M.Şükrü HANİOĞLU
Toplumumuz, pek çok konu gibi "sistem değişikliği"ni de "sistem değişikliği" olarak tartışamadığı için geçen hafta yapılan halkoylaması sonucunda geçireceği dönüşümün kapsamını kavramakta zorlanabilir.
Bu dönüşüm sonrasında hayata geçirilecek "sistem değişikliği", şüphesiz, Türkiye'nin temel sorunlarını ortadan kaldırmayacak, onları çözme konusunda "sihirli değnek"ler sunmayacaktır. Bunun yanı sıra, tarihimizin "yasal düzenlemelerde ne yazdığından"ziyade "uygulama" ve "fiilî durumlar"ın ön plana geçtiği bir siyaset anlayışının egemenliğini yansıtması nedeniyle gerçekleşecek değişimin "etkisi"nin sınırlı kalacağını savunabilmek de mümkündür.
Bunlar şüphesiz önemli noktalardır.
Türkiye'nin "sistem tartışması"nı sonlandırarak hayatî sorunlarının çözümü üzerine yoğunlaşması anlamlıdır.
Buna karşılık, meclisin bir kurum olarak siyasal hayatımızda yerini aldığı, dolayısıyla yasama ve yürütme erklerinin ayrışma sürecinin başladığı 1877 sonrasında yaşadığımız büyük dönüşümlerden birisinin eşiğinde olduğumuz açıktır.
Büyük dönüşümler
Siyasal sistemimizin 1877 sonrasında yaşadığı iki kapsamlı dönüşüm olmuştur. Bunlardan birincisi 1909 yılında, anayasa hukukunda "kabine hükûmeti" olarak adlandırılan, yürütmenin başında bulunan yöneticinin seçimle oluşan bir "danışma" organından "görüş aldığı" sistemden, yasama ve yürütme erklerinin dengelendiği "parlamentarizm"e geçiştir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, 1909 yılında gerçekleştirilen kanun-i esasî tadilâtı ciddîbir sistem değişikliğini beraberinde getirmiş ve "parlamanter sistem"e geçişin başlangıçnoktasını oluşturmuştur.
İkinci büyük değişiklik, 1920 yılında olağanüstü yetkileri haiz olarak toplanan ve daha sonra adına "Türkiye" kelimesi eklenen meclisin "konvansiyonel" karakteri ile gerçekleşmiş, bu kurum tüm erkleri elinde toplamıştır.
Ancak 1921 senesi başında kabul edilen Teşkilât-ı Esasîye Kanunu ile yasal zemini oluşturulan bu sistem olağanüstü bir dönemde ve kısa süre yürürlükte kalmış, 1924 yılında kâğıt üzerinde yeniden "parlamenter sistem"e dönülmüştür.
1920 sonrasında yaşanan dönüşümün kısa süreli olması nedeniyle toplumumuz tarihindeki "ikinci büyük sistem değişikliği"nin kapısından içeri girmiş durumdadır. Bunu evvelce yaşadıklarımızdan farklı kılan "kendimize özgü" bir sistem yaratma arzusu ve bu alanda mevcut "tecrübe"mizin "fiilî niteliği"dir.
Kendimize özgülük
1909 ve 1920 yıllarında gerçekleşen dönüşümlerin önemli özelliği bunların geçmiş ya da dönem dünyasında "ideal" örneklerinin bulunmasıydı.
"Parlamenter sistem" yirminci yüzyıl başında "ideal yönetim biçimi" haline gelme konusunda önemli mesafe almıştı ve İngiltere başta olmak üzere çok sayıda ülkede uygulanılmasına çalışılıyordu.
"Konvansiyonel meclis" 1920 yılında şüphesiz anakronik olduğu varsayılan bir yapıydı. Ancak, o da olağanüstü bir dönemde varolmuş çarpıcı bir "ideal" örnekten yola çıkmaktaydı.
İçinde olduğumuz dönüşüm sürecinin temel sorunlarından birisi "kendimize özgülük"çerçevesinde bir "ideal" örnekten doğrudan etkilenilmemesi ve bir ölçüde bilinmeyen sulara yelken açılmış olmasıdır. Bunun yanı sıra "başkanlık" alanında varolan "fiilîtecrübemiz"in liberal demokrasi ilkeleriyle uyumsuzluğu, bu nedenle ondan yararlanmanın mümkün olmaması durumu daha da zorlaştırmaktadır.
