Mehmet BARANSU
Milliyetçi Hareket Partisi ve Sayın Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 7 Haziran seçim sonrası en çok konuşulan ve bir kesimin en çok eleştirdiği parti ve isim. Seçim gecesi yaptığı açıklama sonrasında tutunduğu tavır, net duruşu, kapıları bazı seçeneklere kapaması hep eleştirildi.
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. MHP eleştirilerinin bir bölümünün haksız olduğunu düşünüyorum.
Kamuoyu, MHP’ye hep kendi gözlüğüyle baktı ve bakıyor. Partiyi, geçmişini, kimliğini, yaşadıklarını anlamak yerine, “beklentiler” üzerinden siyasi değerlendirmeler, eleştiriler yapılıyor. Gazeteciler ve aydınlar, 13 yıllık biriken AKP öfkesi ve beklentileriyle, MHP’ye gömlek giydirmeye çalışıyorlar. Böyle olunca da, Sayın Bahçeli ve partinin politikasını okuyamıyorlar.
Kendi adıma MHP’nin üç önemli noktada hata yaptığını söylemeliyim. Meclis Başkanlığı seçimi ve “şerefsizler” lafı en önemli hatalardan. Bir de barış süreciyle ilgili, partinin kamuoyu önüne alternatif bir proje sunamaması büyük bir eksiklik. 30 yıldır ezberlenen “savaş dili” söylemi, bugünün dünyasında pek bir anlam ifade etmiyor.
MHP ve Sayın Bahçeli’nin, bazı net tavır ve duruşlarını neden doğru bulduğum noktasına gelirsem…
Sayın Bahçeli, seçim gecesi, birilerinin hayata geçirmek istediği “Saray entrikalarını”, bunların neler olabileceğini gördü. Tecrübesi, partisinin geçmişi, yakın tarih, kendisine bazı noktaları işaret etti. Erken seçimi gördü. Saray’ın, partisini bir ateş çemberinin içerisine atabileceğini düşündü.
Ayrıca, terörün azacağını, birilerinin ortalığı kan gölüne çevirebileceğini, suikastlar, cinayetler dâhil, ülkenin karanlık bir döneme sokulacağını tahmin etti. “Eski” ve “Yeni Türkiye” ortaklarının, siyasi proje ve gelecekleri için, bazı karanlık planlar yapabileceklerini okudu. Birilerinin partisini ameliyat masasına yatırmasına imkân vermeden, partisini dış etkilerden korumak için kapıları kapadı.
Meral Akşener çıkışı, “Saray’la görüşeni bulursak partiden atarız” sözü bana hep bu oyun planlarını bozma amaçlı söylemler gibi geldi.
HDP çıkışı ve “yüzde 60’lık blokta yokuz” söylemi de bazı planların önüne geçmek içindi.
Partisinin, birileri tarafından kirli bir oyun olarak gördüğü planlara alet edilmesini istemiyordu. MHP, yüzde 60’lık bloka “evet” deseydi bile bugün yaşadığımız terör olaylarının yaşanması için birilerinin düğmeye basacağını sanırım 7 Haziran gecesi tahmin etti. Çözüm masasını kuranların masayı devirmelerini bekledi.
MHP, yüzde 60’lık bloka evet deseydi, terör azmazdı diyenler, bence çok yanılıyor. Koalisyon ortağı MHP’nin eline, pimi çekilmiş bir terör sorunu verilecekti ve “ortağı HDP ile imtihana tabi tutulacaktı”.
Bugün yüzde 60’lık blokun bir koalisyon hükümeti kurmuş olduğunu ve terör olaylarının ardından MHP’nin düşebileceği durumu sadece düşünün.
