Muharrem Sarıkaya
BİRİNCİ sorum, kapanma bir sonuç getirir mi?
İkincisi de hedeflenen 5 bin vaka sayısı yeterli olur mu; yasaktan muaf bu kadar çok kesim varken tam kapanma olduğundan söz edilebilir mi?
Sondan başlayım…
Bu denli yüksek kapanma sonrasına dönük olarak vaka sayısında beş bine inme hedefi yüksek bulunuyor.
En az bin rakamının altına inmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.
Bu görüşte olanlardan biri de Prof. DR. Levent Akın; beş bin rakamı ile salgının kontrolünün zor olduğu görüşünde…
Gerekçesini de hesap kitap ile ortaya döktü…
Günde beş bin vaka demek, bir haftada toplam 35 bin vakaya ulaşılacağı anlamına gelir.
BEŞ BİN HEDEFİ ÇOK YÜKSEK
Buna 82,5 milyon vatandaş ile sığınmacı 2,5 milyonu toplayıp ulaştığı 85 milyon rakamına böldü.
Rakam 100 binde 4.11 çıktı…
Bunun yüksek olduğunu belirtti…
Gerekçesini de ABD Hastalık Koruma ve Kontrol Merkezi’nin geliştirdiği modele bağlayıp ekledi:
“Buna göre salgın hastalıklarda hedef 100 binde 2 altına düşürülmesi gerekir ki kontrol altına alınabilsin.”
Ülkenin birkaç ili hariç, 100 binde 100’ün altında vilayeti yok; böyle bir durumda iken hedeflenen yüz binde ikinin altına inmesi olası mı?
Belki mucize gibi görülebilir ama yakın zamanda Siirt, Şırnak, Hakkari bunu başarmaya namzet iller arasında yer alıyordu.
Bununla birlikte bazı illerde de ciddi oranda aşağı eğim ortaya çıkmıştı.
Başka ülkeler yaptığına göre Türkiye neden yapamasın…
YAYILACAK YERİ KALMADI
Gelelim ilk soruya…
Son iki gündür kimi arasam acil onay kodu almış gibi yazlığına gitmek için hazırlık yapıyordu.
Özellikle büyük kentlerde yaşayanların tatili de fırsat bilip, tatil bölgelerine akın etmesi hastalığın oralara da yayılmasını beraberinde getirmeyecek mi?
Prof. Dr. Levent Akın, yüz binlik haritadaki son rakamları anımsattı.
Buna göre örneğin İzmir yüz binde 335, Muğla 250, 9, Antalya 324,5, Çanakkale ise 838…
Yani yok aslında birbirinden farkı.
O nedenle yüz binde 800 olan bir ilden, yüz binde 324 olana gidilse ne fark edecek.
En fazla 100 puanlık bir artışa neden olacak.
Dolayısıyla Türkiye genelinde her yer kırmızı olduğu için bir yerdeki vakaların diğer ili patlatma gibi bir durumu yok…
Dolayısıyla geçen yıl İtalya’da yaşandığı gibi, kuzeyi kapatıp, herkesin güneye gitmesine ön ayak olup vakaları patlatma gibi bir gelişme söz konusu değil.
Özetle birinin diğerinden iyi yanı yok.
İSTİSNALARI KİM BELİRLİYOR?
Asıl önemli olan 2 sayfayı bulan yasaktan muaf olan kesimler…
Aktarıldığına göre bu kesimlerin belirlenme işlemini Başbakanlık döneminde Personel Başkanlığı olarak bilinen, şimdi ise Cumhurbaşkanlığı uhdesinde olan birim tarafından belirlenmiş.
Devletin çarkının dönmesi ve insanların temel ihtiyaçlarının eksiksiz karşılanması için hangi birimlerin faaliyetine izin verilmesi gerektiğine ilişkin eldeki verilerden yola çıkılarak muaflar belirlenmiş.
“Bunun için o iş alanında bir faaliyet olmazsa, yerine ikame edilecek bir başka yer var mı?” sorusuna karşılık aramak için yola çıkılmış.
TEMMUZ HEDEFİ
Prof. Dr. Akın, kısıtlamanın ciddi şekilde uygulanması halinde en erken Temmuz ayında hedeflenen rakama ulaşılabileceği kanaatinde.
Kapanmadan sonra kimse 1 Mart’ta olduğu gibi ani serbestlik de beklemesin.
Bu kapanma sonrası açılmanın daha kontrollü yapılması konusunda dün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da dikkat çektiği gibi konuyla ilgili her kesim kararlı.
Vaka sayısındaki patlama tam anlamıyla sütten ağzımızı yaktı; o nedenle yoğurdu üfleyerek yeme konusunda taviz vermeme kararlılığı herkeste mevcut.
Eş zamanlı olarak buna aşının da eklenmesi gerekiyor.
SPUTNİK-V NE ZAMAN
Hedef bu kapanma sürecinde eğer aşıya ulaşma olanağına kavuşulursa ilk aşısını olmuş kişi sayısını 40 milyona çıkarmak.
Ancak şu an Çin'den gelen Sinovac da dahil yeteri düzeyde bir aşı akışının olduğu söylenemez.
Her ne kadar Sputnik-V aşısı ile ilgili sözleşme imzalanmış ve bir süredir yürütülen toksikoloji testleri sonrası dolum yapacak Türkiye’deki fabrika hazırlıklarını tamamlamış olsa da üretim sonrası da en az 14 gün teste tabi tutulması gerekiyor.
Bu da ister istemez Sputnik V aşısına, doğrudan dolum yapılmış halde gelse bile gerekli test süreçlerinden geçmesi gerektiği için Haziran’dan önce başlanması olanağını vermiyor.
Sağlık Bakanı Koca da dün yaptığı açıklamada aşılanan kişi sayısının 21,5 milyona ulaştığını belirtirken, Sputnik-V aşısından Türkiye'deki üretimi öncesi şişelenmiş aşının geleceğini söyledi, ancak miktarı hakkında rakam vermedi.
Kaç milyon doz için anlaşma yapıldığını da iki gün içinde açıklayacaklarını bildirdi.
ERCİYES’İN FAZ-3’Ü
Her ne şekilde olursa olsun Türkiye şu an en çok çeşit aşıya ulaşan ülkeler arasında...
Sinovac ve Biontech'ten sonra şimdi de Sputnik-V gelecek.
Buna Mayıs'tan itibaren Faz-3 çalışmalarına başlanacak olan Erciyes Üniversitesi’nin aşısı da eklenecek.
Erciyes için de aynen Sinovac’ta olduğu gibi, belirli bir miktar aşılama yapıldıktan sonra acil kullanım onayı ile herkese yapılması sağlanabilir.
Onu da Faz-1 çalışmasına başlayan diğer iki aşı takip eder ki bu da sonbahara doğru Türkiye’nin ancak rahatlayacağı anlamına gelir.
Ancak unutulmamalı ki aşı da kontrollü bir şekilde açılma olmaz ise Hindistan ve Şili örneklerinde görüldüğü gibi aşının olumlu etkisini de alır götürür.
Prof. Dr. Akın’ın dediği gibi Türkiye uzun süredir virüs ile satranç oynuyor.
Bir o hamle yapıyor, bir insanoğlu…
Arada olan da virüsün hamlelerini önceden kestiremeyene oluyor; açıkçası mat ediyor…
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.08.2021
26.07.2021
21.07.2021
13.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
12.05.2021
11.05.2021
3.05.2021
28.04.2021