Mensur Akgün
Atlantik İttifakı’nın temelleri İkinci Dünya Savaşı sırasında atıldı. Nazi Almanya’sı ve müttefiklerine karşı birleşmiş ülkeler bir okyanus adı, kavramı ve mekanı üstünden işbirliklerini geliştirebileceklerini gördüler. Sovyetler Birliği’nin yayılmacı politikaları bu işbirliğinin derinleşmesine, 1949’da da Washington Antlaşması’nın imzalanmasıyla kurumsal nitelik kazanmasına yol açtı.
NATO’yu kuran Washington Antlaşması’nın 5. maddesi üyelerine ABD güvencesi sağladı. Saldırıya uğradıklarında imdatlarına dünyanın en güçlü ülkesinin yetişmesini büyük ölçüde garanti altına aldı. Avrupa’nın güvenlik riski bulunan yerlerine konuşlanan Amerikan askerleri de ABD’nin savaşa katılımını neredeyse kaçınılmaz hale getirdi.
***
Bu da caydırıcılığı ve stratejik istikrarı sağladı. Batı Almanya ya da diyelim ki Türkiye’ye saldıracak olan bir ülke saldırmadan önce iki kez düşünmek zorunda kalacaktı. Çünkü saldırdığı ülkedeki Amerikan askeri varlığı ABD reaksiyonu için tetik işlevi görecek, NATO üyelerinden birine karşı açılmış bir savaş tümüne, daha doğrusu Amerika’ya karşı da açılmış sayılacaktı.
Zamanla NATO büyüdü. İlk genişlemesinde (1952) İttifak’a Türkiye ve Yunanistan katıldı. İkinci genişlemesinde (1955) “Batı” Almanya üye oldu. Bugün itibarıyla örgütün 28 üyesi var. Ama eskisi gibi ortak bir düşmanı yok. Soğuk Savaş’ın sonu Sovyet ve Varşova Paktı tehlikesini ortadan kaldırınca ittifak bir süre işsiz, daha doğrusu hedefsiz kaldı.
Ama aslında ittifak sadece Sovyet tehdidine karşı kurulmamıştı. Amaçlarından biri de ABD’yi Avrupa’da zihnen ve fiilen tutmak, diğeriyse Almanya’nın kendi güvenliğini kendisinin sağlamasına engel olmaktı. Soğuk Savaş sonrasında da bu iki amaç olayların akışı, siyasetin doğal sayılabilecek seyri içinde hasıl oldu.
NATO bir yandan Avrupa’da jeopolitik boşluk doğmasın diye genişleme stratejisi benimsedi. Diğer yandan korumaktan sorumlu olmadığı alanlardan gelen tehditlerle uğraştı. Jeopolitik boşluk büyük bir olasılıkla NATO olmasa da ortaya çıkmazdı. Almanya ve Fransa önderliğindeki AB yeterince güçlü bir cazibe merkezi oluşturabilirdi.
Zaten Avrupa Konseyi, AGİT gibi örgütler de NATO’nun güvenlik dışında bıraktığı boşluğu doldurabilirdi. Ancak NATO olmasaydı ABD’nin Avrupa kıtasındaki varlığı tehlikeye düşebilir, Almanya kendi başının çaresine bakmaya çalışabilirdi. Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Ortadoğu’dan Afganistan’a sorunlar da bunların fazla düşünülmemesine, konuşulmamasına neden oldu.
Zaten Atlantik okyanusunun iki yakasında var olan güçlü siyasi iradeler bu tür şeylerin konuşulmasını, akademik alanın dışında tartışılmasını gereksiz kılmaktaydı. Evet, yük dağılımı, ABD’nin nükleer bir savaş söz konusu olursa Avrupa’nın yardımına gelip gelmeyeceği hep tartışılmıştı. Fransa ve Yunanistan’ın farklı nedenlerle ittifakın askeri yükümlüklerinden kendileri azat ettikleri de olmuştu.
Türkiye’nin de 1960’lı yıllardan başlayarak NATO’nun etkinliği ve zor durumda kalırsa yanında müttefiklerini bulup bulamayacağı konusunda tereddütleri vardı. 1962’de vardı, 1964’de, daha sonrasında da. Ama şimdiye değin hiç bir ABD başkanı temelde başkalarından çok ülkesinin çıkarlarına hizmet eden, sadece dışarıya değil üyeleri arasındaki ilişkilere de nizam getiren bu örgütü böylesine hırpalamamıştı.
Trump seçimi öncesi ve sonrasında ittifakın ruhunu, yani “birimiz hepimiz, hepimiz birimiz” için mantığını zorlamıştı. NATO’yu fuzuli bir örgüt olarak tanımlamış, müttefiklik ilişkisini matematiksel bir denklem olarak görmüş, “yük paylaşım” sorununu İttifak’ın varlık nedenlerinden daha fazla önemsemişti.
Üstelik de müttefiklerinden birinin güvenliğini tehdit eden bir terör örgütünü başka bir terör örgütü ile savaşacak diye açıkça desteklemeye başlamıştı. Oysa bu müttefiki ona ya da başka bir üyeye saldırı olduğu takdirde savaşa gireceğini daha 1952 yılında kabul etmişken.
***
Trump, özü ortak savunmaya, üyelerinin güvenlik ihtiyaçlarına cevap vermeye dayanan, aynı zamanda Almanya’nın kendi başının çaresine bakmamasını da sağlayan örgütü, daha da önemlisi “anlayışı” açıklamaları, eylemleri ve politikalarıyla yaraladı. Atlantik İttifakı ilk kez bu denli sarsıldı. Almanya Başbakanı Merkel hafta sonunda Münih’te yaptığı konuşmayla bu sarsıntının varlığını şimdilik sadece tescil etti.
Fakat bu açıklamanın arkasının gelmemesi, güven bunalımının derinleşmemesi için çaba harcanması gerekiyor. İstikrar ve güvenlik herkes için önemli. Öncelikle yapılması gereken de bu ittifakın amacının üyelerinin meşru güvenlik gereksinmelerine cevap vermek olduğunu, öyle de kalacağını ispatlamak. İttifakın karşılıklı yardımlaşma, dayanışma ruhunu diriltmek, mesela teröriste karşı terörist kullanmamak...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024
20.10.2024