Metin Münir
Birkaç gün önce İngiliz romancı J. G. Ballard’ın anılarını yeniden okudum.
Ballard’ın otuza yakın bilimkurgu kitabı var, ama onu dünya çapında üne, anı kitapları kavuşturdu.
Bunlardan üç tane var.
En ünlüsü daha sonra Steven Spielberg tarafından filme alınan Empire of the Sun’dır (Güneş’in İmparatorluğu). Bu kitap birçok dile çevrildi ve yazdığı bütün bilimkurgu romanlarından fazla sattı.
Bunun ardından gelen The Kindness of Women (Kadınların İyi Yürekliliği) ,en sevdiğim kitaplardan biridir.
Dizinin son kitabı, yeni bitirdiğim Miracles of Life’tır (Yaşamın Mucizeleri).
Ballard’ın yaşamının mucizeleri çocuklarıdır.
Onu sevmemin nedeni, Güneş’in İmparatorluğu’nda kendisini ço
Ballard, 1930’da babasının fabrikatör olduğu Şangay’da doğdu. Şangay o zamanlar Batı tarafından sömürülen Çin’in sahil şeridindeki en ünlü ve renkli kentti.
Ballard’ın kişiliğini şekillendiren, yaşamının ilk on dört yılını geçirdiği bu liman ve Japonların Çin’i istila etmesinin ardından şehrin yakınlarındaki bir toplama kampında geçirdiği iki buçuk yıldır.
Savaştan sonra İngiltere’ye yollandı. Liseyi bitirdikten sonra tıp okumaya başladı, ama iki yıl sonra üniversiteyi terk etti. İngiliz Hava Kuvvetleri’ne (RAF) pilot yazıldı. Pilotluk öğrenmek için Kanada’ya, Türk subaylarının da bulunduğu NATO kampına gönderildi.
İngiltere’ye döndükten sonra RAF’tan istifa etti, bilimkurgu romanları yazmaya başladı ve güzel bir kadınla evlendi. İkişer yıl arayla üç çocuğu oldu.
“Sona doğru, nefes almakta bile zorlanırken elimi tuttu ve ‘Ölüyor muyum?’ diye sordu. Beni duyup duymadığına emin değilim, ama ‘Seni hayatın hayatımın sonuna kadar seveceğim’ diye bağırdım.”
Ballard bir daha evlenmedi ve çocuklarını tek başına büyüttü.
“Galiba onların bana olduğundan çok benim onlara ihtiyacım vardı” diye yazıyor. “Çocuklarıma derin bir sevgiyle bağlıydım ve onlar bunu biliyorlardı.”
Evde çalıştığı için her zaman çocuklarıyla beraber olabiliyordu. Tatilde karşılaştığı bir Amerikalı kadın, arabanın içine bakıp “Sen bu üç veletle yalnız mısın?” diye sorduğunda, “Bu üç veletle hiç yalnız olunmaz” diye cevap verdi.
“Hâlâ düşüncem odur ki, çocuklarım kendilerini büyütürken bir yan faaliyet olarak beni büyüttüler. Çocukluklarını birlikte geride bıraktık. Onlar mutlu ve kendine güvenen kişiler halinde gençlik dönemine girdiler. Ben onları bebeklikten kendilerine özgü düşünceleri ve emelleri olan büyükler haline geçişlerini izlemenin tecrübesi ile zenginleşmiş olarak, bir tür ikinci olgunluk dönemine girdim. Bütün doğadaki en kayda değer, anlamlı süreç olan bu olağanüstü süreci izlemiş çok az baba vardır. Babayı bırakın, evi ve aileyi idare etmenin yükü dikkatlerini o kadar dağıtır ki, birçok anne bile her gün çevresinde meydana gelen sayısız mucizenin pek farkına varmaz. Çocuklarımın ebeveyni olarak geçirdiğim yıllar bildiğim en zengin, en mutlu yıllardır.”
Benim de.
Ballard’ı en çok bunun için seviyorum. Farkında olmadan, ayrı yerlerde, ayrı zamanlarda aynı mucizeyi paylaşmış olduğumuz için.
Bu her zaman, herkese açık olan bir mucizedir ve bütün mucizelerin mucizesidir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2021
1.02.2021
24.01.2021
18.06.2020
4.06.2020
29.02.2020
27.02.2020
25.02.2020
13.02.2020
30.01.2020