Mesut YEĞEN
Baykal’ın başlattığı 2019 tartışmasının şahsi bir tarafı olduğu muhakkak; yanlış, eksik tarafları olduğu da doğru. Ama hayırlı bir tarafı da var. Hayırlı taraf şu: CHP’ye hakim akla kalırsa, 2019’da yeni bir Ekmeleddin İhsanoğlu faciasıyla karşılaşmak pek muhtemel. Gerek Baykal’ın şahsi hesaplarıyla ilgili bir tarafı olduğundan, gerekse de bildik Baykal aklının sınırlarına takıldığından, açılan tartışmanın eksiği gediği çok, bu doğru. Lakin 2019’un konuşulması işinin son dakikaya kalmasını önleyerek hayırlı bir iş de göreceğe benziyor Baykal’ın açtığı tartışma.
Zamanlama
Tartışmanın şahsi tarafı şu: Baykal 2019 meselesine öncelikle ‘zamanlama’ açısından bakıyor. Belli ki referandum sonuçlarının yol açtığı genel duygu zayıflamadan ve referandumun ortaya koyduğu ana sonuç uzun uzadıya tartışılıp, sindirilmeden 2019’da Erdoğan’ın karşısına çıkacak adayın belirlenmesini istiyor; çünkü haklı olarak, 2019 için Erdoğan’ın karşısında en kuvvetli adayın an itibarıyla kendisi olduğunu düşünüyor. Malum, 16 Nisan referandumunda evet çıkması hayır diyenlerde önemlice bir hayal kırıklığına yol açmış olmakla beraber, evet oylarının ancak % 51 kadar olması hayır diyenleri 2019’a dair kuvvetli bir iyimserlikle donatmış durumda. Öte yandan, referandumun ortaya koyduğu ana sonuç da malum: 16 Nisan’da CHP’liler, HDP’li Kürdler, şehirli MHP’liler ve Ak Parti memnuniyetsizleri hayır dedi. Bu genel sonuç sözünü ettiğim iyimserlik duygusu eşliğinde sıcağı sıcağına değerlendirildiğinde şu türden bir kanıya kapılmak gerçekten de işten değil: 16 Nisan’da hayır diyenlerin hepsine birden hitap edebilecek Erdoğanvari kuvvetli bir figür bulunup çıkarılırsa 2019’da Erdoğan’ın yerine başka birini cumhurbaşkanı seçmek olmayacak iş değil. Eh, Türkiye’nin siyasetçi havuzunda Baykal’ın haricinde bu minvalde çok sayıda figürün olmadığını kabul etmek de zor değil. Malum, Baykal CHP’nin Ecevit’ten sonra çıkardığı neredeyse tek karizmatik lider, üstelik Yörük, üstelik Cuma namazı kılıyor, üstelik genel sekreteri olduğu SHP’den ihraç edilen Ahmet Türk’le ‘dost’. Başka bir deyişle, “16 Nisan’da hayır demişleri bir araya getirebilecek bir aday bulunabilirse 2019’da Erdoğan’ın yerine başka birini cumhurbaşkanı seçmek mümkün” kanısı sıcaklığını korurken en muhtemel cumhurbaşkanı adayı tabii ki Baykal. Baykal’ın 2019 tartışmasını başlatmasının şahsıyla ilgili tarafı bu. 16 Nisan sonuçlarının yol verdiği iyimserlik duygusu zayıflar ya da referandumda alınan sonuç başka bir biçimde değerlendirilmeye başlarsa Baykal momenti geçip gidecek. Baykal’ın acelesi, 2019 tartışmasını “aday kim olsun” sorusu etrafında yapıp bitirmek istemesi bu yüzden.
