Melih ALTINOK
Demokratların, AK Parti iktidarına kadar solun da temel talepleri olan Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri görülmemiş zihniyet değişimi hamlelerinin hakkını vermeleri pek hoş karşılanmıyor.
Bir zamanlar her tartışma programında Kürt siyasilerin, yakasına Türk Bayrağı rozeti iliştirmeye çalışan, ardında da “Hadi Öcalan’a bebek katili, PKK’ya da terör örgütü desene” diye tutturan Ergenekon sanığı Sinan Aygün’ün “solcu” muadilleri zıplayıveriyorlar.
“Hadi AKEPE de. Tayyip’in gizli ajandası olduğunu kabul et...”
Hâl bu olunca da kendisini solda tanımlayan yazarlar için her yazı ya da konuşma, denge kurma kaygısıyla hedefinden sapıyor. En radikal reform adımlarını konu alan makaleler bile, gereksiz bir savunma halinin etkisiyle incir çekirdeğini doldurmayacak, etkisiz metinlere dönüşüyor.
Örneğin bugüne değin ülke içindeki her türlü asayiş probleminden İçişleri Bakanlığı mesul olduğu halde, bölgede yaşanan çatışmaların ardından bakanlığın, “Hainler cezasını bulacak” türünden ıvır zıvır açıklamaları dışında ağzını açtığına şahit olmazdık.
Silvan’da 13 askerin yaşamını yitirdiği saldırının ardından bir ilk daha yaşandı. Başbakan Erdoğan, “Olaya bir de sivil gözle bakalım” diyerek Karargâh’ın çatışma bölgesine gönderdiği heyetin raporuyla yetinmeyeceklerini açık etti.
İlk kez siyasi irade bir çatışma sonrası sorumlu olan askerî birlikte kamuoyunun gözleri önünde ayrıntılı bir soruşturma yürüttü. Aralarında Tuğgeneral Karaosmanoğlu’nun da bulunduğu askerlerin ifadesini aldı.
Çarşamba günü de bir Avrupa demokrasisine yakışır şekilde, hakkında soruşturma yürütülen Binbaşı Milbay Şahin ile Bölük Komutanı bir üsteğmen görevden alındı. İçişleri Bakanı İdris Naim Şener de soruşturma sürecinin daha ileriye götürülebileceğinin sinyallerini verdi.
Siyasal iktidarın bu tavrını alkışlamamak mümkün mü? Bu umut verici gelişmeyi Ergenekon davasıyla startı verilen, geçen yılki YAŞ’ta siyasal iktidarın dizginleri elini almasıyla güçlendirilen, referandum ve Balyoz tutuklamalarıyla doruğa ulaşan demokrasi ve şeffaflaşma atılımının bir meyvesi olduğunu söylememek olur mu?
Ama kasıyor insan kendisini.
Etyen Mahçupyan’ın referandum sürecinde “yetmez ama evet” diyen bizlerin, “yetmez” şerhinin gereksiz bir ürkeklikten, kompleksten kaynaklandığını söylerken işaret ettiği arıza tam da buydu aslında.
O dönemde partilerinin kurultayları için kutlama telgrafı göndermemi isteyen bir sol parti de, mesajımdaki kendilerini referandumda “yetmez ama evet” dedikleri için tebrik ettiğim cümlemi, “AKP’ye hayır, referanduma evet” şeklinde revize etmemi rica etmişti.
Komik...
Bir türlü fırsat olmadı, bugüne değin hakkını veremedik ama Mahçupyan’ın son derece haklı eleştirisinde billurlaşan bu ruh hâli demokratları yollarından alıkoyuyor.
Yüzde elli oy almış, üstelik de bu başarısını cesur reform adımlarına onay veren Türkiye’nin demokrat seçmenini ikna etmesine borçlu olan bir siyasal iktidarın, solun ve demokratların da talebi olan icraatlarının altında buzağı aramanın anlamı ne?
Grev yapan bir sendikanın, istediği zammı ve sosyal taleplerini elde edince “Tamam istiyorduk ama bir sor, kim verdi bu hakları” diye söylenerek tüm kazanımlarını elinin tersiyle itmesi kadar anlamsız değil mi bu tavır.
Kimsenin kimseye itidal telkin ettiği falan yok. Dünyada sola, demokratlara en yakışmayan tutum belki de fazlasıyla “aklı başında” olmaktır. Vatandaşlar, tabii ki siyaset kurumundan daha fazla özgürlük, refah, güvenlik vs. talep edecekler.
Ancak “Aman AKP’li sanmasınlar” saplantısının ürünü olan bu sekter tutumun, sorunların giderilmesinde, eksiklerin tamamlanmasında, daha fazla kazanım sağlanmasında zerre kadar faydası olmuyor. Dahası AK Parti ile siyaseten mücadele kılıfının meşruiyetinde, reform iklimi karşısında statükonun elini güçlendiriyor.
Kaldı ki, olumlu adımları alkışlayan demokratların, siyasal iktidarı eleştiriden azade tuttuklarını söylemek de en naif ifadeyle insafsızlık. Örneğin bugün hükümetin Silvan soruşturması kapsamında sorumluluğu olduğu iddia edilen subayları görevden almasını alkışlayanlar, ombudsman yasası çıkarken askerî faaliyetlerin denetim dışı bırakılmasını en sert şekilde eleştirenlerdi.
Eğer huysuz baylarımız AK Parti’yi taşlamayı bırakıp bizler gibi demokratik mücadeleye terfi edebilmiş olsalardı, belki bugün Silvan soruşturmasına askerî değil adlî yargı bakacak ya da ombudsmanlık kurumu devreye girebilecekti.
Tabii ki zor bir muhaliflik öneriyorum. Havalı değil, slogan atıp bardaki mesaiye dönmekten daha meşakkatli.
Arkadaşlar enerjilerini askerî vesayetle mücadeleye, şeffaflaşmaya, demokratikleşmeye kanalize etseler, toplu sokak zikirlerinde tatmin olacak halleri mi kalır? Takatlerini, Ankara Yüksel Caddesi’ndeki zavallı seyyar satıcıları yüzlerce sopalı adamla döven CHP’li Çankaya Belediyesi’ni protesto eylemine sızıp, “AKP halka hesap verecek” diye bağırmaya saklıyorlar.
Demokratların, merhem olmadıkları yetmiyormuş gibi tedaviye de engel olanların mahalle baskısını yok saymayı öğrenmeleri gerekiyor sanırım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019