Melih ALTINOK
30 yıldır başkanlık sistemi modeli üzerine çalışan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ile sistemi ve buna dair eleştirileri konuştuk.
Bugün ısrarla önerdiğiniz başkanlık sitemine karşı olan kesimlerin kaygıları iki ana grupta toplanıyor. Biri diktatörlük tehlikesi, diğeri de modelin federasyonla birlikte bölünmeyi getirmesi...
Federal yapı iyidir kötüdür ayrı. Bu modelin federal yapıya gideceğinden zerre kadar şüphelensem vazgeçerim. MHP de en çok bundan rahatsız olduğunu söylüyor. Federal yapı gelecekse, o zaman BDP balıklama atlardı. Ama onlar da karşılar.
Başkanlık sisteminin en önemli ayağı federasyon değil mi?
ABD’de başkanlık sistemi varken, yapı da federatif olduğu için otomatikman akla bu gelir. Peki Yeni Zelanda, Avustralya, Almanya, Kanada? Bu ülkeler federatif değil mi? Ama hepsinde parlamenter rejim var. Fransa ile ABD arasında bir ara formül önermemin nedeni de bu kaygıyı taşıyanları rahatlamak.
Peki iki meclis...
İki meclise de gerek yok. İstersen getirirsin. Federal sistemsen bu zorunlu. Ama ben doğru bulmuyorum iki meclisi. 60’larda vardı. Hiçbir işe yaramadı.
Federasyona karşısınız ama en azından yerel yönetimler güçlendirilmeden başkanlık sisteminin ciddi temsil sorunu yaşayacağını söyleyemez miyiz?
Buna katılırım. Dünyada üniter yapıda hassas birkaç ülke say deseniz ilk sırada Fransa’yı sayarım. Gene yerel yönetimleri güçlü üç ülke say deseniz ilk olarak Fransa derim. Biz kamu harcamalarında yerel yönetimlere yüzde 20 pay ayırıyoruz. Avrupa genelinde bu oran yüzde 50. Fransa’da ise yüzde 70-75; düşünebiliyor musunuz? 1 merkeze, 3 taşraya ayırmış adam. Dolayısıyla üniter yapıyı koruyup, yerel yönetimleri güçlendirerek başkanlık ya da yarı başkanlık sistemine geçmek mümkün.
Elbette desteğe ihtiyacınız var, Meclis’teki sayınız yetmiyor. Peki bunu nasıl sağlayacaksınız?
Şimdi, CHP’yi yanımıza çekmek çok zor. Bunun nedeni federal yapı falan değil. Başkanlık sisteminin yüzde 51 gerektirmesi. Bu modelde asla iktidar olamayız diyorlar. Çok samimi söylüyorum, bu modelde sol bir şekilde iktidara gelir. Çünkü başkanlıkta sistem mecburen iki partiye yönelir. Merkez solda bir, merkez sağda bir parti. Toplumumuz muhafazakârlığa yatkın, bu bir gerçek, dünyada da genel eğilim böyle. Başkanlık sistemi, solun o kesimden oy alabilmesi muhafazakâr hassasiyetlerle barışmasını zorunlu kılar. Başkanlık sistemi, siyaseti toplumun değerleriyle bütünleştirir; onu bu konulara daha hassas hale getirir. Halkla bütünleştirir. Marjinallikleri törpüler. Özal gibi adamların sağ ve sol versiyonları başa gelir. Herkes kazanır.
Ama herkes kazanacağını düşünmüyor. Başbakan Erdoğan’ın bu modeli en güçlü olduğu dönemde gündeme getirmesi, bazı kesimlerde diktatörlüğe doğru gidiyoruz kaygısı uyandırdı.
Bakın ben bunu duyunca konuşmuyorum, kapatıp gidiyorum. Çünkü bu o kişinin sistemi zerre kadar bilmediğinin işaretidir. Zerre kadar.
O zaman tersinden sorayım. Başkanlık modeli sizin dediğiniz gibi güçlü bir parlamento ve zayıf bir başkan getirecekse, Erdoğan başkan olduğunda şimdiki güçlü pozisyonuna rağmen çözemediği sorunları o zaman nasıl çözecek?
