M.Şükrü HANİOĞLU
"Öğrenci andı" ritüelini savunan siyasetçiler, son günlerde, İstiklâl Marşı'nda açık "ırkçılık" vurguları bulunduğu gerekçesiyle çok daha masum içeriğe sahip olduğunu düşündükleri söz konusu yemine karşı çıkılmamasını talep etmektedir.
İlk bakışta, "mugalatacehalet melezi" böylesi bir tezin çürütülmesinin gereksiz olduğu düşünülebilir. Buna karşılık, "millet" ve "millî" kavramlarında olduğu gibi "ırk"ın da güncel anlamından yola çıkarak yapılan retrospektif yorumlar ciddî hatalara düşülmesine neden olduğu için konunun değerlendirilmesi yararlı olacaktır.
Yeni kavramlar, eski kelimeler
Modernlik sonrası gerçekliğine cevap vermeye çalışan tüm toplumlarda görüldüğü gibi Osmanlı entelektüelleri de değişim sürecinde yeni bir siyaset lisanı yaratmaya çalışmışlardır. Bu çerçevede "vatan," "millet," "kavim" benzeri kelimeler "yeni" kavramları tanımlama amacıyla kullanılmıştır. Örneğin, kişinin "doğup büyüdüğü" yer anlamındaki "vatan" kelimesi çok daha geniş ve soyut bir kavramı dile getirmeye, "dinî cemaat"e atıfta bulunan "millet," "nation" karşılığı olarak istimâl olunmaya, "kavmiyetçilik" ise "milliyetçilik/ nasyonalizm"i ifade etmeye başlamıştır.
Bunun neticesinde aynı kelimeler farklı mânâlarda kullanılmış, Namık Kemal "vatan" ile yeni bir kavramı dile getirirken, Osmanlı gazetelerinde "ticaret için azimet buyurdukları Dersaadet'ten vatanları olan Manisa'ya avdet ettiler" benzeri açıklamalar yer alabilmiştir. Benzer şekilde "Osmanlı milleti" ile "Ermeni Katolik milleti" eşzamanlı olarak kullanılabilmiş, Müslümanlar "millet- i merhume"nin mensubu olduklarını düşünmüşlerdir.
Damar, nesil, sülâle, soy, neseb, cins anlamları taşıyan "ırk" sözcüğü de bu çerçevede değişik kavramlara atıfta bulunmaya başlamıştır. Bu Osmanlı toplumuna özgü bir gelişme olmamıştır. Avrupa lisanlarında da benzer karşılıkları bulunan "race/ırk ('rasse/ırk' kelimesi Almancada ancak on sekizinci asırda kullanıma girmiştir)" Batı'da on altıncı asır sonrasında "millet" ve "milliyet"leri, Kant'ın "dört temel ırkı (Grundrassen)" ele alan 1775 tarihli eseri, Blumenbach'ın çalışmaları akabinde ivme kazanan fizikî/biyolojik antropoloji araştırmaları ve ilerleyen dönemlerde de Darwinizmin etkisiyle yeni kavramsallaştırmalara işaret etmeye başlamıştır.
Ancak Osmanlı ve Batı toplumlarında "ırk"ın eski anlamlarında da istimâli sürmüştür. Örneğin, Türbedâr Ahmed Amiş Efendi, gençliğinde Yanık Selvi (Sevlievo) Bektaşî dergâhına giderek Sadık Efendi'ye intisab etmek istediğinde kendisine "oğlum daha gençsin, vaktin gelince ırkı temiz birisi gelib seni bulunduğun yerde irşâd eder" cevabı verilmiştir.
Buna karşılık Jön Türk neşriyatında Türklerin "ırk-ı asfer (sarı ırk)"a değil "ırk-ı ebyaz (beyaz ırk)"a ait olduğu vurgulanırken, Yusuf Akçura "Üç Tarz-ı Siyaset" çalışmasında Osmanlı devletinin önündeki en anlamlı seçeneğin "ırk esasına müstenid Türk milliyetçiliği" olduğunu dile getirmiştir.
"Türk Yurdu" dergisi de Cemaleddin Efganî'nin Hindistan'da "Makalât-ı Cemâliye" başlığıyla neşrolunan derlemesi içinde "lisan birliği"nin önemine değinen yazısının tercümesini 1912'de "Vahdet-i Cinsiye (Irkiye) Felsefesi" başlığı altında yayımlamıştır. Efganî'nin "cins/cinsiyet" ifadeleri, çeviriyi yapan Resulzâde Mehmed Emin tarafından Türkçeye bazen "ırk" bazen de "milliyet" sözcükleriyle aktarılmıştır. "Millet"e atıf, "ırk"ın bu dönemdeki yaygın anlamını yansıtmıştır.
