Mustafa Karaalioğlu
2019 Cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyası erken açıldı. Bunun da bir mantığı var çünkü sadece bir seçim AK Parti’nin 15 yıllık iktidarının tartıya çıkmasına yetecek. Daha açık ifadeyle “ya hep ye hiç” şiddetinde bir seçim olacak. Dolayısıyla, henüz yaptığı değişimin birçok ünitesi yerleşmemiş ve kurumsallaşmamış iktidar açısından Kasım seçimi çok değerlidir. Bütün seçimlerin seçimi demek yanlış olmaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün Afyon kampında söylediği, “Eğer cumhurbaşkanlığı seçimlerde istediğimiz sonucu alamazsak diğer başarılar havada kalacaktır” cümleleri de de zaten başka yoruma ihtiyaç bırakmıyor. “Ya hep ya hiç” bundan daha açık ifade edilemez.
***
Gayet tabii, iktidar için bu anlamı ifade eden seçim muhalefet için de büyük bir fırsatı temsil ediyor. Sessiz ve hatta bir parça ilgisiz görünmelerine bakmayın irili ufaklı bütün muhalefet partileri için de bu seçim, bugüne kadar yapılanların hepsinden daha önemlidir.
Erdoğan’ın haftalardır her konuşmasında toplumu ve partisini motive etmesi, seçim perspektifi vermesi ve muhtemel bir gevşemeyi önlemeye çalışması bundandır. Elleriyle ilmek ilmek ördüğü ve 16 Nisan’da kazandığı başkanlık sisteminin ilk durakta kaybına tahammül etmesi gayet tabii ki beklenemez. Bu noktaya nasıl ulaştıysa, Kasım seçimini kazanmayı da o dikkatle ve çabayla temin etmek için yüksek bir siyasi performans sergileyecektir.
Erdoğan bu yaklaşımıyla birlikte partisinin teşkilatlarında ve belediyelerindeki yorgunluk ve yozlaşmayı topluma şikayet ederek bazı önlemler almaya da başladı. 20 civarında il başkanı görevden alındı ve devamında belediye başkanları istifaya başladı, Sırada diğerlerinin olduğu da artık bir sır değil… Tabiatı gereği bu kararlar da tartışılıyor. Seçimle gelenin seçimle gitmesi prensibine aykırılık sorgulanıyor. İstifa gerekçelerinin kamuoyuyla paylaşılması da talep ediliyor. Sözkonusu olan halk oyuyla işbaşına gelen başkanlar olduğu için bütün bu sorular ve itirazlar haklıdır. Cumhurbaşkanı da bu eleştirilere diyarsız kalmayıp, “Sandıkla gelen sandıkla gider ama o sandığa kadar olan süreci de kimse gözardı edemez” diyor.
Bir partinin istediği kişiyi aday göstermesi doğaldır. Aday seçildikten sonra bir noktada başkanın partiden ayrılmasını istemesi de yine yasalar ve tüzük içinde mümkündür. Özellikle de yaklaşan seçimde kazanma şansı olmadığını düşündüğü yerler için tedbir almasına kimse itiraz edemez. Bu silsiledeki tek usul eksikliği ise belediye başkanlığı koltuğundan ayrılmanın da sandık hukukuna bağlı olması, yani demokratik kriterlere riayetle temin edilmesidir. Çünkü, seçilmiş başkan sadece partiye değil bulunduğu şehre de aittir.
Daha ileri gidelim… Partinin belediye başkanına “Gelirken iyiydi ama git deyince mi sorun oldu” demesi bile normaldir. Başkan gider ama o gidişin halka ait yönünün halka izahını yapmak AK Parti’nin görevidir. Yani “sandığa kadar olan süreç” kadar “sandıktan sonraki sürec”in hikayesi de gözardı edilmemelidir. “Gönderiyorum ama bundan dolayı… Görevi bırakmasını istedik ama sebebi şudur” demek doğrusu olacaktır. Böylesi bir tutum AK Parti’nin ilk günden beri ısrarla ilan ettiği seçimle gelen seçimle giden prensibine de yaraşır. Bu izahlara en başta partinin ihtiyacı vardır. Ki, yarın bu konu siyasi açıdan kritik edilmesin, soran olursa cevap verilebilsin.
***
2019 eşiğinin aşılması meselesinin teşkilatlar ve belediyelerden daha önemli yönü de AK Parti’nin önümüzde bulunan 2 yıla yakın süreyi demokratik, hukuki ve ekonomik reformlarla donatmasından geçiyor. Sürecin bu yönünde atılması gereken adımlar metal yorgunluğu probleminden daha büyük ve önemlidir. Bu da başka bir yazının konusu olsun…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025