Bu soru güzel. Evet, başkanlık sisteminde parlamento o kadar güçlü ki başkana kök söktürür. Anlatayım. Peki bu durumda parlamento başkanın istediği bütçeyi kanunu çıkartmazsa ne olacak? Yapacak bir şey yok. İşte Obama zavallı 3 ay 3 ay bütçelerle işi götürüyor. Parlamenter sitemin başbakanı, Obama’dan 3 kat fazla yetkili. Çünkü parlamenter sistemde gerçekte parlamento yok. Bütçeyi, yasamayı eline alan bir başbakan tabii ki güçlü. Şu an bizde durum bu. Asıl bu sistemde başbakanlar niyetine bağlı olarak diktatörlük yapabilir. Dolayısıyla başkanlık sistemi ve diktatörlük bir arada anılamaz bile.
Bu kadar güçsüzleşeceksiniz, bu sistemi niçin istiyorsunuz o zaman?
Başkanlık sisteminde süreklilik var. Kimde yürütmede. 4 yıllığına geliyor, bir dört yıl daha talep ediyor. Ya da 5 yıl. Düşme diye bir şey yok, gensoru yok, hükümet icraatına bakıyor sonunda kilitleniyor.
Başbanın popülist kaygıları olmaz, daha icracı, daha rahat hareket eder mi diyorsunuz?
E tabii, tamamen böyle. Dolayısıyla rahat çalışıyor. Burada kilit yetki konusu değil, süreklilik. Yaparsam millet bana bir dönem daha verir yapamazsam millet bana tekmeye vurur zaten diyor. Bu modelin iyi tarafı, benim de adını duyduğumda çıldırdığım koalisyon modeline asla kaymıyor. Çünkü yüzde 51 şart.
Peki sizin modelinizde gensoru da kalkıyor, bu önemli bir denetim mekanizması değil mi?
En çok soru buradan geliyor. Allah aşkına parlamentoda var dediğin bu denetim mekanizmasının işlediğine dair bana dünyadan bir tek örnek verebilir misin? Bu hükümet benim içimden çıkıyor. Oğlan bizim, kız bizim, niye düşüreyim arkadaşım! MHP yedi önerge verdi. Şimdiden söyleyeceğim reddedilecek. Bu mu denetim.
Peki başkanlık sisteminin denetimleri nedir?
Bunlar az bilinir. Yasamada daimi komiteler var. Yasamanın bulunduğu binaya başkan giremez. Bakan da. Misafir olarak anca. Burada hükümet yok. Bütün bürokratlar parlamentonun emrinde; biz kendimiz kanunu falan yaparız. Bize müdahale yok. Daimi komisyonlar bakanlar ve başkanla temas halindedir. Bir nevi idari denetlemedir. İkincisi lobi sistemi. Eski parlamenterler başkanla yasama arasındaki sorunları görüp aracılık ediyorlar. Başkanın mesajları çok önemlidir. Bütün bilgi enformasyon önündedir. İhtiyaçlarını bilir. Başkan’ın, vekilin yerelden gelen ihtiyacına duyarsız kalması mümkün değil. Burada seçmenin baskısı devreye girer. Seçmen kimin ihtiyacını gidermediğini görür. Yani seçmen, “bana izah et” diyor. Bundan daha güçlü denetim mi var demokraside? Dolayısıyla denetim mekanizması, muhtaç kılma üzerine kurulduğu için, başkanın da parlamentonun da taşkınlık yapma şansı parlamenter sisteme göre çok çok düşük, hatta sıfırdır.
Peki bu anayasa, siyasi parti ve seçim kanunlarıyla bu sistem nasıl işleyecek?
Doğru, işlemez. Tabii ki bu reform olursa mutlaka sil baştan, seçim ve siyasi partiler yasaları, anayasa yapacağız.
O halde bugünden yarına bu modele geçme diye bir durum söz konusu değil. Ama insanlar kaygılı; Başbakan çok güçlüyken bu yasayı tartışmaya açtı, sistem oldu bitti ile geçirilecek deniyor.
Bu koca bir paket. Bunlar olursa bu sistem olacak.
2014 kadar nasıl bu sistemi tartışıp yasalaştıracaksınız? Desteğe ihtiyacız var. Milletvekili transferi mi yapacaksınız?
