Mehmet BARANSU
Gölcük’te bulunan 5 No’lu harddiskle ilgili TÜBİTAK’ın bir rapor hazırlaması üzerine, bazı iktidar kalemleri dün Balyozcuların sığındıkları yalanları tekrarlamaya başladı.
Star gazetesinden Fehmi Koru ise konuyla ilgili beş ayrı yazı kaleme aldı. Özetle şunları söyledi;
“‘Balyoz davası çöktü’ diyenleri anlamakta hiç zorlanmıyorum... Dava çökerse, altında bütün bir yargı sistemi ile maalesef günler ve aylarca belgeler üzerinden yapılan yayınlarla gündemi meşgul etmiş ‘gazetecilik’ kalacak... ‘Taraf’ gazeteciliği... Çöksün mü dava? Çökerse çöksün; ancak bu arada bundan kimin sorumlu olduğunu da bilelim... ‘Sahtecilik’ gerçekten söz konusuysa, Taraf’ı çıkartanlar, kendilerini kimin aldattığını, bütün süreci başından sonuna açıklayarak, kamuoyunu aydınlatsalar iyi olacak.”
Koru, belgelerin sahte olduğuna karar vermiş, bir de sessizliğimizi sorgulamaya kalkmış.
Koru’yu dikkatli bir kalem olarak bilirdim. Maalesef değilmiş. Eğer arşive şöyle bir göz atsaydı, konuyla ilgili daha önce 14 günlük yazı dizisi hazırladığımı, değişik zamanlarda bugün iddia edilen yalanları ve benzer raporları tek tek çürüttüğümü görecekti.
Temcit pilavı gibi aynı şeyleri yazmayı doğrusu uygun bulmadım. Bir de cahillerle neyi tartışacaksınız?Gölcük’te bulunan 5 No’lu harddiskle, bavulla teslim ettiğim 5 No’lu CD’yi karıştıranlara neyi anlatacağım?
TÜBİTAK’ın raporunu okudum. Balyoz belgelerinin sahte olduğuna dair bir tek cümle yok. Koru da bunu yazısında belirtmesine rağmen, nedense belgeler sahte demiş.
Balyozla ilgili ıslak imzalı belgelerin yanı sıra ses kayıtları ve 19 CD teslim ettim. Sanıklar ve avukatlar tartışmayı hep iki CD üzerine kurdular. Milyonlarca fişlemenin tutulduğu listelerdeki güncellemeyi, sahtecilik olarak lanse etmeye çalıştılar.
Balyoz ses kaydına bakarsanız, 2003 öncesi yürürlükten kalkan bir planın sunum yapılırken, Çetin Doğan’ın son anda fark edip, “Bu plan kalktı, bunun burada ne işi var. Güncelleyin” dediğini göreceksiniz. Doğan fark etmese bugün “kalkmış planı seminere koymuşlar, bunlar sahte” diyeceklerdi.
Doğan ve avukatları bir ara “16 No’lu CD de sahte, 2006’da üretildi” demişlerdi. Sahte denen belgenin, 2003 yılında ıslak imzalı olduğunu ve aynı tarihlerde Aktüel dergisinde yayımlandığını yazdım. “2006’da üretilen bir belge, nasıl olur da 2003’te bir dergide yayınlanır” diye sordum, sustular. Balyoz belgelerini inceleyen askerî savcının, “Bunlar darbe toplantısı yapmış. Belgeler net. Sivil savcılar anlamaz” sözleri de işin cabası.
“250 bin kişi stadyumlarda sorgulanıp, hapse atılacak, askeri cezaevleri yetersiz kalırsa, sivil cezaevleri kullanılacak” kaydı da bunlara göre düzmece. Çetin Doğan’ın “Afet ve deprem olasılığını da seminerde konuştuk. 250 bin kişiyi bu yüzden stadyumda toplayacaktık” savunmasına da ancak aptallar inanır. Kusura bakmayın, sel ve deprem için insanların sorgulanıp, hapse atılacağına inanacak zekâ bende yok.
Ses kayıtları delil değil demiş Koru. İddianameyi okusa, kayıtların delil olduğunu, mahkemede sorulduğunu görecek. Tutuklanacak gerçek isimler, MİT Müsteşarı’nın Balbay’a darbe itirafı, power pointler, el yazıları, tanklar binlerce ayrıntı. Bunlara giremiyorum, yerim yok.
Sadece şunu söyleyeyim. Bu ülkede Balyoz’u konuşacağım tek kişi Sedat Ergin. Önce Ergin gibi dosyaları okuyun, sonra tartışırız. Unutmadan, Genelkurmay’a şu soruyu da sorun; Baransu’nun teslim ettiği Balyoz belgelerinin bir kısmını neden devlet sırrı olarak kabul edip, açıklanmasını istemediniz? Bu belgeler avukatlar ve hâkimlerden neden saklandı?
TÜBİTAK raporuna gelince. Yeni bakan olan hangi isim bu kurumu ziyaret etti ve ardından yazdığınız rapor ortaya çıktı?
NOT: Sayın İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü. Korumalarımı bir anda neden değiştirdiniz? Tarafıma bir ay önce tahsis ettiğiniz korumalar, 20 gün önce bir kahve dükkânında resimlerimi neden çekti? Kime servis etti? Çektikleri resim 2012 yılı diye bir twitter adresinden neden paylaşıldı? Ofisimle ilgili kendilerine kimler, ne emir verdi? Arabamdan onları neden attım? Resimlerimi çektikleri kamera görüntülerini inceleyecek misiniz?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015