Batı toplumlarında "race" kelimesinin kullanımı alanında da benzer bir gelişme yaşanmıştır. "Race/ ırk" bir yandan "iyi soydan gelme"ye atıfta bulunmayı sürdürürken, frenoloji çalışmaları ile antropometrik ölçümleri "bilimsel analiz aracı" olarak sunan, "sarı ve siyahırklar"ın düşük kalitesini vurgulayan antropoloji çalışmaları "race/ırk"ı farklı bir anlamda kullanmışlardır.
Kavram bu dönemde Batı'daki yaygın kullanımında da "milliyet/etnik gruplar"a atıfta bulunmuştur. Örneğin, 1908'de Scotus Viator takma adı ile "Racial Problems in Hungary" kitabını kaleme alan R. W. Seton-Watson çalışmasında "ırk problemleri"ne değil Sloven ve Rumenler gibi "milliyetler"in Macar yönetiminden kaynaklanan sorunlarına odaklanmıştır.
Mehmed Âkif'in "millet"i
"Irk" kavramının yaygın biçimde "millet/milliyet"e atıfta bulunması Birinci Dünya Savaşısonrasında da sürmüştür. Örneğin, barış antlaşmalarında değişik milliyetler ve etnik azınlıklariçin "Nationalitäten" karşılığı olarak "races" ifadesi tercih olunmuştur.
1918 sonrası Osmanlı kullanımında ise "ırk" ağırlıklı olarak mutasavver "Müslüman milleti" ile bileşenlerine atıfta bulunmuştur. Örneğin, "Misak-ı Millî," işgal altındaki Arap vilâyetleri dışında kalan bölgelerde yaşayan Müslümanların oluşturduğu, Mustafa Kemal Paşa'nın "muhtelif anâsır- ı İslâmiyeden mürekkeb" olduğunu vurgulayacağı bir "millet"i oluşturan unsurların "hukuki ırkiye"lerine vurgu yapmıştır. Bu günümüz anlamıyla "ırkçı" bir yorum değildir.
İslâmcılığın önde gelen simâlarından Mehmed Âkif'in İstiklâl Marşı'nı kaleme aldığı bu dönemde "ırk" ile "Müslüman milliyetçiliği"nin öznesi olan "millet"e atıfta bulunduğu şüphesizdir. Mehmed Âkif, "Berlin Hatırâları" manzûmesinin da ortaya koyduğu gibi "ırk"ın diğer anlamının da farkında olmuş; ama buna eleştirel yaklaşmıştır.
İlerleyen yıllarda yükselen "ırkçılık," Avrupa'da olduğu gibi Türkiye'de de "ırk"ın yaygın biçimde fizikî antropoloji temelli kavramsallaştırmalar ve bunlara dayanan "millet" tanımı için kullanımına yol açmıştır.
Örneğin, Türklerin "sarı ırka mensup olmadıklarını" ispatlaması için Eugène Pittard'ın yanına tez yazmaya gönderilen Âfet İnan, devlet desteğiyle 64,000 denek üzerinde yapılan antropometrik ölçümler neticesinde "millet"i, "brakisefal kafataslıların oluşturduğu ırk birliği" üzerinden tanımlar, Türkiye'nin "millî ırk toprağı olduğunu" savunurken, "Atsız Mecmua" Türklerin "Aryanî sayılması" gerekliliğine işaret etmiştir. 1942'de yayına başlayan"Gök-Börü" dergisi ise kelâm-ı kibâr olarak "Her Irkın Üstünde Türk Irkı!" ifadesini seçecektir. Bu süreçte "ırk"ın eski kullanımları bütünüyle terkolunmuştur.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında diğer mânâları sözlüklerde kalmış olan "ırk" kelimesi fazlasıyla olumsuz kavramsallaştırmalara atıfta bulunmaya başlamış ve "siyaseten doğru olmayan" bir sözcük haline gelmiştir.
"Irk"ın yaptığı atıflar alanında yaşanan değişimin ayrıntılarını bilmemek mümkündür. Buna karşılık, Birinci Meclis'in 1921'de millî marş olarak kabûl ettiği metindeki "kahraman ırkıma" ve "ırkıma yok izmihlâl" ifadelerinden "ırkçılık" türeterek otoriterlik savunusu yapmanın sadece bilgisizlikten kaynaklanmadığı ortadadır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018