Mehmet BARANSU
Önceki hafta KCK Yürütme Konseyi Başkanı Cemil Bayık, çözüm süreciyle ilgili ilginç bir açıklama yaptı.
Bazı güçlerin süreci tıkamak için çaba sarf ettiğini, bu nedenle hassas bir dönemden geçildiğini belirtti. Ardından da geri çekilmeyi durdurdukları, gerekirse geri çekilen PKK’lıları tekrar Türkiye’ye gönderip, savaşı daha da şiddetlendirecekleri yönünde açıklamalarda bulundu.
Bayık’ın söyledikleri özetle şunlardı:
“1 Eylül’e kadar Türk hükümetine süre vermiştik. Şimdiye kadar bir şey görmedik. Bu, şu anlama geliyor: Sorunu çözmek istemiyor, ezmeyi esas alıyor. Savaşmak istiyor. Buna karşı kendimizi savunacağız. Gerillayı durduruyoruz.”
Yapılan bu açıklamalar, sürecin gün geçtikçe tıkanma noktasına doğru gittiğini ortaya koyuyor. Hükümet adına konuşan Yalçın Akdoğan’ın yazılarına baktığımızda da benzer tabloyu görmek mümkün.
Örgütün, devleti ve AK Parti’yi zor duruma sokmak için taleplerini her geçen gün artırdığını belirten Akdoğan, yapılan açıklamalarla kamuoyunda oluşan algı ve beklentilerin sekteye uğradığını söylüyor.
Akdoğan’ın ve Bayık’ın açıklamalarına bakıldığında her iki tarafta da bir güven sorunu olduğu açık.
Çözüm sürecinin başladığı sekiz aylık dönemde, iyi niyetli tavsiye, öneri ve eleştirilerin “savaş istiyorsunuz” noktasına getirilmesi, belki de bu sürecin en önemli hatalarından biriydi.
Kulakların eleştirilere tıkanması, herkesin kendi doğruları ekseninde hareket etmesi sürecin bugün tıkanma noktasına gelmesinin nedenlerinden biri.
İşte bu bakış açısından dolayı, sekiz aylık dönemde, süreçle ilgili mümkün olduğu kadar yazı yazmamaya çalıştım.
Ancak geldiğimiz noktada, eleştirilmesi gereken çok önemli noktalar var. Yapılan hataları sıralamak yerine, önemli birkaç noktaya parmak basıp, bundan sonraki sorumlulukları hatırlatmanın daha faydalı olacağını düşünüyorum.
Sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmemesi, yapılan protokollerin Meclis’le, kamuoyuyla, âkil adamlarla, paylaşılmaması sanırım en önemli yanlışlardan biriydi.
Elinde silah bulunan ve silahı bir tehdit unsuru olarak gören PKK’nın, ulusal ve uluslararası alanda “terör örgütü” kapsamından, “sivil örgüt” noktasına kayması da bir diğer yanlıştı.
Tüm bu hatalara rağmen, 30 yıldan fazla süren çatışmaların bir süredir kesilmesi ise önemli bir kazanımdı.
Ve bu kazanımın her ne olursa olsun devam etmesi gerekiyor.
Çünkü;
30 yıllık acılarımıza rağmen, kamuoyunun büyük bir kısmı bu acıları kalbinin bir yerine gömmüş ve barış için büyük bir beklenti içerisine girmişti.
Toplum bu noktaya geldikten sonra kimsenin hata ya da hatalar yapma lüksü yok.
Kamuoyu bu kadar beklenti içine sokulmuşken, barışı engellemeye yönelik açıklama ve eylemler yapmaya kimsenin hakkı yok. Ve bu süreçte barışı engelleyen kim olursa olsun, bunu kamuoyuna açıklayamayacaktır. En büyük sorumluğu da kendileri alacaklardır.
Sanırım, çözüm süreci karşıtı söylemler, bu dönemde kesinlikle dile getirilmemeli. Öyle ya da böyle bir süreç başladı ve halkta büyük bir ümit ve beklenti oluştu. Buradan geriye dönüş artık yok. Sürecin kesilmesi, tarihî ve toplumsal travma oluşturacaktır.
Bu açıdan her iki taraf da ne vaat ettiyse yerine getirmeli ve süreç kesintisiz devam etmeli. Olumlu bir şekilde sonuçlanmalı.
Çözüm sürecinin akamete uğraması ihtimaline karşı her iki taraf da bir suçlu arayışı içerisine girdi. Bu telaş da gözlerden kaçmıyor.
Vebal büyük; her iki taraf da ne Kürt ne de Türk kamuoyuna sürecin bitmesinin hesabını verebilir.
Tarih bu süreci bitiren tarafı affetmeyecektir.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015