Mehmet BARANSU
Kelepçe… Kendisine “dindarım” diyen, yeni muktedirlerin zevk aracı. Birilerini kelepçeleyip, ardından görüntüleri izlemekten zevk alıyorlar. Mutlu oluyorlar.
Nereden mi biliyorum?
Manisa’daki rezaletin aynısı, tutuklandığım gün ve sonrasında bana da yaşatıldı. Oradan biliyorum. Bir polis, mahkeme salonunda bileklerime kelepçe takarken, sakallı olanı, –Ömer’di sanırım– cep telefonu ile çekime başladı. Koridorda ise her açıdan video kaydı yapıyordu. “Bu kadarı Ankara’ya yeter” sesiyle çekime son verdi. “Yeter” diyen sağımdaki meslektaşıydı.
Görüntüler, önce İstanbul’a, sonra Ankara’ya iletilmiş. Belli ki birileri emir vermiş. Bu anı, kelepçeli bileklerimi izlemek istemiş.
Sakallı Ömer’in görevi, beni cezaevine götürmekti. Yasa ona, bunu emrediyordu. Cep telefonuyla, çekim yapmak işi olmadığına göre, o “tarihî anı” kimin için kaydetmişti acaba?
Bakmayın Manisa’daki başörtülü kadınlara kelepçe takıldığı için bazılarının verdiği tepkiye. Ankara’dan emir alınmadan o kelepçelerin takılamayacağını, onlarda çok iyi biliyor.
Allah’tan çok birinden korktukları için ona laf söyleyemeyip, suçu Manisa Emniyet Müdürü’ne atıyorlar. Olmayan, yitirdikleri “vicdanlarını” rahatlatma derdindeler.
Kabataş yalanıyla, “başörtülü bacım” diye oy için yeri göğü inletenlerden, Manisa için tek laf duydunuz mu? Bir açıklama geldi mi?
Kimse kimseyi kandırmasın. Tarih, o kelepçeli kadınları da, emri verenleri de kaydetti. “Paralelin” bu zulme rağmen, yılmadığını gördükleri an, anaokulundaki çocuklara bile kelepçe takıp, teşhir edeceklerdir.
Savaşta bile dokunulmayan kadınlara dokunanlardan, her şeyi bekleyin.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Bülent Arınç “kelepçe rezaletine” sert çıkmış. Biri “Soruşturma açtık” demiş, bir diğeri “Diktatörlükte bile olmadı bu” demiş.
Geçiniz efendim…
Birileri her iki isime de hatırlatmalı. Özellikle Sayın Arınç’a. Diktatörlükte bile olmayacak şey, onun memleketinde, seçim bölgesinde oldu.
Sayın Arınç, bu utanç konusunda samimi ise yapması gereken tek bir şey vardı. Partisinin her fırsatta “dinsiz” dediği CHP’li vekiller gibi, gidip o kadınların yanında yer almak.
Cesaret, o kadınların yanında olabilmekti. Bu rezalete, bu zulme dur diyebilmekti. Kelepçeli görüntü olmasa, bu zulme sessiz kalacaklar. O kadınlar neden gözaltına alındı Sayın Arınç, Sayın Başbakan?
Cesaret, bunu açıklayabilmekte. “Burs ve himmet verdikleri için, Kur’an ve Resulullah bunu emrettiği için biz o kadınları, kişileri ‘terör örgütü’ diye gözaltına alıyoruz” diyemeyenler, kelepçeyle, vicdanlarını rahatlatma telaşında.
Arınç, “Basit bir soruşturmayla insanlara kelepçe takılıp, teşhir edilmesini kabul edemiyormuş”. 25 sene avukatlık yapmış ama adliyeleri unutalı çok olmuş.
O basit dediği soruşturmalarla insanlar, fakire yardım etti diye, öğrenciye burs verdi diye “terör örgütü üyeliği”, “hükümeti yıkmaya teşebbüsten” ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanıyor. Bilmem haberi var mı Sayın Arınç’ın.
Sayın Arınç; “İnsanları kelepçeleyip, küçülterek, hakaret ederek, haysiyetlerini çiğneyerek soruşturma olmaz” demiş.
Siz merak etmeyin Sayın Arınç. Küçülenler kelepçelenenler değil. Küçülen de haysiyetlerini kaybedenler de başkaları…
Kelepçeli fotoğrafı görünce vicdanı kanamış Sayın Arınç’ın. Cadı avıyla insanlar tutuklanıp, hapse atılırken vicdanınız neredeydi acaba?
Bir Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası “Savcılar göreve, Baransu’yu hapse tıkın” diye emir veriyordunuz. Verdiğiniz emir yerine getirildi. Salı günü saat 14:00’te, Anadolu Adliyesi, 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davam var.
Avukatsınız. Gelin ve verdiğiniz emir sonucu nasıl hukuksuzca, zamanaşımlı dava açıldığını görün. Sizin emrinizle “sahte belge, kumpas” kuşkuları da vardı bu davada.
Basın özgürlüğü kırmızıçizginizmiş. Geçiniz…
Sayın Arınç, Yarın yine “ağlayarak”, “bizi kandırdılar” dememeniz için size bir önerim var. Samimi iseniz şayet, gelin, hem benim hem o kelepçeli kadınların hem de zulme uğrayanların avukatı olun. Basit dediğiniz soruşturmadaki hukuksuzlukları görün.
Koltuk gidince, saray çevresinden uzaklaştırılınca, söylenmeye “vicdan” denmiyor.
Var mısınız avukatımız olmaya? O cesareti gösterebilecek misiniz? Varsa işlediğimiz bir suç, onu da çıkın, bangır bangır söyleyin. Ama önce avukatlık teklifimi kabul edip, “rezalet” iddianameleri okuyun. Bu operasyon emrini verenlerden de operasyonu yapanlardan da, partinizin geldiği durumdan da utanacaksınız.
“Cesaretiniz ve vicdanınız” varsa, Silivri’ye bekliyorum sizi Sayın Arınç. Ben gelmek isterdim ama size darbe yapacaklarını yazdığım için tutukluyum.
Yarın, “ben bilmiyordum, bizi kandırmışlar” dememeniz için, avukatlık teklifini yapıyorum. “Paralel” yalanıyla açılan dava ve soruşturmaların avukatlığını yapmaya sizi davet ediyorum.
Şahit ol ya Rab. Ötede, “ben bilmiyordum” diye bir şey söylerse Sayın Arınç, ben teklifimi yaptım. O kabul etmedi.
Şahit ola tarih. Sayın Arınç’ı vicdanıyla baş başa bırakıyorum.
Hesap günü, mahşerde “bizi kandırdılar, biz bilmiyorduk” deme mazeretiniz yok.
Hodri meydan. Tüm davalar, tüm iddialar Arınç’a havale edilsin. O da, yandaş medyada bunları çıkıp anlatsın.
Top artık sizin sahanızda Sayın Arınç.
NOT: Balyozla ilgili itiraflarım haftaya bu köşede.
(Yüksek Güvenlikli Silivri Cezaevi)
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015