Kısa süreli bir koalisyon, masayı deviren MHP, erken seçim ve yıpranmış bir parti. Entrikalar ve terörle terbiye edilmiş şekilde, mindere çağırılan MHP. Bahçeli bu ve benzer entrikaları gördüğü için net bir tavır aldı. Kapılarını sıkı sıkı kapadı. Sarayın erken seçim ısrarını bildiği için de ilk gece, 7 Haziran’da “gerekirse erken seçim” dedi.
7 Haziran seçimleri öncesi HDP’yi seçim meydanlarında neredeyse hiç eleştirmeyen Sayın Bahçeli’nin, seçim sonrası üslubunu sertleştirmesi de birilerinin planının önüne geçmek, Bizans oyunlarını boşa çıkarmak için olmalı diye düşünüyorum.
MHP, siyasi tarihi boyunca hep, karanlık ellerin ilgi alanında oldu. Bir anlamda operasyon sahası. 1980 öncesi, 80 sonrası, 90’larda bunun yansımalarını gördük. 2000 ve sonrası Sayın Bahçeli, bu tür karanlık planları ve karanlık elleri partisinden uzak tutmayı başardı. 2002-2007 darbe planlarında da MHP, paşaların ilgi odağı oldu.
Sayın Bahçeli, geçen hafta bu dönemle ilgili bazı açıklamalar yapıp, “darbeyi nasıl önlediklerini, Türkiye’nin önünü nasıl açtıklarını” kamuoyuna üstü kapalı anlattı.
İntikam amaçlı tutuklu bulunduğum cezaevinde görebildiğim manzara bu; Sayın Bahçeli “eski” ve “Yeni Türkiye’nin” sahiplerinin ortaklık ve planlarını görüp, kendi stratejisini geliştiriyor, oyun kuruyor.
Saray’ın ve “eski” devletin oyununa gelmeden, onları köşeye sıkıştırmaya çalıştırıyor. Kısmen de başarılı oldu.
Partinin en önemli eksikliği, kendilerini kamuoyuna anlatamamaları. Belki de seçim meydanlarını bekliyorlardır.
Bence meydanları beklemeden, karanlık planları ve niçin bu kadar “net tavır” aldıklarını halka anlatmalılar.
“BALYOZ’U DA, DARBELERİ DE BİZ ÖNLEDİK”
Sayın Bahçeli geçen hafta ilginç bir açıklama yaptı; “2002-2007 yılları arasında Türkiye’de demokrasiyi zaafa uğratacak olaylar yaşandı. Türkiye’yi tekrar darbeler sürecine sokabilecek olan tıkaç MHP’nin isteği üzerine çekilmiştir.
Türkiye’de neyin olup biteceğini tahayyül bile edemezdiniz. MHP’yi kendi iktidar heveslerinden bir unsur olarak kullanmaya çalışan irade hapiste oldu, hapse girdi. MHP ise Meclis’te. Bu kadar açık. Emekli paşalara, ‘partimizden elinizi çekin’ dedim. 2002-2007 arasında darbeleri biz önledik.”
Sayın Bahçeli’nin bu açıklaması beni şaşırtmadı. Herkes iyi biliyor ki bu ülkede 2002-2003 yılında Balyoz Darbe Planı hazırlığı yapıldı. Şimdi herkes, “o darbeyi ben önledim, biz önledik” söyleminde. Hatırlarsanız önce Abdullah Gül, Balyoz’u önlediğini satır arasında söyledi. Sonra Recep Tayyip Erdoğanbenzer ifadeler kullandı. Balyoz’u önlediğini söyleyen AKP’li vekilleri saymıyorum bile.
Çetin Doğan’ın o dönem komutanı olan Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman da “darbeyi ben önledim” diyenlerdendi. Sonrasında kesin bir “U dönüşü” yapsa da…
İsmet Berkan’ın kitabında, Mustafa Balbay’ın günlüklerinde Balyoz’la ilgili yazdıklarına girmiyorum bile…
Bakalım “Balyoz darbesini ben önledim” kervanına önümüzdeki günlerde kimler katılacak.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015