İçerik
Gerek 2019 tartışmasını zamanlama hesaplarına kurban etmek zorunda kalmış olmasıyla ilgili olsun, gerekse de 2019 meselesini yerleştirdiği çerçeveyle, Baykal’ın açtığı tartışmanın eksiği, yanlışı çok. İlk büyük yanlış elbette 16 Nisan referandumunun ‘normalleştirilmesiyle’ ilgili. 16 Nisan’da ortaya çıkan hukuki sonucun her ne yapılırsa yapılsın değişmeyeceği belli olmakla beraber, referandum sonucunun ne türden hukuksuzlukların yapılması pahasına alınmış olduğu hakkındaki tartışma kapatılmadan da 2019 tartışmasını başlatmak mümkünken, Baykal tartışmayı “atı alan Üsküdar’ı geçti” fikrine fit olmuş olarak açmayı tercih etmiş görünüyor. Halbuki, bir kısmına CHP’nin de katkıda bulunduğu “referandum öncesi ve esnasında gerçekleşen hukuksuzluklar” tartışmasını canlı tutmak, hem 2017’nin hayır cephesini olabildiğince konsolide biçimde 2019 seçimlerine götürmek, hem de 2019 seçimlerinin 2017 referandumu gibi hukuksuzluklara açık bir biçimde yapılmasını önlemek için işe yarayabilirdi. Halbuki, CHP yönetimi gibi Baykal da 2017 referandumu öncesinde ve esnasında yaşanan hukuksuzlukları unutmaktan yana görünüyor. Belli olmaz, belki de Baykal da CHP yönetimi de 2017 referandumunun büyük neticesinden öyle aman aman şikayetçi değildir. Ne de olsa cumhurbaşkanlığı sistemiyle beraber geleceği öngörülen iki partili sistemin ikinci partisinin CHP olacağı belli.
Lakin, Baykal’ın 2019 tartışmasının daha büyük, daha temel bir gediği var: 2019’daki seçimin 2017 referandumundan farklı olarak en az iki evet seçeneği arasında olacak olmasını ciddiye almamak. Malum, 2017 referandumunda esas seçim evet ve hayır tercihleri, bir tek adam rejimine evet ya da hayır demek tercihleri arasındayken, 2019’da seçmenler en az iki adaydan, iki evetten birini tercih edecekler. 2017 ve 2019 arasındaki bu esaslı fark şuna işaret ediyor: 2019 seçimlerinde Erdoğan harici bir adayın kazanabilmesi için seçmenlerin yüzde ellisinden fazlasını ikna edecek genişlik ve derinlikte bir evet fikrinin inşa edilmesi ve bu fikri samimiyetle, inançla ve özgüvenle temsil edebilecek bir adayın bulunması gerekiyor. Haksızlık etmek istemem: Baykal bu durumun tabii ki farkında. Lakin, bunun gereğini yerine getirmek için Baykal’ın başka bir Baykal, CHP’nin de başka bir CHP olması gerektiğinden Baykal hem kendisinin hem de CHP’nin yapabileceğini yapmayı öneriyor. Önerdiği de şu: 2019 için 2017 referandumunda hayır demişleri Erdoğan karşıtlığına ilaveten Ahmet Türk’ü ziyaret etmek gibi jestlerin imaları ve dindarlarla meselemiz yok türünden zayıf açıklamalar üzerinden bir araya getirmek.
Baykal’ın 2019 tartışmasındaki ana gedik bu. Halbuki, Baykal da, CHP de şunu görse yerinde olur: 2019, dindarlarla Kürdleri kazanmaya dönük bir iki jesti Erdoğan karşıtlığının etrafına serpiştirmekle kazanılabilecek bir mesafede değil. Haddizatında, ekonomide ya da bölgesel durumda olağanüstü bir gelişme olmadıkça, 2019 seçimlerini Erdoğan’dan başka birinin kazanması ihtimali bugünkünden bile zayıf, çünkü malum Erdoğan 2019 seçimlerine 2017 referandumundan ders almış olarak ve devletin ve Ak Parti’nin başında hazırlanacak.
