Mesut YEĞEN
Büyük bir aksilik olmazsa İrlandalılardan ve İngilizlerden sonra bizim de bir Hayırlı Cumamız olacak. Her şey yolunda gittiyse eğer, bu Cuma günü, bu yazının yayımlandığı saatlerde küçük bir grup PKK militanı Süleymaniye’nin (1991’de Saddam rejimine karşı gerçekleşen Kürt ayaklanmasının gerçekleştiği yer olduğu için bu adla anılan) Raperîn (ayaklanma) bölgesinde düzenlenecek bir seremoniyle PKK’nin silah bırakma sürecini fiilen başlatmış olacak. Bugün başlayan süreç bir aksilik olmaz da tamamına ererse, 50 senelik Kürt ayaklanması sona erecek ve işlerin sonunda İrlandalılarla İngilizlerin Hayırlı Cumasındaki gibi muhtemelen bizim de bir anlaşmamız, yeni bir sözleşmemiz olacak.
Olursa yeni sözleşmemiz kime ne getirir, son Kürt ayaklanmasını Kürtleri bir kez daha ayaklandırmayacak bir son ayaklanma kılar mı gerçekten, ayrı bir bahis. Şunu tahmin etmek zor değil: Her şeyi bir günde kökten değiştirecek bir sözleşmemiz olmayacaktır. Ama zaten esas meselemiz, en azından bugün itibarıyla, bu değil. Esas meselemiz, muhtemel yeni sözleşmemizde neyin olacağından çok, sözleşmemizin olup olmayacağı, olursa da ne zaman olacağı.
Yeni Bir Sözleşme
PKK silah bırakmaya başlamışken ve gelen açıklamalara kalırsa silah bırakma işinin birkaç ay içinde, en geç sonbaharda tamamlanacağı öngörülürken, bir sözleşmemizin olup olmayacağı, olursa ne zaman olacağı neden belirsiz olsun ki diye düşünülebilir tabii ki. Silah bırakma gerçekleşirse yeni bir sözleşmeden neden mahrum kalalım ki diye merak edilebilir gerçekten.
İnşallah kalmayız ama gördüğüm şu: Türkiye’yi ve PKK’yi çevreleyen şartlardaki büyük dönüşüm hem Türkiye devletini hem de PKK’yi 50 senelik Kürt ayaklanmasını sonlandırmaya ikna eden bir koridora sıkıştırdığı için, silahsızlanma, sürecin başladığı ilk günden beri yazdığım üzere, başından beri, kaçınılmaz değildiyse de hep kuvvetli bir ihtimaldi. Türkiye’yi, PKK’yi ve Kürt meselesini çevreleyen bölgesel şartlar 50 senelik ayaklanmayı sonlandırmayı herkes için hayırlı, herkes için arzu edilir kıldığından silahların bırakıldığı bugüne, bizim Hayırlı Cumamıza erişmemiz hep kuvvetle muhtemeldi.
Aynı şeyi yeni sözleşme için de söyleyebilmeyi arzu ederdim. Ne var ki, yeni sözleşme ihtimaliyle ilgili gördüğüm şu: Ortada yeni sözleşmeyi akdedecek ilgili aktörleri aynı koridora sıkıştıran bir vaziyet olmadığı gibi işaretleri verilen tercihler ve yatkınlıklar yakın bir zamanda yeni bir sözleşmenin akdedilmesinin zor olabileceğini gösteriyor. Silahsızlanmanın tamamlanmasıyla şartlar, atmosfer, bu arada tercihler ve yatkınlıklar da değişebilir, umarım da değişir. Lakin devlet ve iktidar kanadındaki aktörlerin görünen tercihleri ve yatkınlıkları, Kürt meselesinde bizi gerçek bir sulh ve selamete eriştirebilecek, 50 seneyi bulan son Kürt ayaklanmasını gerçekten bir son ayaklanma kılabilecek bir sözleşmenin yakın zamanda akdedilmesinin pek kolay olmayacağını gösteriyor.
