Murat AKSOY
“Politika, politikacılara bırakılmayacak kadar ciddi bir meseledir.”
Charles DeGaulle
Atatürk, ölümünün 80. yılında tüm Türkiye’de anıldı. Ülkenin farklı yerlerinde yapılan anmalara katılım yine yüksek oldu. Özellikle Anıtkabir, bu yıl her zamankinden daha kalabalıktı.
Görünen o ki Türkiye’de demokrasi rayından çıktıkça, otoriterleşme eğilimi ve pratikleri arttıkça, Cumhuriyet değerleri aşınıp İslami ton yükseldikçe, muhalif kesimlerin Atatürk’e ve Cumhuriyet değerlerine rağbeti her geçen gün artıyor.
Atatürk’e, Cumhuriyet değerlerine yönelik bu ilgiyi, yaşanmakta olanlara açık bir “tepki” olarak okumak pekala mümkün.
Ancak ülkenin tepkiden çok “siyasete” ihtiyacı var.
Toplumu farklılıklarıyla kucaklayan, hamaset içermeyen, umut veren yeni bir örgütlülüğe, yeni bir siyaset anlayışına ve siyasete ihtiyaç var.
REKLAMDAN SİYASET ÇIKMAZ
Önceki gün Fatih Yaşlı, Birgün Gazetesi’nde önemli bir yazı yazdı. Ülke olarak ihtiyacımız olan siyasallaşmanın nasıl yok edildiğini iyi bir örnekle açıkladı.
Bu örnek, her yıl Atatürk’ün ölümü dahil olmak üzere milli günlerde Türkiye’nin bazı büyük şirketlerinin hazırlattıkları reklamların yarattığı toplumsal algı ve bu algının nasıl apolitikleştiği üzerineydi.
“Atatürk’le aldatmak” başlığını taşıyan yazıda Yaşlı; “Son yılların moda akımlarından biri, büyük şirketlerin ulusal gün ve bayramlarda dokunaklı, etkileyici, insanın gözünden iki damla yaş akıtmak üzerine kurulmuş reklam filmleri çektirmeleri. Atatürkçü kitleler bu reklam filmlerini gerçekten hislenerek, bir duygu patlaması içerisinde izliyorlar. Sosyal medya ise bu duygu patlamasını kolektifleştiriyor; bu filmleri izlemek, izlettirmek, paylaşmak, bunlar üzerine söz söylemek, bir tür politik ayine dönüşüyor, bu da tüm ayinlerde olduğu gibi manevi bir doyum, bir tatmin yaratıyor.” dedikten sonra devamla; “Bunun gerisinde ise bir tür çaresizlik var.” tespitini yapıyordu. Yaşlı haklı.
Burada sadece çaresizlik yok, yine Yaşlı’nın ifade ettiği gibi siyasetsizlik hali de söz konusu.
Reklamların hangi amaçla yapıldığından bağımsız olarak, biz sıradan vatandaşların bunu tüketme biçimi “apolitik”. Bu reklamların yarattığı algı, bu reklamların sosyal medyada paylaşılmasıyla oluşan tatmin duygusu siyaset değil, “Türk’ün Türk’e propagandası”.
Dahası bu propagandanın, kitlesel bir tepki halinde ortaya çıkması ve yansıması var olan politik “enerjinin” yok edilmesi.
Bu haliyle sosyal medya, siyasal enerjiyi emen, bu enerjiyi sönümlendiren bir makine, bir siyasal enerji mezarlığı.
280 kraktere ya da sıralı birkaç twitle dışa vurulan tepki, siyasal olan tüm enerjinin tüketilmesi anlamını taşıyor.
Bu yüzden geçmişin “altın çağ” anılarını, kutsallaştırmaktan çok, o altın çağı gelecek için yeniden yorumlayacak bir siyasallaşma üretmemiz gerekiyor.
Var olan kutsallar üzerinden sürekli geçmiş miti üretmek, var olan siyasetsizliği kalıcı hale getirmekten başka bir şey değil.
REKLAMA DEĞİL SİYASETE İHTİYAÇ VAR
Evet, büyük şirketlerin yaptığı reklamlar etkileyici, güzel, duygu yüklü vs. Ama o kadar. Siyasi bir amaca hizmet etmiyor. Fazlasıyla profesyonel, siyaset dışı, tüketim nesnesi ve bu yönü ile de her biri apolitik.
Oysa tam tersine şirketlerin varlıklarının bile tartışılır hale geldiği bu koşullarda, reklama değil siyasete yatırım yapmaları ve hatta siyaset yapmaları gerekiyor.
Diğer yandan o reklamları izleyip hüzünlenmek, bunları sosyal medyada, whatsapp gruplarında paylaşıp rahatlamak bir tercih ama bunların hiçbiri bilinçli bir siyasallaşma adımı değil.
Bu tepkiler, sosyal medya ve whatsapp gruplarıyla kaldığı sürece bizleri apolitikliğe mahkûm ediyor. Çünkü siyasal olan, sosyal medyada değil hayatın içinde olandır. Sosyal medya siyasal olanının daha fazla kitleye ulaşmak, onları ikne etmek için bir araç olabilir ama bu yönüyle siyasetin yegane alanı değildir.
TWİTLE SİYASET OLMAZ
Sosyal medya tepki alanına dönüştükçe bizleri özel alana hapseden bir platform olmaktan öteye gitmez. Sosyal medya, kamusal alanın yerini aldıkça siyaset alanı daha daralır ve her birimiz sosyal medya siyasetçisine dönüşürüz.
Attığımız twit ve yazdığımız postları siyasal tavır olarak gördükçe fark etmeden siyaseti özel alana sıkıştırıp apolitikleştirmiş oluyoruz. Oysa bizim toplumsal olan siyasete, sivil topluma ve kamusal alana ihtiyacımız var. Bu alanları genişletmeye ihtiyacımız var.
Sosyal medya bu arayışın bir mecrası olabilir ama bizatihi kendisi değildir. Çünkü hayat ve siyaset sosyal medya değildir.
Tamam twit atıp rahatlarsın ama bu tepki duyduğunu değiştirmeye yetmez. Bunun için twit atmaktan başka şeyler de yapmalısın.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018