçek olduğu anlaşılana kadar şaka olduğu zannedilen Trump gibi grotesk bir aday Cumhuriyetçi birçok “saygın” adayı geride bırakarak, birçok gafına ve dilediği özre, neredeyse tüm medyanın, tüm lobilerin, hatta FED Başkanı Yellen’in açık düşmanlığına rağmen Trump, Hillary’yi geçti?
Aslolan Soğuk Savaş’ın sona ermesinin etkileridir. İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan denge durumu çökmüş, SSCB yerine ABD kaliteli bir düşman yaratamadığı için (tercih böyle olmak durumunda değildi ama başka türlüsü de düşünülmedi) yeni bir denge oluşamamıştı.
Birkaç yüzyıldır, ancak son 60 yılda tahammülleri aşan şekilde dünya mühendislikle yönetiliyor. Demokrasiyi geliştirmesi gereken kurumlar ve özellikle medya, küreselleşmeyle birlikte sermayenin, yani üst aklın otoritesi bağlamında birer silaha dönüştü. Bu arada Ortadoğu bir cehennem olurken, ortaya 60 milyonluk yüzer gezer bir mülteci kitlesi çıktı. Ancak ABD ve AB’de de sıradan insanların kendi ülkeleri üzerinde etkileri neredeyse sıfıra indi. Gittikçe fakirleştiler. Ülkelerinin kendi istedikleri biçimde yönetilmediğini, seçtikleri hükümetlerin kendilerini ciddiye almadıklarını gördüler. Temsili demokrasi anlamını yitirdi. Dünyayı lobiler ve medya yönetmeye başladı.
Yani uzmanlığın, mühendisliğin, elitizmin demokrasinin altını oyduğu bir sanal gerçeklik Trump türünden gerçekliğin en grotesk haliyle yerle bir oldu.
Bu durum Trump’ın iyi bir adam, iyi şeyler yapabilecek bir lider olmasından ziyade, müesses nizama duyulan tiksintinin bir sonucu. Dünyayı kaplayan bir örneklik, kibir, donukluk darbe aldı. Hatta şimdi bizim malum seçkin medya kanallarına/yorumcularına bakıyorum da, neredeyse Hillary kadar sonuca kahrolmuş gözüküyorlar. Gülen’in 15 Temmuz’dan sonra en kötü gecesini yaşadığı ortada. İran’ın da kötü bir gece geçirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bu arada ABD’de bir darbe olabilir. Delegeler tarihte ilk kez Trump’a oy vermeyebilir. Senato ve Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçiler Trump’a kazan kaldırabilir. Trump çok ileri giderse Kennedy gibi ortadan da kaldırılabilir.
Ancak, her halükarda sonucun Türkiye için Hillary’ye kıyasla daha iyi bir etki yaratacağını düşünüyorum. BM’nin, özellikle de NATO’nun sorgulanması, Trump’ın Putin’e bakışı bağlamında Türkiye’nin “Dünya beşten büyüktür” itirazına uygun fırsatlar çıkarabilecektir. Bu arada küresel sermayenin merkez bankalarını işgal ederek milli özelliklerini yok etmelerinin önü alınabilir. Trump ocaktan sonra muhtemelen FED Başkanı Yellen’ı görevden alacaktır.
İşin en kötüsü, ABD’deki siyahlar, hispanikler ve kadınlara Hillary’nin kurtarıcı olarak yutturulması.
Boşuna üzülüyorlar.
Obama kazandığında boşuna sevindikleri gibi…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019