Murat AKSOY
Açlık grevlerinin sona ermesi, Kürt sorununun çözümünde yeni bir sayfanın açılması anlamını taşıyor. Şimdi gündemimiz bu sayfanın nasıl doldurulacağı.
O konuya değinmeden önce Öcalan konusunda bir not düşmekte fayda var. Öcalan, hem Kürt sorununun çözülmesinde hem de PKK'nın gerek ateşkes ilan etmesinde, gerekse silah bırakmasında önemli bir yere sahip.
Devlet/hükümet de bu gerçeğin farkında. Nitekim 14 Temmuz 2011'de PKK'nın Silvan baskını, DTK'nın "demokratik özerklik" ilanı ile Öcalan'a karşı pozisyon alsalar da devlet İmralı ile ilişkiyi hiç kesmedi. İlişkiyi kesmediği gibi çözüm arayışlarını da sürdürdü. Süren bu ilişki Haziran-Temmuz döneminden itibaren ise yerini müzakerelere bıraktı. Bu bilginin doğruluğunu son günlerde hem hükümet, hem de AK Parti çevresinden gelen açıklamalar teyit etti.
Öcalan'ın açlık grevlerinde devreye girmesi, devletin istediği, PKK/DTK'nın zorunlu kaldığı bir tercih oldu. Sonuçları açısından iyi de oldu.
Artık önümüzde yeni bir sayfa var. Bu sayfayı dolduracak tek aktör siyaset. Bundan sonraki süreçte siyasi partilerin sorunun çözülmesinde gösterecekleri gayretler belirleyici olacak.
Bunu yapabilecek görünür üç aktör var; AK Parti, BDP ve CHP.
AK Parti, hükümet olarak geldiğimiz noktaya kadar pek çok adımı attı. Yeni adımlar atmaya da hazır. AK Parti'yi daha ileri adımlar atmaya zorlayacak olan da muhalefet. CHP ve BDP yapıcı muhalefet konusunda ne kadar katkı sunarsa sorun, o kadar hızlı çözülür.
BDP kanadından gelen açıklamalar daha sağduyulu. Popülizmden uzak, tüm Türkiye'ye seslendiğinin farkında olan bir dil, bu sürece daha fazla katkı sunacaktır. Nitekim DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, yeni dönemde daha yapıcı muhalefet yapacaklarının işaretini vermişti.
Doğal olarak şimdi gözler sürecin 3. görünür aktörüne, yani CHP'ye çevriliyor. Açlık grevlerinin sona ermesinden sonra CHP kanadında yüksek sesli bir açıklama gelmedi. Oysa Kürt sorununun çözümünde ve iyi şeyler olmasında asıl belirleyici olacak olan CHP'nin tavrı olacak.
Şunu söylemek çok yanlış olmayacaktır; CHP'nin Kürt sorununda takınacağı tavır, partinin "Yeni" mi yoksa "Eski" mi olacağında belirleyici olacaktır.
Yeni dönemde CHP'nin tavrının ne olacağını Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile konuştum. Kılıçdaroğlu, açlık grevinin bitmesini memnuniyetle karşıladığı ifade ederek; "İnsan canı üzerinde tasarrufta bulunulmasını da, insan bedeninin ölüme yatırılmasını da kabul etmek mümkün değildir" dedi.
AK Partili yetkilileri "sorun çözülecekse Öcalan'la tekrar görüşülür" açıklamalarına ise temkinli yaklaşıyor Kılıçdaroğlu. Herkesi bu konuda gerçekten samimi olmaya ve sorunun çözümü konusunda da parti hesabı, oy hesabı ile siyaset yapmamaya davet eden Kılıçdaroğlu; "AKP'liler sorun çözülecekse bile derken çözüme inançsızlık sergiliyorlar. Çünkü, kendi yöntemleri ve anlayışlarıyla sorunun çözülmeyeceğini biliyorlar. Onlar başından beri sorunu çözmek için değil, yaklaşan seçimde oylarımızı nasıl artırırız diye baktılar soruna. Gittiler, seçim geliyor, ateşi kesin pazarlığı yaptılar. Sorunun toplumsal bir sorun olduğunu ve toplumsal uzlaşma gerektirdiğini düşünmediler. Bu işlerine gelmedi. Şimdi, sorun çözülecekse Öcalan'la tekrar görüşülür diyorlarmış. Zaten görüşülüyor. Bunun için insanları aldatmaya, kandırmaya gerek yok" dedi. Görüşmelerin eskiden de şimdi de olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu; "Devletin istihbarat örgütünün görevlerinden biri de, bu ve benzeri görüşmeleri yapmaktır. İstihbarat örgütü temsilcilerinin yaptığı bu görüşme için CHP'nin veya bir başka muhalefet partisinin desteğine ihtiyacı yoktur. Herkes hukuk devletinin gereğine uygun meşru zeminlerde görevini yapmalıdır" dedi.
Mayıs ayında başlattıkları girişimin akibeti ne oldu, yeni bir yol haritanız olacak mı soruma ise Kılıçdaroğlu şu cevabı verdi; "Ayrı bir yol haritamız olmayacak. Bizim yol haritamız var. O yol haritamızı ben Diyarbakır'a gittiğimde açıkladım. Biz diyoruz ki, bu bir toplumsal sorundur. Partiler üstüdür ve toplumsal mutabakat olmadan çözülmez. Yine biz diyoruz ki, bu konuda hiçbir önyargımız yok. Biliyoruz ki, her partide mutlaka bu sorunun çözümüyle ilgili olarak düşüncesi olan, analiz yapabilecek, öneride bulunacak arkadaşlarımız vardır. O nedenle gelin bir masa etrafına oturalım, konuşalım, çözüm arayalım ve bulmadan kalkmayalım diyoruz. O masa etrafında siyasi partilerin temsilcileri olarak düşüncelerimizi ambargosuz ortaya koyalım. Ne kadar gerekiyorsa o kadar tartışalım, o kadar konuşalım. Kangren olmuş bu yarayı iyileştirmek için çaba harcayalım. Bu arada adına ne derseniz deyin, aklı kesen, deneyimi, birikimi söyleyecek sözü, verilecek mesajı olanlardan oluşan bir başka komisyon kuralım. Bu heyette çalışsın, temaslar yapsın. Kim veya kimlerle görüşmek istiyorsa görüşsün. Bizimle de temas halinde olsun. Toplumsal uzlaşma ancak böyle sağlanır. Kamuoyu ancak böyle oluşur."
Anayasa yapımı, yazımı için bir araya gelindiği gibi bu sorunun çözülmesi için de bir araya gelinmesini ifade eden Kılıçdaroğlu; "AKP İktidarı Öcalan'la görüşmeye evet diyor da, Meclis'teki dört partiyle görüşmeye niye hayır diyor. Buna hayır demenin bir tutarlılığı, bir mantığı olabilir mi? Elbette olmaz. O nedenle biz diyoruz ki, bu konuda ısrarcı olacağız. Çünkü anaların ağlamasını istemiyoruz. Çünkü, bir bütün halinde Türkiye'mizi ve birlik halinde insanımızı seviyoruz. Çünkü, içte de dışta da barış istiyoruz, kardeşlik istiyoruz." diyerek sözlerini tamamladı.
Kılıçdaroğlu'nun görüşleri böyle. Yorumu da okuyuculara bırakıyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018