Murat AKSOY
AKP’de Ahmet Davuoğlu dönemi bitti, Binali Yıldırım dönemi başladı. Bu kararda kuşkusuz en önemli etken, Davutoğlu’nun ‘başkanlık sistemi’ konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan kadar istekli olmaması oldu.
Bunun için Davutoğlu’nun yerine başkanlık sistemi konusunda Erdoğan kadar istekli Binali Yıldırım geldi.
Yıldırım, gerek kongre konuşmasında gerekse Meclis’te yaptığı ilk grup konuşmasında ilk hedefinin başkanlık ve ona uygun anayasa olduğunu açıkça ifade etti. Yıldırım, AKP Meclis Grubu’nun önceliğinin de bu olduğunu söyledi. Yıldırım’ın kongre ve grup toplantısındaki konuşması bu yönüyle Saray çıkışı metinler olduğu açıktı.
Türkiye Saray’dan yönetilecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçildiği günden itibaren fiili olarak partili Cumhurbaşkanı olarak davranıyor. Binali Yıldırım’ın Başbakan olması, bu durumu fiili olarak daha da pekiştirecek.
Bunun somut halini, Türkiye’nin hükümet değil Saray tarafından yönetilmesi olarak yaşayacağız.
Kürt sorunu, terörle mücadele, ekonomi yönetimi, AB ile ilişkiler başta olmak üzere dış politikada temel belirleyici hükümet değil hali hazırda bu alanlarda inisiyatif almış olan Erdoğan ve Saray’daki ekibi olacaktır.
Bir parantez açarak Mehmet Şimşek’in Başbakan Yardımcısı olarak hükümette yer almasından duyulan sevincin anlamlı olmadığını belirtmek gerekiyor.
Çünkü, hukuk ve demokrasinin asgari gereklerinin olmadığı yerde ne rekabetçi piyasadan ne özgür ekonomiden ne yatırımdan ne de ekonomik büyümeden bahsetmek anlamlı değildir.
Başkanlık sistemindeki ısrar neden?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Saray’ın bu kadar güçlü ve belirleyici olduğu bir ortamda neden ısrarla başkanlık sistemi arzu ediliyor?
Başkanlık, Cumhurbaşkanı Erdoğan için neden olmazsa olmaz? Neden tüm kapılar ısrarla başkanlık sistemine çıkıyor? Bugün yapılmayan ya da yapılamayan ne yapılacak başkanlık sistemi gelince?
Başkanlık sistemi gelince Türkiye, daha demokratik ve özgür mü olacak?
Bunların hiç birinin olmayacağını biliyoruz. Çünkü başkanlık asgari bir toplumsal uzlaşmayla değil tersine toplumsal kutuplaşma ve gerginlik üzerinden hayata geçirilmeye çalışılıyor.
O yüzden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan/AKP iktidar blokunu bu konuda ısrarla uyarıyor. Bu haklı uyarı dikkate alınmalı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün, partili cumhurbaşkanlığını açık anayasa ihlalleriyle sürdürmektedir. Hedefi bu fiili durumun yasal hale gelmesidir.
Başkanlık sistemindeki acele ve arzunun bir kaç nedeni var.
Öncelikle oluşturulan bu fiili durum anayasa ihlâlidir. Bugün yapılan pek çok iş ve işlem, normal bir hukuk devletinde ‘suç unsuru’ olma potansiyeli taşımaktadır.
Bu iş ve işlemlerin, gelecekte hukukun konusu olmaması için başkanlık sisteminde ısrar ve acele ediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlıktaki ısrarının ikinci ve en önemli nedeni de; Türkiye’nin çevresinde ve dünyada hızlanan zamandır.
Suriye’de oluşan fiili federal yapı, AB ile ilişkilerin donma noktasına gelmesi, Rusya ile ilişkilerin durumu, Rıza Sarraf dosyasının içeriği, Erdoğan/AKP iktidar blokunun uluslararası alanda politik olarak sıkışması anlamına geliyor.
İşte Erdoğan, bu sıkışma halini, başkanlık üzerinden bir sigortaya dönüştürmeyi hedeflemektedir. Türkiye’yi uluslararası sistemden izole ederek, kendisini ve çevresini dokunulmaz kılmak istemektedir. Siyasal olarak tüm dünyaya karşı yürütülen hamaset söylemlerinin de, yerli ve milli olmanın önemi de budur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ebedi dokunulmazlık için başkanlık sistemine ve ona uygun bir yeni anayasaya ihtiyacı olabilir. Ama Türkiye’nin temel ihtiyacı ne başkanlık ne de buna uygun yeni bir anayasadır.
Bugün Türkiye’nin temel ve öncelikli ihtiyacı, içinde olduğu toplumsal gerilimi ve kutuplaşmayı sona erdirecek bir toplumsal uzlaşma arayışıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018