Mehmet BARANSU
Kamuoyuna “17 Aralık yüzyılın yolsuzluk soruşturması” olarak yansıyan dosyasını okuyorum. Hani şu içinde Rıza Sarraf’ın, Zafer Çağlayan, Muammer Güler ve sevgili oğullarının, Egemen Bağış ve Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın olduğu dosya.
Ayakkabı kutularından milyon dolarların fışkırdığı soruşturma.
Yatak odalarından pijamaların yerine dolarların, TL’lerin, euroların, çelik kasaların, para sayma makinelerinin çıktığı dosya.
Biliyorsunuz hakkında kınama cezası bulanan bir savcıya bu dosya verildi ve geçen hafta o savcı, Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner bu soruşturmayı kapattı.
İşte okuduğum dosya Aydıner’in soruşturmayı nasıl kapattığıyla ilgili karar metni. Toplam 63 sayfada “yüzyılın yolsuzluk soruşturması nasıl kapatılır” dersini vermiş savcı.
Okuyunca hukuk adına utanacağımız 63 sayfalık bir metin var elimizde. İleride hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak satırlar.
Rüşvetin adı “hediye” olmuş. Dinleme ve para alışverişlerinin görüntülerinin delil sayılmaması için Savcı Bey bayağı bir yorum yapmış kendince. Kararda yüzlerce skandal olduğu için hangi birini yazacağımı inanın bilemiyorum.
Öncelikle Savcı Bey’in dosyada “kuvvetli şüphe yok. Bu yüzden telefon dinlemeleri delil olamaz” iddiasıyla başlayayım. Rıza Sarraf hakkında MİT, MASAK ve eski ortağının ihbar mektupları savcıya göre “kuvvetli şüphe” değil. Bir de isimsiz ihbar mektubu kısmı var ki tam evlere şenlik. İhbarcının kim olduğu dosyada açıkça yazılmasına ve Bugün gazetesi muhabiri kendisinden belge bilgi almasına rağmen, Savcı Bey dosyada kendisini bulamamış. Ya da bulmak istememiş. Neyse...
Savcı Bey’in “ihbar mektubunda Rıza dâhil hepsinin cep telefonları yazılmış ancak ihbarcı kendi ismini yazmamış, delil olmaz” bölümü var ki onu da geçiyorum.
“İhbar mektubunda anlatılanlar Muammer Güler, Zafer Çağlayan ve diğer hükümet üyelerine hemen sorulmalı, belge bilgi istenmeli sonra telefon dinlenmesine başlanmalıydı” savunmasını da Türk hukukçularına havale ediyorum. Sevgili hukuk fakültesi öğretim üyeleri ve hocaları soracaktır, bu nu gerçekten yazmış mı diye. 63 sayfalık metin orta yerde duruyor. Tepe tepe tez konusu olarak kullanabilirsiniz.
Savcı Bey’e göre bir paranın rüşvet olabilmesi için muhatapların kamu görevlisi olması, menfaat temininde somut bir eylemin gerçekleşmesi, bu işin de kamu görevlisinin görev alanına girmesi gerekiyormuş. Bir de anlaşma yapılmalıymış.
Bu açıdan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’dan istenen yardımlar Gümrük Bakanlığı’nın ilgi alanına girdiği için Çağlayan’ın Rıza Sarraf’ın işlerini hâlletmek için açtığı telefonlar, ve karşılığında aldığı iddia edilen saat ve paralar “rüşvet” olarak değil olsa olsa “hediye” olarak kabul edilebilirmiş. Savcı Bey’in cümlesiyle “Bir iş karşılığı olmaksızın verilen hediye veya para vermek rüşvet suçu olarak nitelendirilemez”.
Dağılabiliriz arkadaşlar... Sözün bittiği yerdeyiz.
Ortada zaten yazılı bir anlaşma da olmadığı için, paralar rüşvet olarak değerlendirilemezmiş Savcı Bey’e göre.
Savcı Bey aynı cümleleri Muammer Güler- Egemen Bağış için de dosyaya yazmış. Egemen Bağış Avrupa Birliği Bakanı olduğu için Rıza’nın ondan istekleri başka bakanlık konusuna giriyormuş, bakanın görev alanıyla ilgili değilmiş, bu yüzden ayakkabı kutusu içinde aldığı para olsa olsa hediye olabilirmiş. Rıza’nın işlerinde sadece “kolaylık sağlamış”.
Süleyman Aslan’ın evindeki paralar da imam- hatip için toplanan yardımlarmış Savcı Bey’e göre. Parayı polisler koydu, Hakan Şükür koydu noktasından başa dönülmüş tekrar.
Savcı Bey unutmuş olmalı, o imam- hatip yönetimiyle görüşmüş ve okul için ihale açıldığını, Rıza ya da herhangi birinden yardım talep edilmediğini, o paraların kendilerine ait olmadığını yetkililerin ağzından yazmıştım. İhale belgesini de yayımlamıştım.
Her sayfasında onlarca skandalın bulunduğu yolsuzluk soruşturmasını kapatma kararını okuyun derim. Yerim kalmadı “hediyelerin” hangi birini yazayım.
Bu arada hediye kabul edilir, soruşturmamı Savcı Ekrem Aydıner yapsın. Kısa sürede multi milyarder olmam garanti.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015