Markar ESAYAN
Güçlü millet ve devletler bir medeniyet kuluçkasının içinden çıkarlar. Veya güçlü olabilmenin en önemli gereği bir medeniyet inşa edebilmiş olmaktır. Güçlü, uzun soluklu bir imparatorluğun, Osmanlı’nın bakiyesi olduğumuz için böyle bir medeniyeti inşa etmiş olduğumuzu söyleyebiliriz.
Tabii medeniyet, bir milletin hayatın tüm yönlerinde kalıcı, insanın ve toplumun ihtiyaçlarını en ileri düzeyde gideren, adaleti sağlayan, yerel özellikleri yanında evrenselliği de barındıran değerlerin tümünü ifade eder.
Medeniyet kültürel dünyanın yerçekimidir. Merkezkaç gücüdür.
Medeniyetin kritik özelliği ise onun sürekliliğidir. Çürümez olanın değişim içinde varlığını sürdürdüğü değerler bütünü nesilden nesile katman katman çoğalarak bir hafıza oluşturur. Bu hafıza, o milletin bir yandan tarihe kök salmasını, bir yandan da geleceğe güvenle adım atmasını sağlar.
Bu anlamda, Osmanlı’nın çöküşü her şeyden evvel bir medeniyetin çöküşü olmuştur. Daha sonra bu medeniyet, çöküşün getirdiği öfkeyle tamamen değersiz bulunmuş ve terk edilmek istenmiştir. Batı kültürüne biatın bir nedeni de bu özdeğer kaybının taşınamayacak boyutta ağır olmasıdır.
Gelinen şu noktada, Osmanlı tarihinde medeniyet güçsüzlüğünün nerede ortaya çıktığı, nasıl bu kadar geç fark edildiği, telafi çabalarının neden eksik kaldığı daha soğukkanlı bir biçimde konu edinilmelidir. Açıktır ki, bu 2. Abdülhamid ile Atatürk’ü yarıştırarak, birinden birini tercih ederek olmaz. Ne de anakronik şekilde bugünün liderlerini geçmiştekilerle mukayese ederek olur.
Bana bu yazıyı yazdıran, İbn Haldun Üniversitesi resmî açılış töreni ve 4. Uluslararası İbn Haldun Sempozyumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözleri oldu:
“İlmi ve âlimi kendi kısır ideolojilerinin kalıplarıyla tartanların gayesi, dinle-bilginin bağını koparmak, bizi tek bir kaynağa mahkûm etmektir. Ne yazık ki bu hedeflerinde belli oranda başarı da sağladılar. Son bir asırdır akademiden edebiyata, sosyal bilimlerden sanata kadar birçok alanda yaşanan çoraklığın, en büyük nedeni işte budur. Nasıl kökleriyle bağı kopan bir çınar kurursa, medeniyet birikimiyle irtibatını koparan bir ülke de fikrî kuraklığa maruz kalır. Yüzyıllara sarih ilim deryasından istifade etmeden, özgün eserler verilemez. Geçmişi yok sayarak geleceğe yürünemez. Bu ülke ne çektiyse, aşağılık kompleksinden çekmiştir. Bu millete en büyük zulmü, bağrından çıktığı toplumun değerlerine düşman, yasakçı, baskıcı jakobenler yapmıştır. Toplumumuzun can damarını kesmeyi amaçlayan bu yaklaşımı Ahmet Hamdi Tanpınar, bir tür ‘kültürel inkâr’ olarak tanımlıyor. Ben daha da ileri giderek diyorum ki, bu sadece kültürel inkâr değil, aynı zamanda kültürel bir intihardır. On yıllardır düşünce hayatımızın pınarlarını kurutan, işte bu hastalıklı ruh hâlidir.”
Son 15 yılda yapılanlar hakkında değerlendirme yapanların çoğu şu cümleyi mutlaka kurmuştur: “Çok şey yapıldı ama, en önemlisi toplumun özgüvenini yeniden kazanmış olmasıdır.”
Gerçekten aktüel içinde teferruat gibi duran bu önemli konuları sorunsallaştıran özel bir Cumhurbaşkanı’na sahibiz. Sözlerin gücünü hissediyorsunuz. Bu dertli olmanın, bu sıkıntıyı dert edinmiş olmanın sonucudur. Bu derdi toplum olarak sahiplenmek durumundayız.
Bahsedilen ihyacılık değildir. Kim olduğumuzu bilmektir. Kim olduğunu bilmek kolay iş değildir. Dünyadaki koordinatını kim olduğunu bilmeyenler doğru teşhis edemez ve sürekli kaybolur, kötü kopyalar haline gelirler.
Benim hissiyatım, artık medeniyet konusunda hamle yapmaya hazır hale gelmiş olduğumuzdur. Kültürel bir sıçramanın tam zamanıdır. Siyasi, ekonomik, askeri başarıların bir medeniyete yol açmaması durumunda geçici olması tehlikesi vardır. Prusya tarihte buna iyi bir örnektir. Çalı ateşi gibi parlayıp sönmüştür.
Kim olduğumuzun bilgisi tarihte ve bugündedir. İkisini de doğru algılamak ve bilmek iyi bir başlangıç olacaktır.
Yük hisseden kendi alanında hemen işe koyulsun.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019