M.Şükrü HANİOĞLU
Siyasetin Kürt sorunu çetrefilliğindeki bir meseleyi âkil adamlara formüller ürettirerek çözebileceğini düşünmek, bir "âkil tarihçiler komisyonu"nun 1915'te ne olduğunu karara bağlayarak Ermenistan ve Ermeni diyasporası ile mevcut anlaşmazlıkları halledebileceğini ummak anlamsızlığındadır.
Siyaset lügatimize son yıllarda kazandırılan "âkil adamlar" kavramı, genellikle tecrübe ve bilgileri ışığında, topluma doğru yolu gösterecek bireyler topluluğuna atıfta bulunmaktadır. Bu tanım, Walter Isaacson ve Evan Thomas'ın Sovyet nüfûz alanının genişlemesini önleme amacıyla yeni bir dış politika yaklaşımı geliştiren Amerikan bürokratları için kullandıkları "âkil adamlar" kavramsallaştırmasından farklı olarak "siyaset yapıcıları"na değil, "doğru yolu gösterecek saygın kişiliklere" işaret etmektedir. Toplumda konu üzerine yaratılan yaygın kanaat ise "âkil adamlar"ın Kürt sorunu benzeri çözülmesi zor, belirli noktalarda tıkanmış meselelerin hallinde ciddî roller oynayabilecekleridir.
Siyaset, nasihat ve sivil toplum
Saygın toplum üyeleri ve bürokratların siyaset tarafından "doğru yolu gösterme" amacıyla kullanılması Osmanlı son dönem tarihinde sıklıkla gerçekleştirilmiştir. Bu kullanımın Mütareke Dönemi'nde artışı (örneğin Şehzâde Abdürrahim ve Cemaleddin Efendilerin riyâsetlerinde oluşturulan Anadolu ve Rumeli hey'et-i nasîhaları ile Ankara hükûmeti tarafından Düzce'ye gönderilen Hüsrev Bey hey'eti nasîhası) bu tür girişimlerin o dönemle ilişkilendirilmesine yol açmıştır. Buna karşılık böylesi nasihat hey'etleri, başta Arnavutluk olmak üzere, tüm imparatorluk coğrafyasında yaygın biçimde kullanılmışlardır. Dolayısıyla toplumumuzda "siyaset"in "nasihat" vermesinin ve bu amaçla saygın "âkil adamlar"dan yararlanmasının tarihî kökleri vardır.
Ancak bu geleneğin fazlasıyla seçkinci ve devletle birey arasında yer alan ara tabaka ve kurumların gelişmediği bir yapının ürünü olduğu unutulmamalıdır. Son tahlilde "nasihat" verilmesi, siyaset yapıcısıyla kitle ya da beğenilmeyen faaliyetlerde bulunanlar arasında hegemonik bir ilişkiye işaret ettiği gibi, "âkil adam" kavramsallaştırması da "doğru yolu kendiliğinden bulamayacak topluluklar" varsayımına dayanır. Buna karşılık sivil toplum örgütlenmesinin belirli bir seviyeye ulaştığı toplumlarda "âkil adam"ların nasihatlerine fazla ihtiyaç duyulmaz. Geçmişin "hey'et-i nasîhaları" ve günümüzün "âkil adamları"nın işlevleri modern toplumlarda sivil toplum tarafından, "siyaset"ten talimat almadan yerine getirilir. Durum böyleyken demokratik yapılanmalar olan sivil toplum örgütlerinden âkil adamlar tespit ederek kendilerinin yapması gereken işi "doğru yolu bilenlere" devretmelerini beklemek ciddî bir çelişkidir.
Bunların da ötesinde bu tür uygulamalar belirli bir "siyaset"in varolmasını gerektirir. Nitekim Osmanlı hey'et-i nasîhalarına ait vesikalar, bu yapılanmaların siyasetin temel aracı değil destekleyicisi olduğunu gösterir. Diğer bir ifadeyle nasihat veren "âkil adam"lar, uygulanan siyasetlerin başarılı olmasına katkıda bulunmuşlar, buna karşılık hiçbir zaman temel araç işlevi görmemişlerdir.
Siyaset ve sorun çözme
Buna ilâveten "hey'et-i nasîha" ve "âkil adam" araçları siyaset yapıcıları ile farklı topluluklar arasında kronikleşmemiş ve belirli lider ya da örgütlenmelerin bu toplulukların sözcüsü haline gelmediği sorunların çözülmesinde katkı sağlayabilirler. Osmanlı tarihinden örneklere bakacak olursak bu tür araçlar, hiçbir fayda sağlayamayacaklarından, Daşnaktsutyun ile 1908-1914 ve İmam Yahya, Muhammed Ali el-İdrisî, Abdülaziz el-Sa'ud benzeri Arap liderlerle 1909-1914 yılları arasında sürdürülen siyasî görüşmelerde kullanılmamışlardır.
