Mehmet BARANSU
Milattan önceydi. İktidar henüz ülke yönetimini tam anlamıyla “ele geçirmemişti”. Askerî vesayetin hüküm sürdüğü günlerdi. Yüksek yargının memleketi dizayn ettiği, adına statüko, “eski Türkiye” denen dönem.
Hukuk dışı icraatlar, eylemler, işlemler, kararlar üzerine “Gizli” damgası vurulan belgelerle, “Devlet sırrı” kapsamına alınıyordu. Adına “devletin siyasi yararı” denerek.
MGK, YAŞ, önemli bazı kurumlar, MİT, istihbarat birimleri, asker, bu esrarengiz kelimeye, “Gizli” damgasına sığınıyor, TCK ise onlara liman oluyordu. TMK’yı da unutmamak gerek.
Anayasa’ya, yasalara, demokrasiye, insan haklarına aykırı bir karar mı alınacak, üzerine “Gizli” damgası vurulan evraklarla, işlem sorunsuz hâllediliyordu. Çünkü devlet kutsaldı.
Askerde bir komutan yüzünden erler mi şehit oldu, fişleme mi yapılacak, vur “Gizli” damgası, arkana yaslan.
Darbe hazırlığı, hukuksuz bir eylem mi gerçekleştirilecek, vur “Gizli” damgasını, yanına da bir kaç TCK, TMK maddesi, yaslan arkana, keyifle çayını yudumla.
Kamuflaj konusunda eğitimli asker, hazır kıta bekleyen devletin bazı kurumları, kamufle edilecek belgeler. Gerisini mağdur edilecek Kürtler, dindarlar, aleviler, solcular düşünsün…
İşte böyle bir dönemde “Devlet sırrı, gizli” denen sayısız habere imza attım. Dağlıca, Hantepe,Gediktepe baskınları, Lahika Eylem Planı, AKP kapatma girişimleri.. gibi yüzlerce, suç unsuru olan, üzerine “Gizli” damgası vurulmuş belge yayınladım.
Nöbette uyudu diye, bir askerin eline ceza olarak pimi çekilmiş el bombası verilmesi, akabinde patlayan bomba ve dört askerin şehit olması. Bu olay kamuoyuna nasıl duyuruldu derseniz; “Kamyon devrildi, dört asker şehit oldu”. Adına “Gizli” denen belgelerle böyle kapatılmak istenmişti.
Milattan önce, özellikle hükümeti hedef alan bu belgeleri gazetemde yayınladığımda, iktidar ve çevresi, “İşte gazetecilik bu” diye tempo tutuyor, birbiri ardına açıklamalar yapıp, köşelerinden yazılar kaleme alıyorlardı.
“Suç belgesi devletin gizli belgesi olmaz, gizli olamaz, gazeteci bulursa yayınlar,” diyorlardı.
Askerin, yargının, o günkü sistemin yanında olanlar ise tam tersini, “Bu gazetecilik değil, devletin gizli belgesi, servis, yargı göreve….”
Yargı talimatı alıyor, peş peşe davalar açılıyordu.
O günler geride kaldı. Dünün devlet çarkları, paletleri altında ezilenler, yönetimi tamamen ele geçirdi. Planlar yapmak, kararlar almak artık onların işiydi. Mağduriyet bitmiş, “icraat” başlamıştı. Belgelere “Gizli” damgası vurmak onların kontrolündeydi. Ötekiler ise iktidarı kaybetti.
Yeni devlet sahipleri, eskiyi taklit etmekte gecikmediler. Vakit kaybetmeden usul ve yöntemleri özümsediler. Din gitti, devlet geldi. Dinî kutsallar ayaklar altına alınıp, devlet kutsanmaya başlandı.
17-25 Aralık ise yeni bir milat oldu. Artık milattan sonrası başlamış, hiçbir şey, eskisi gibi olmamıştı. Bazıları beyin ve benliklerine format attı.
Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmaları beni zamanda yolculuğa götürdü. Dün “Baransu’nun, Taraf’ın yaptığı gazetecilik değil” diyenler yerlerini bugün “Cumhuriyet’in yaptığı gazetecilik değil” diyenlere bıraktı.
Devletin gizli belgesini temin ve ifşa suçuyla dokuz ay önce tutuklandım. Hukuksuz eylemlerin üzerine “Gizli” damgasını vuranlar, aynı gerekçe ile dört farklı dava daha açtılar. Ve aylar sonra da Dündar ve Gül tutuklandı.
İktidar medyası bugün ne kadar ikiyüzlüyse kimse kusura bakmasın muhalif denen medya da dün ve bugüne bakıldığında ikiyüzlü.
Can da, Erdem de, ben de sadece gazetecilik yaptık. Herkesin konuşmaktan korktuğu bir dönemde bizler gücü elinde bulunduranların hukuk dışı eylemlerinin belgesini yayınladık. Herkes korkudan bir yere sinmek için kaçarken bizler kamuoyunun gerçekleri bilmesi adına cesurca sadece işimizi yaptık.
Dün de cesurlara bedel ödetilmişti, bugün de “cesaretin bedeli” ödetiliyor.
Can Dündar ve Erdem Gül tıpkı benim gibi tecrit edilerek hemen üç önümdeki koğuşlara konmuş. Henüz koridorda ve avukat odasında karşılaşmadık. Buradan her ikisine de hoşgeldiniz diyor, geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Umarım buradaki misafirlikleri çok kısa sürer.
Umarım Türkiye’ye, basın özgürlüğü, hukuk ve demokrasinin geldiğini çok kısa sürede görürüz.
(Yüksek Güvenlikli Silivri Cezaevi)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015