Hiç böyle bir planımız yok. Çünkü 10 vekil transfer edersen buradan 10 vekil kaybedersin. Bu yöntem değil. İzah edeceğiz. Tarihe not düşmek adına. Bitti bu model. 1 Ocak dedi Başbakan, Cumhurbaşkanı da işaret etti. Ama çok ağır gidiyor. “Ümit varsa süre de uzatılır ama olmazsa beklemenin bir anlamı yok” dedi Başbakan. Partinin eğilimini ben şöyle görüyorum: 2014’te Cumhurbaşkanı’nı fiili olarak halk seçeceği için bari yarı başkanlık modeli olsun. Onu dizayn etmeye kalkalım. Çünkü onun alt yapısının yüzde 50’si sağlandı.
O zaman yarı başkanlığa uygun bir anayasa mı hazırlanacak diye anlayalım?
Bakın, komisyon oy birliğini öngörüyor. Bizim yeni bir anayasa için sayısal gücümüz yok, nasıl getireceğiz?
Görüşmeler bitecek mi?
Bilemiyorum. Kötü olan da bu. Zaten bunu söylemek de istemedim ama acı bir şey bu. Ümit olsa bekleriz.
Anlaşılan bu olasılık en mümkün olanı...
Valla, bakın bu olacak gibi de muhalefet de bir adım atsa. Anayasayı yarı başkanlığa çevirmek mümkün. Başbakan’ın Özal gibi Köşk’ün dört duvarı arasında sıkışmasını, aynı tabloda, ah vah etmesini görmek istemiyorum. Günde üç saat uykuyla 10 yıldır koşuyor. Yani hakikaten üzülüyorum.
Kürtçe anadilde eğitim ile ilgili söylediğiniz “şeytana uymak” sözleriniz çok tartışıldı. Bu sözler Kürtleri rencide etmez mi?
Şeytana uymak Anadolu’da bir deyim. Buradan bunu düzeltmek isterim. Kimsenin diline, kültürüne bir şey söylemedim. TRT ’deydi, “Bu anayasa süreci nasıl gidiyor” dediler. “Valla ağır” dedim. “Şimdi zor konulara geldi. Anadilde eğitim gibi. Korkarım şeytana uyar da BDP, bu konuyu gündeme taşır” dedim. Bir deyim bu. Kürtçeye özel değil, komisyonun işleyişine dair. Canım, ben böyle bir şey söyler miyim? Aklımla zorum mu var? Kaldı ki “anadil” dedim. “Kürtçe” de demedim. BDP bu öneriyi verirse süreç tıkanır, bunun için şeytana uymak dedim. Yoksa böyle bir şey olur mu?
Açlık grevlerine başlıyor BDP vekilleri...
Yapmasınlar. Türkiye’yi daha fazla germenin anlamı yok. Yeterince kavga var. Biz BDP’den siyasi parti gibi davranmasını istiyoruz. Bazen ağır konuşmamın nedeni de bu. Çünkü muhatap almak istiyorum onları. Karşımda sivil bir muhatap görmek istiyorum. Kürt vatandaşla ilgili ne kadar iyileştirme yaptıysak hiçbirinde BDP’yi yanımızda bulamadık. “Yetmez ama evet” denen bir kavram var yahu. Bir cümlede gel sen ekle, yine eleştir.
Başbakan Erdoğan Bali’de daha önce bahsettiği idam konusuna değindi. Ve ABD’den örnek verdi. Bu konu da başkanlık sistemi tartışmalarına dahil ediliyor. Bu yönde bir çalışma var mı, nasıl bakıyorsunuz?
Böyle bir gündem yok. Bir tartışma adına söylüyoruz. Biz idamı geri getiremeyiz. Çünkü AB, idamı istemiyor. AB’den çıkmadıkça, böyle bir niyetimiz olmadıkça bu mümkün değil. Kopenhag kriterlerini, 6 ve 13. protokolü kabul ettik. Dolayısıyla, Başbakan’ın dediği de, “bu bir kenarda dursa keşke.” Getirmek anlamında değil, toplumdaki tabloyu görünce bunu söyledi. Yoksa nasıl 0getireceksin. Büyütmenin anlamı yok.
Yazarlar
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019