Yatkınlıklar ve Tercihler
Yatkınlıklar bahsinde söyleyebileceğim şu: Kürt meselesinde bizi gerçek bir sulh ve selamete eriştirecek bir sözleşme için büyük reformlar yapmak gerekirken, devlet katında bu türden reformların yapılabileceğine dair işaretler şimdilik kuvvetli değil, haddizatında birkaç ay öncesine nazaran daha zayıf. Süreç başladığında, özellikle Bahçeli’nin konuşmalarında işaretleri verilen yeni bir ulusal birlik modeli ve yeni bir ulusal kimlik fikirleri artık pek seslendirilmiyor. Oysa, Kürt meselesi Kürtlerin Kürt olarak tanındığı ve Kürt olarak kalmalarına imkân verildiği yeni bir ulusal birlik modeli, yeni bir ulusal kimlik oluşturma yoluna girmeden halledilebilecek bir mesele değil, hiç de olmamıştı zaten. Olmadığını Birinci Dünya Savaşı sonrasında devletin her temayülden yöneticisinin “elimizde kalanın Türklerle Kürtlerin meskun olduğu arazi” olduğunu ve yine her temayülden yöneticinin Kürtlerin bulundukları havalide kendi kendilerini yönetmelerinin uygun olacağını kabul etmesinde kendisini göstermişti.
Dediğim üzere, silahsızlanma gerçekleşirse atmosfer bir anda değişebilir ve onlarca senelik yatkınlıkları bir tarafa bırakmanın zamanı geldiği idrak edilebilir belki, lakin mevcut işaretler bu yönde değil. İktidarın süreç başlamadan önce sıkça telaffuz ettiği, “Kürt meselesi halloldu”, “yapılabileceklerin çoğu yapıldı zaten” pozisyonunun yakınlarda yeniden seslendirilmeye başlaması, Kürt meselesinde bizi gerçek bir sulh ve selamete eriştirecek büyük reformlara devlet katının çok da hazır olmadığını gösteriyor.
Yatkınlıklar kadar iktidar katındaki güncel tercihler de işlerin kolay olmayacağını gösteriyor. Burada temel sorun şu: İktidar için 2028 geldiğinde iktidarda kalabilecek olmak süreci sürdürmek kadar önemli görünüyor, oysa sürecin gerektirdikleriyle her ne olursa olsun iktidarda kalabilmenin gereklilikleri çelişiyor. Süreç, başta yargı olmak üzere siyaset, medya ve muhalifler üzerindeki baskı konularında kapsamlı bir demokratikleşme hamlesi gerektirirken, iktidar yargıyı fütursuzca kullanarak iktidarda kalmanın yolunu inşa etmenin peşinde. Hülasa, iktidarın, süreç olsun ama sürecin ilerlemesi için atacağım adımlar muhalefeti iktidar alternatifi yapmayacak seviyede kalsın tercihi, Kürt meselesinde herkesi kesebilecek bir sözleşmenin akdedilmesinin kolay olmayacağını gösteriyor.
Hayırlı Cumamız hayırlı olsun. Kıymetini bilmemiz gerekiyor gerçekten. Lakin, Hayırlı Cumamızın tam manasıyla hayırlara vesile olmasını istiyorsak yatkınlıklarımızı inceltip, tercihlerimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Umarım becerebiliriz.
Yazarlar
-
Tanıl BoraAhlâki Üstünlük 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksal doğrular-yanlışlar… 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYeni bir siyaset dalgası çıkar mı? 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava gerilimi: Kim gerçekçi, kim baltalayıcı? 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2001 krizinden daha ağır 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDemokrasinin sonu mu? 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı eliyle siyaset 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun‘Türk olmaktan niye rahatsız oluyorsunuz ki?’ 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMuhalefetin defterini dürelim ekonomimiz batarsa batsın 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİhale şartnamesi skandal! Moda’daki milyarlık vakıf arazisi kime peşkeş çekilecek? 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMeslektaşlarımız bir KHK ile atılalı dokuz yıl oldu! 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBoğma süreci 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAklın yolu bu değil 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Barışı yapay zekâ anlatıyor… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTerörsüz Türkiye CHP'siz uçar mı? 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.08.2025
9.08.2025
19.07.2025
13.07.2025
29.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
18.05.2025
4.05.2025
8.04.2025