Yararlanılamayan tecrübe
1877 sonrası siyasetimiz çeyrek asrı aşan bir süre geçerli olmuş bir "başkanlık" deneyimi sunmaktadır. Ancak kâğıt üzerinde 1924 Teşkilât-ı Esasîye Kanunu çerçevesinde oluşturulan "parlamenter sistem"in varolmasına karşılık hayata geçirilen "başkanlık","yasal" değil, "fiilî" bir uygulamayı yansıtmaktadır.
Bu dönemde, Tek Parti rejimi altında "yasal hükümler"in içi boşaltılarak meb'usların doğrudan reisicumhur tarafından belirlendiği, göstermelik seçimlerin atamaya, meclisin ise bürokratik bir ofise dönüştürüldüğü bir "fiilî başkanlık" siyaseti şekillenmiştir.
Bu "sistem"de, "yasama", "emredilen kanunları hazırlayan" bir kurum haline gelmiş, her türlü "siyaset", etrafında güçlü şahıs kültü oluşturulan, kararları fiilen denetim dışı "Şef"tarafından şekillendirilmiş ve uygulanmıştır.
Uyum yasalarının önemi
Evrim geçirmekle birlikte 1950 yılına kadar süren bu tecrübeden "sistem" konusunda ders çıkarmak ve yararlanmak mümkün değildir.
Erken Cumhuriyet dönemi "başkanlık"ı, ancak "sistemin içinin boşaltılması"nın örneği olarak değerlendirilebilecek ve her koşulda tekrarından sakınılması gereken bir uygulamadır.
Bu durum kaba hatlarını "kendimize özgülük" yaklaşımıyla inşa ettiğimiz ve "fiilî durumlar" dışında yararlanılabilecek tecrübemizin de bulunmadığı bir "sistem"in "inceayarları"nın önemini artırmaktadır.
Ana hatları referandum ile kabul olunan anayasa değişiklikleri tarafından şekillenen sistemin liberal demokrasi ile uyumlu biçimde işlemesini sağlayacak bu "ayar"ların en önemlisi, "yasama"nın güçlendirilmesi düşüncesinin kâğıt üzerinde kalmayarak hayata geçirilmesidir.
Yürütmenin kapsamlı yetkilerle donatılacağı yeni sistemde liberal demokrasinin zorunlu kıldığı dengenin yaratılabilmesi güçlü denetim yapabilen, bağımsız "yasama"da düğümlenmektedir.
Türkiye gibi tüm örgütlerde "oligarşinin tunç kanunu"nun en uç uygulamalarınıngörüldüğü, siyasal yapılanmalarda bunun "lider sultası" biçimini aldığı, "parti disiplini"nin Lenin'in 1902 yılında önerdiği türde "yukarıdan aşağıya merkeziyetçilik"e dönüşerekkalın, tartışılmaz "parti çizgi"leri yarattığı bir toplumda bunu gerçekleştirmenin zorluğu ortadadır.
Buna karşılık, siyasal partiler ve seçim kanunlarında yapılacak düzenlemeler, lider yerine taban tarafından aday gösterilen, kendisini parti yönetimi kadar seçim çevresine karşı sorumlu gören, ABD'de olduğu gibi belirli ölçüde "parti çizgisi"nden bağımsız hareket edebilen "milletvekilleri", "liderlik oligarşisi"nin yerini "örgüt içi demokrasi"nin aldığı parti yapıları ve "cumhurbaşkanı"nın iktidarın yanı sıra "bipartisan" olarak nitelenen "karma" temsilci grupları ile de çalıştığı bir "yasama"yı yaratmak zorundadır.
Gerçekleştirme süreci içine girdiğimiz sistem değişikliğinin vaat ettiği "yasama- yürütme"dengesi ile fren mekanizmalarının işlerlik kazanması ancak bu değişimlerin sağlanmasıyla mümkün olabilecektir.
Bu değişimlerin yapılmaması, yâni günümüz "parti disiplini", "milletvekili adaylık belirlenmesi" ve "seçim" kural ve anlayışlarının sürdürülmesi söz konusu dengenin yaratılmasını fazlasıyla zorlaştıracaktır. Bu açıdan bakıldığında yeni sistemin başarısını belirleyecek olan "uyum yasaları"dır.
Bu konuda anayasa değişikliği tartışılırken düşülen hatadan kaçınılması ve "uyum yasaları"nın "uyum yasaları" olarak, tüm ayrıntılar göz önüne alınarak ve kapsamlı tartışma neticesinde hazırlanması gereklidir.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018