Murat AKSOY
Geçen hafta Reyhanlı'da gerçekleşen saldırının Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyaretinin hemen öncesine denk gelmesi, Erdoğan'ın da ifade ettiği gibi dikkat çekicidir. Kuşkusuz terör eylemlerinin bir özelliği de bu tür bir mesaj kaygısıdır. Reyhanlı'da gerçekleşen patlamanın planlanması, kullanılan bomba miktarı, yapanların neredeyse iz bırakmadan kısa sürede ortadan kaybolması; bu eylemin 'profesyonel' bir operasyon olduğunu gösteriyor.
Olağan şüpheli olan Acilciler ya da başka örgütler, bu eylemin ancak taşeronu ve uygulayıcısı olabilirler. Yine eylemi Suriye'nin istihbarat örgütüne havale etmekte aynı kolaycılığın bir yansımasıdır. Bu eylem, Türkiye'deki taşeronları, Suriye istihbaratını da aşan bir gücün ya da güçlerin bir operasyonudur. Hele hedefin Ankara olduğunu düşünürsek, bu daha açık hale gelmektedir. Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyaretinin en önemli maddelerinden birinin Suriye olduğuna kuşku yok. Herkesin cevabının aradığı soru, Erdoğan Obama ile görüşmesinde istediğini alıp alamayacağı.
Suriye'de aradan geçen iki yıldan fazla zamanda şu görülmüştür ki; sorun sadece Esed'in gitmesi ve Baas Rejimi'nin sona ermesi değildir. Suriye'deki sorun, uzunca bir zamandır ABD, Rusya, İran başta olmak üzere küresel güçlerin aradıkları dengeyi hala bulamamış yani tarafların çıkarları konusunda uzlaşamamış olmalarıdır. Bu tablo uluslararası ilişkiler kuramında reelpolitiğin daha baskın olduğunu göstermektedir. Suriye'de ölen, göç eden insanların uluslararası sistem ya da küresel güçler açısından bir değeri yoktur. Olsaydı Libya'ya kaşla göz arasında 'insani' gerekçelerle müdahale edenlerin, Suriye'de ölen 100 bine yakın insan karşısında sessiz kalmazlardı.
Rusya'nın Akdeniz'le bağlantısını sağlayan, silah müşterisi ve müttefikini kaybetmemek; İran'ın Arap uyanışının etkisini ertelemek ve bölgesel çıkarları için Esed ve Baas Rejimi'nin arkasında durduklarını biliyoruz. Ancak sorulması gereken soru Suriye konusunda isyanın başladığı günlerde Esed'e yüksek perdeden itiraz eden, Türkiye'nin hassasiyetlerine önem veren başta ABD olmak üzere Batı, şimdi neden daha geride?
ABD ve Batı'nın Rusya'dan çekindiği için Suriye'ye müdahaleye daha soğuk durduğunu söylemek kabul edelim ki inandırıcı değildir.
Bugün ABD ve Rusya'yı Suriye konusunda aynı noktaya getiren başka bir şey olması gerekiyor. AB ile Rusya'yı aynı noktada buluşturan şey Esed sonrası Suriye konusundaki kararsızlıktır. Buna yol açan ise Suriye'de Esed sonrasında kurulacak rejimdir. Rusya sözünü geçirebildiği bir Esed'i kaybetmek kadar Esed sonrasında İslami tonu daha belirgin bir rejimin uzun vadede kendisi için de bir tehdit olabileceğini düşündüğü için Esed'in arkasında.
ABD, en son Boston'da gerçekleşen patlamalardan sonra –ki bu saldırıların hedefi belki de bu duyguyu yaratmaktı- daha belirgin hale geldi ki, Esed sonrası için Rusya'ya benzer kaygıları taşıdığı için Suriye konusunda geride duruyor. Ekleyelim ki, İsrail 'de bu durumdan rahatsız görünmektedir.
Kısaca hem ABD hem Rusya'nın Esed sonrasına ilişkin rejim kaygıları ikisini aynı noktada buluşturdu. Geçtiğimiz haftalarda bir araya gelen iki ülke dışişleri bakanının Cenevre'de uluslararası bir konferans toplama girişimi Suriye'de şiddetin bir süre daha devam etmesinden başka bir işe yaramayacağı açıktır. Cenevre'deki konferansta hedef 'Muhtemelen Esed'in ya da Baas Rejimi'nin unsurlarının da içinde olduğu bir geçiş hükümeti kurmak' gibi duruyor. Kısaca mevcut rejim ile muhalifler arasında bir uzlaşma arayışı, bundan sonra Suriye politikalarınının ana ekseni olacak. Bu, Türkiye, ABD ve Rusya'nın ortak oyun kurucu olacakları bir sürecin başlaması anlamına geliyor. Erdoğan-Obama görüşmesi bu tabloyu doğrular nitelikte sonuçlandı.
Sonuç olarak Türkiye'nin Suriye politikasının iki düzlemde değerlendirmek mümkün; İnsani açıdan doğru ama salt Esed karşıtlığına indirgenen politika da yanlıştır. Bunun nedeni de Türkiye'nin ABD tarafından o kadar açığa düşürülmesi olmuştur. Türkiye'nin haklı Suriye politikasına iki yıl önce destek veren ABD'nin bu desteğini çekmesi Türkiye'yi açığa düşürmüştür.
Erdoğan-Obama görüşmesi Türkiye'nin haklı tezlerini bir kere daha paylaşması açısından olumlu sonuç vermiş görünüyor. Umarız bundan Türkiye-ABD-Rusya üçlüsü Suriye konusunda daha sonuç alıcı bir politikanın başaktörü olurlar.
twitter.com/murataksoy
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018