Çok Yakın, Çok Uzak
Peki, 2019 seçimlerinde Erdoğan harici bir adayın kazanabilmesi için seçmenlerin yüzde ellisinden fazlasını ikna edecek genişlik ve derinlikte bir evet fikri nasıl, kimlerce inşa edilebilir. Sözünü ettiğim türden bir evet fikrini inşa etmek için sıfırdan başlamak gerekmiyor çünkü, 2007’den beri yürüyen anayasa tartışması ve 16 Nisan referandumunda alınan sonuçlar bu fikrin iskeletini oluşturmuş durumda. Türkiye’nin 10 seneden beridir yürüttüğü yeni anayasa tartışması ve 2017 referandumunda hayır diyenlerin motivasyonu şunu gösteriyor: Sekülerlerin sekülerliklerinden, dindarların dindarlıklarından, Kürdlerin Kürdlüklerinden vazgeçmek zorunda olmadığı, tek-adam rejimine hapsolmamış ve dünya alemle dalaşmayan bir Türkiye fikri memleketin yarısından çoğunu cezbedebilecek kuvvette bir fikir; bu itibarla da 2019’da Erdoğan’ın temsil edeceği evet fikrine galebe çalabilir. Bu türden bir evet fikri inşa edilirse, bu türden bir Türkiye hayali ortaya konursa, sekülerler, Kürdler ve dindarlardan % 51’i geçecek bir birlik oluşturulabilir görünüyor. Kaldı ki, bu türden bir Türkiye hayali memleketi felç eden beka kaygısını yatıştırıp şehirli milliyetçileri de bu türden bir birliğe yaklaştırabilir. Ancak tekrar etmeye ihtiyaç olmasa gerek: Birilerinin birilerine, mesela sekülerlerin dindarlara ve Kürdlere mavi boncuk dağıtması türünden bir ittifak fikrinden değil, sekülerleri, dindarları, Kürdleri ortaklaştıran bir Türkiye fikrinden söz ediyorum.
Peki, kim, hangi aktörler bu türden bir evet fikrinin, böylesi bir Türkiye hayalinin müellifi olabilir? 2015 Haziranı’nda olsaydık bu sorunun cevabı belliydi: HDP. Oysa kabul etmek gerekiyor ki, ‘PKK ve şehir savaşları’ bagajından ötürü HDP’nin bu türden bir Türkiye fikrinin mimarı olması kabil değil. Hele de PKK Türkiye’ye karşı silahsızlanmadıkça. “Sıratı müstakimden ayrılanlar” ithamına maruz kalacak olmak bagajıysa Ak Parti memnuniyetsizlerini devreden çıkarıyor.
Kürdlerin Kürdlüklerinden, dindarların dindarlıkların vazgeçmek zorunda bırakıldığı bildik Türkiye fikrinin mucidi CHP’nin bagajı HDP’den de AK Parti memnuniyetsizlerinden de daha dolu, burası muhakkak. Lakin, gerek 2019’daki seçimlerde Erdoğan’ın temsil edeceği evet fikrinin karşısına dikilecek evet fikrine destek verebileceklerin yarısına ev sahipliği ediyor olduğundan, gerekse de sözünü ettiğim türden bir Türkiye fikrinin inşası için HDP ve Ak Parti memnuniyetsizlerine kıyasla ‘daha meşru’ addedileceğinden CHP bu iş için en uygun aday görünüyor. Elbette, dindarların dindarlıklarından, Kürdlerin Kürdlüklerinden vazgeçmek zorunda olduğu bildik Türkiye’nin iyi bir yer olmadığına, buna mukabil sekülerlerin seküler, dindarların dindar, Kürdlerin de Kürd kalarak yaşadıkları bir Türkiye’nin mümkün ve makul olduğuna samimiyetle inanan bir CHP’den söz ediyorum. Başka bir deyişle, zor ama, bildik CHP olmaktan çıkmış bir CHP’den.
Özetle, 2019’da Erdoğan’ın temsil edeceği evet fikrini alt edebilecek bir evet fikrini inşa etmek mümkün görünüyor ve bugünkü şartlarda bu işin mimarı bildik CHP olmaktan çıkmış bir CHP olabilir görünüyor. Sadece bildik CHP olmaktan çıkmış değil, 2019’un “Erdoğan’ın karşısına dikilecek aday kim olmalı” sorusu için henüz çok uzak, Erdoğan’ın temsil edeceği evet fikrine galebe çalacak evet fikrini inşa etmek içinse çok yakın olduğunu idrak etmiş bir CHP.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
18.05.2025
4.05.2025
8.04.2025
8.03.2025
4.02.2025
25.01.2025
11.01.2025
28.12.2024
13.12.2024