Pek çok yönden eleştirilmesi mümkün İttihad ve Terakki Cemiyeti'nin bu alanda "nasihat"ın değil "siyaset"in gerekli olduğunun bilincine vararak detaylı uzlaşma paketleri hazırlamış olduğunun altı çizilmelidir. Bunların siyaset tarafından görevlendirilen yetkililer aracılığıyla müzâkeresi neticesinde Yemen'in cibâl bölgesinde İmam Yahya ve Necd ile el-Hasa'da Abdülaziz el-Sa'ud ile detaylı anlaşmalara ulaşılarak çatışmalar durdurulmuş ve her iki tarafı da tatmin eden idarî çözümler üretilmiştir. Neticede sorunları çözen, kimsenin aklına gelmeyecek formüller üreten "âkil adam"lar ya da pazarlıkları yürüten Ahmed İzzet ve Süleyman Şefik Paşalar değil, "uzlaşma"yı hedefleyen ve gerektiğinde uzlaşma metinlerindeki bâzı kelimeler üzerine saatlerce süren kabine toplantıları yapan "siyaset" olmuştur.
Buna karşılık uzlaşma çıtasını fazlasıyla yüksekte tutan ve koşullarını uluslararası konjoktüre göre değiştiren Daşnaktsutyun ile Asir'de İtalyan destekli de facto idaresini de jure muhtariyetten ehven gören Muhammed Ali elİdrisî uzlaşma paketlerini reddetmişlerdir. Bunun nedeni ise "âkil adamlar"ın görüşünün alınmaması ya da Ermeni liderlerle pazarlıkları yürüten İttihad ve Terakki murahhasları ile Muhammed Ali el-İdrisî'yle uzlaşma paketini müzâkere eden Binbaşı İsmet Bey'in (İnönü) başarısızlıkları değil "siyaset" ile karşı tarafların yaklaşımları arasındaki uçurum olmuştur. Burada da sorunu, uzlaşmayı arzulamasına karşın, siyaset çözememiştir.
Kürt sorunu ve âkil adamlar
Tarihî süreçteki örnek olaylar Kürt sorunu cesâmet ve çetrefilliğindeki bir konuda "hey'et-i nasîha i'zâmı" ya da "âkil adamlarca formül üretimi" benzeri araçlar kullanımının hiçbir netice vermeyeceğini ortaya koymaktadır. Siyasetin PKK benzeri bir yapılanmaya nasihat hey'eti göndererek ya da kamuda saygınlığı olan kişilere formüller ürettirerek bu çaptaki bir meseleyi çözebileceğini düşünmek, bir "âkil tarihçiler komisyonu"nun 1915'te ne olduğunu karara bağlayarak Ermenistan ve Ermeni diyasporası ile mevcut anlaşmazlıkları halledebileceğini ummak anlamsızlığındadır.
Burada gerekli olan siyasetin "çözüm"ü hedeflemesi ve bunu sağlayabilecek "siyasetler" üretmesidir. Buna karşılık bu gerekli koşulların yerine getirilmesinin yeterli olamayacağı da ortadadır. Çözümün olmazsa olmaz bir üçüncü şartı karşı tarafın da "uzlaşmayı" amaçlaması ve bunun içinde yaratılacağı bağlamı oluşturacak bir "ortak tasavvur" geliştirmesidir.
Sorunun günümüzde düğümlendiği nokta artık "çözüm arzusu" değil, siyaset üretimi ve ortak tasavvur geliştirilmesidir. Çözümü fazlasıyla istese de "farklılığı, ayrılıkçılık ve ihanet" olarak kavramsallaştıran, sürekli "tek"lik vurgusu yapan bir kültürden fazlasıyla etkilenen siyaset ile "100 yıllık bir rüya"nın peşinde koşarak, uluslararası konjonktürün "ortak tasavvur"u gereksiz kılacak daha ileri hedeflere ulaşmayı sağlayabileceğini düşünen bir milliyetçiliğin uzlaşması, masayı devirmemesi neredeyse imkânsızdır.
Bu nedenle gerekli olan "âkil adamlar"ın sihirli formüller üretmesi değil, sivil toplumun "farklılığa saygı" ve "ortak tasavvur"un yaratılmasına demokratik yollarla katkıda bulunmasıdır.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018