Mensur Akgün
Türkiye Avrupa ile Asya’nın, Kuzey ile Güney’in, Ortadoğu ile Orta Asya’nın, Akdeniz ile Karadeniz’in ve coğrafi adlarla tanımlanmış daha pek çok siyasi bölgenin arasında kalıyor. Konumu bazen kendisine kullanabileceği imkanlar sunarken, genellikle de bu bölgelerdeki türbülanslardan doğrudan etkilenmesine neden oluyor. Mesela Irak’a yapılan bir müdahalenin sonuçlarına 30 yıl katlanmak zorunda kalabiliyor. İran’a uygulanan ambargolardan etkileniyor. Suriye’nin istikrarsızlığı Türkiye’ye güvenlik tehdidi olarak yansıyor.
***
Kısacası mülteciler söz konusu olduğunda Türkiye dünyaya söyleyecek sözü olan bir ülke. Ki zaten söylüyor ve eleştiriyor da. Ama benim görebildiğim kadarıyla söyledikleri gündelik siyasete endeksli kalıyor, kendi uzun erimli çıkarlarını koruyacak, sığınmacıların haklarını garanti altına alacak, gelir düzeyi yüksek ülkelerin daha fazla sorumluluk almasını sağlayacak bir uluslararası rejimin kurulmasına öncülük etmiyor. Oysa bu insan hakları eksikliklerini gidermesi, hukukun üstünlüğü konusundaki sorunlarını aşması koşuluyla Türkiye’yi dünya siyaset sahnesinde bir kez daha öne çıkartabilecek bir konu.
Joshua Craze’in Foreign Policy’de yazdığı gibi dünyanın yeni bir mülteciler sözleşmesine ihtiyacı var. Bir yanda milyonlarca insan yerinden, yurdundan edilmiş bir şekilde dolaşıyor, diğer yandan giderek artan sayıda ülke sığınmacılara, mültecilere kapısını kapatıyor. Craze salgın yüzünden, daha doğrusu salgını gerekçe göstererek 90 ülkenin iltica işlemlerini askıya aldığını söylüyor. Makalesinde uluslararası iltica rejiminin en temel ilkesi olan “non-refoulement”, yani sığınmacının zulüm gördüğü ülkeye geri gönderilmemesi prensibinin bile çiğnendiğini anlatıyor.
Gerçekten de AB ve üyesi ülkeler mülteci konusunu giderek daha fazla egemenlik ihlali olarak görüyor. Macaristan, Polonya ve İtalya’da Korona salgınından mültecileri sorumlu tutanların sayısı artıyor. ABD de sınırlarını neredeyse mühürledi. Trump bir kez daha seçilirse bu mührün Korona sonrasında bile sökülmesi kolay olmayacak. Ayrıca mültecilerin geldiği yerlere ve özellikle de inançlarına göre ayrımcılığa da uğradığı da inkâr edilemez bir gerçek. AB sorumluluklarını yerine getirmektense para vermeyi, mültecileri kendi sınırlarından uzakta tutacak ülkelerle -sözlerini yerine getirmese de- iş birliği yapmayı seçiyor.
Bu konularda çalışan genç araştırmacılardan Müge Dalkıran perspektif.online için kaleme aldığı yazısında Avrupa Komisyonu tarafından 23 Eylül’de açıklanan AB Göç ve İltica Paktı’nın da mülteciler için yeni imkanlar vadetmediğini vurguluyor. Tam tersine “Pakt” AB’nin hak temelli yaklaşımdan ne kadar uzaklaştığına, bir süredir uyguladığı göçün dışsallaştırılması politikasına devam edeceğine, otoriter rejimlerle anlaşmalar yapılacağına işaret ediyor. Ayrıca iltica talebinde bulunan kişilerin işlemleri sonuçlanana kadar gözetim altına alınmalarına imkân sağlayacak düzenlemelere kapı aralıyor.
***
Bana öyle geliyor ki 19 Aralık 2018’de BM Genel Kurul’unda kabul edilen Global Compact da mültecilerin, sığınmacıların haklarından ziyade onları kabul edebilecek ülkelerin haklarına yönelik. Göçü düzenli, düzensiz diye ikiye ayırıyor, sanki düzenli olurmuş da ev sahibi ülkeler mültecileri daha kolay kabul ederlermiş gibi bir anlayışla hareket ediyor. Getirdiği bazı kozmetik değişiklikler de pek çok imzacı ülke tarafından bağlayıcı olmamasına rağmen ne olur ne olmaz denerek şarta bağlanıyor. Yine de hedefler koyması açısından makul bir belge olduğunu kabul etmek gerek. Ancak derde deva, var olan sorunlara çözüm üretici olduğunu söylemek zor.
Türkiye isterse, dünya siyaset sahnesine yeniden pozitif bir gündemle dönmeyi arzu ederse, uluslararası mülteci rejiminin eskiyen, aksayan yönlerini gündeme getirebilir, koalisyonlar kurarak iltica etmek zorunda kalanların haklarını koruyacak düzenlemelerin yapılması için çaba harcayabilir. Krizler Türkiye’ye yük oldu fakat bize bu sorunu akademik olarak öğrenme, fiili olarak da yönetme fırsatı verdi. Devlette ve sivil toplum örgütlerinde önemli bir birikim oluştu. Başta Koç ve Bilgi olmak üzere üniversitelerin danışılabilecek merkezleri, uzmanları var. Üstelik bu konuyu çok iyi bilen, 2012-2016 arasında Türkiye’nin mülteci sorununu yöneten Fuat Oktay da Cumhurbaşkanı Yardımcısı…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024
20.10.2024