Melih ALTINOK
Taraf Uludere’yi “Devlet halkını bombaladı” manşetiyle gördü.
Başbakan Erdoğan’ın ertesi gün kameraların karşısına geçip, Taraf’ı hedef tahtasına oturtan açıklamalarının ardından, “Türkiye Türklerindir” gazetesi de “devlet halkını bombalar mı” diye sordu.
Şaşırmıyoruz elbette. Ancak niteliği farklı olsa da, vicdanı ve cesaretiyle tanıdığımız Gülay Göktürk bile bu inkâr nöbetine durup Taraf’ın hükümete ve Genelkurmay’a haksızlık yaptığını yazınca üzüldüm.
Uludere’nin ertesi günü ben de “...devlet kaçakçı vatandaşlarının üzerine jetleriyle bomba yağdırdı” diye yazdım.
Taraf’ın manşeti gibi, bir tercih ya da yorum değildi bu da.
“Devlet halkını bombaladı” yaşananların fotoğrafıydı sadece.
Öyle ya, ortada 35 vatandaşımızın ölüsü vardı ve bombalamayı yapan uçakların sahibi de devletti.
Ama anlaşılan” hakkaniyet” adına bizden istenen, fotoğrafta rötuştu.
Şöyle insafsız bir rötuş. Bir kamyon aralarında çocukların da olduğu 35 kişiyi eziyor. Ve bizlerden “Kamyon 35 kişiyi ezdi” değil de “Kamyonun altında kaldılar, zaten orası yaya geçidi değildi” dememiz isteniyor. Akıl alır gibi değil gerçekten.
Kaldı ki o manşetimiz de, bizlerin fotoğraf altı yazıları da, kamyonun frenlerinin patlatıldığına dair ciddi şüpheleri ele alıyordu. Kimse direksiyondaki Genel Kurmay Başkanı’nı ve kamyonun sahibi Başbakan’ı kasıtla itham etmiyordu.
Anlaşılan, eskiden soru soran öğrencisine tahammül gösterdiği halde, sorular zorlaşıp da eksiklerini ortaya çıkartmaya başlayınca kompleksleri depreşen öğretmen misali, Ak Parti de demokratlardan kuzu gibi olmalarını istiyor artık.
Aklıma yedi askerin yaşamına mal olan PKK’nin Hantepe baskınında, izledikleri Heron görüntülerinin gereğini yerine getirmeyerek “kast-ı mahsusa” iddialarına muhatap olan Karargâh hakkında AK Parti’li Bekir Bozdağ ile yaptığımız telefon görüşmesi geldi.
Bozdağ, Karargâh’ın iddialar karşısındaki sessizliğine ve sorularımız karşısındaki tehditkâr üslubuna kızıp “Önce iddialar araştırılmalı. Çünkü bunu gözardı edip, sadece söz konusu görüntüleri, iddiaları sızdıranların saptanmaya çalışılması kafalardaki soru işaretlerini gidermeye yetmiyor” demişti. Bu aramızda kalan bir konuşma değil (Bkz. Taraf, 18 Ağustos 2010 tarihli manşet.)
Evet, birileri kızsa da, bizim için “devir” değişmiyor, gazetecilik yaptığımız sürece soracağız. Suçlamıyoruz, itham etmiyoruz.
Sadece tıpkı Bozdağ’ın zamanında dediğini şimdi de biz Uludere için tekrar ediyoruz: “Önce iddialar araştırılsın, çünkü bunu gözardı edip, olayın üzerine gidenlerin, iddiaları kamuoyuna duyuranların hedef tahtasına oturtulması soru işaretlerini gidermiyor!”
Kuşkusuz ki kastınız yoktur Sayın Başbakan ve hükümet üyeleri. Ancak soru sonralara ya da imalarda bulunanlara yanıt vermenin tek yolu azar ya da beylik açıklamaların ardına sığınmak değil.
Demokratik devletlerin uyguladığı bir yöntem var. O da, kastı, ihmali ya da her neyse, sorumluluğu olan askerî-sivil bürokratların ve ilgili bakanlıkların “soruşturulacağının” garantisini vermek; özürden imtina etmemek. Özetle gocunmamak.
Tıpkı Fransa’nın, Kıbrıs’ın, Hırvatistan’ın, hatta Kolombiya’nın ve Azerbaycan’ın böyle vakalarda yaptığı gibi...
Ondan sonra ne “kast-ı mahsusanız var” diyen çıkabilir, ne de siz devlet içinde halen varlığını koruyan “teşkilat-ı mahsusa”nın kasıtlarını savunmak zorunda kalırsınız.
Kürt, kaymakamını görmesin
Nihayet bakanlar ve bölge vekilleri yas evine gittiler. Başbakan Erdoğan da aileleri arayarak taziyelerini iletti. Yetmez, devamını bekliyoruz ama evet.
Ancak yıllardır Ergenekon Fırat’ın öte yakasına geçsin dedikleri halde, rahat koltuklarından kalkıp, nehri çoktan geçen Ergenekon ve Susurluk davalarına teşrif etmeyenler, Uludere’nin ardından da hedef şaşırtıyorlar. Çünkü yine dertleri canlar ve hesaplaşma değil.
Siyasal iktidara karşı görevleri olan muhalefetlerine kimsenin sözü olamaz. Ancak Uludere’deki karanlık elin ortaya çıkartılmasına engel olan provokatif söylemleri ve faaliyetleri kaygı verici.
Bakın, acılı aileler taziye giden Uludere Kaymakamı öldürülmeye çalışıldı.
Acaba ne istiyorlar? Devletin, hükümetin yakınlarını kaybedenlere sahip çıkmasını, onların yanında olmalarını, desteğini, varlığını hissettirmesini istemiyor muyduk?
Eeee...
Hikâyeyi bilirsiniz. Laz ve Kürt idam sehpasındadır. Kürt’e son isteği sorulur. “Anamı görmek isterim” der. Sıra Laz’a gelir; düşünmeden söyler son dileğini: “Kürt anasını görmesin!”
“Gelmeyin, gençleri tutamıyoruz” tehditleri...
Murat Karayılan’ın “Kürt gençlerinin kanı yerde kalmayacaktır” taziyesi...
Acılarımızı kinle, intikamla kangren hale getirmek için “intikam hakkınızdır” diye gaz verenler...
“Kürt hükümetini, devletini görmesin” diyorsunuz.
Asker cenazelerinde ahaliyi siyasilere karşı kışkırtan Türk milliyetçilerinden, onun bunun çocuğunun canıyla delikanlılık yapan faşistlerden gram farkınız yok, birbirinizin simetrisindesiniz.
Kaymakama siper olan o yaşlı amcanın fotoğraflarına bakın da utanın.
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019