Mustafa Karaalioğlu
Suriye sahasının ne kadar sürprizlere açık olduğu anlamak için sadece Türkiye’den bölgeye bakışı izlemek yeterli. Suriye’yi anlamaya yetmese de bu ülkedeki fırsat ve riskleri takip için bizden yansıyan görüş ve davranışlara bakmak işe yarıyor. Bir gün zafer havası ertesi gün keder. Bir gün meseleler hal yolunda erkesi gün ise darmadağınık.
Her şey mümkün ve aynı zamanda hiçbir şey elde edememek de…
Afrin harekatıyla yükselen yıldızın, devamında Soçi’de varılan İdlib mutabakatıyla parlaması ve şimdi tam aynı yerden sönmeye yüz tutması bunu gösteriyor. Soçi ve genel olarak Astana süreci Türkiye’nin ABD dışındaki çözümün parçası olmayı seçmesiydi ama şimdi bu tercih yeterli görünmüyor. Çünkü, bizzat çözümün lideri kabul ettiğimiz Rusya, İdlib’de Suriye rejiminin önünü ardına kadar açarken Türkiye’yi pervasızca devre dışı bıraktı. Üstüne bir de tam bitti ve artık Suriyelileri geri göndermenin yoluna bakıyoruz derken yeni bir göç dalgasını da tetikledi. Putin, İdlib’den canını zor kurtaran ve bir milyona yakın oldukları tahmin edilen göçmenlerin Türkiye sınırına dayanmasını veya sınırı geçmesinı dert eder mi? Mümkün değil; görünen o ki umurunda da değil. Aylardır şehri bombalarken, bizim çok değer verdiğimiz Soçi mutabakatı da pek umurunda değildi. Şimdi daha iyi anlaşılıyor.
***
Bütün bunlar aynı zamanda Türkiye ile ABD arasında güvenli bölge görüşmelerinin ilk kez elle tutulur bir seviyeye geldiği günlerde oluyor. Rusya bu masayı dağıtmaya mı çalışıyor, bilinmez. Ancak, ortada İdlib faktörü olmasaydı bile istediğimiz vasıflarda bir güvenli bölgenin kurulması ihtimal dışı görünüyordu. Yani, Rusya’nın bir oyun planı varsa bile ABD’nin bunu güvenli bölge üzerinden bozmak gibi bir reaksiyonu bulunmuyordu.
Şimdi, görüşmeler tavsamaya başladığında bakabilirsek kendi başımızın çaresine bakacağız demektir. ABD’nin oyalama ihtimali çok kez tecrübe edildiği için Ankara’nın daha ilk günden itibaren bu seçeneği sık tekrarlaması da bundandır. Başka ifadeyle bu; işler yolunda gitmezse ve işimize gelen oyun kurulamazsa hiç olmazsa “oyun bozma gücü”nün ifadesidir. ABD ve Rusya’nın müştereken hoşlanmadığı bir durumda, kendi göbeğini kesmek riskli ve zor ama kaçınılmazdır. Gelin görün ki bu tezlere anlayışla bakan ve böyle bir girişime sempati duyan tek bir müttefikimiz bulunmuyor. Ne ABD, ne Rusya…
İç savaşın sonuna yaklaşılırken Türkiye bir yandan Kuzey hattı boyunca YPG hakimiyetini reddediyor, öte yandan da Esad’ın liderliğini kesinlikle benimsemiyor. Oysa, Esad’lı ve YPG’li Suriye, ABD ve Rusya’nın ülke üzerindeki mutabakatlarının parametreleri haline gelmiş bulunuyor. Şimdiden sonra, muhataplarımızla Suriye meselesini konuşurken aradaki bu çelişkiyi daha fazla göreceğiz. Gördükçe de endişemiz, telaşımız ve öfkemiz artacak.
ABD ve Rusya için çözüm olarak görülen statüko bizim için 3.5 milyonu aşkın göçmen, sınır hattı boyunca YPG devletçiği ve en nihayet Şam’da Ankara’ya karşı bilenmiş bir diktatörün olduğu karanlık tablodan başka bir şey değildir. Dosya böyle kapanacak olursa, Suriye sorunu bizim için önümüzdeki onyıllar boyunca açık bir güvenlik problemi olarak devam edecek demektir. Ne var ki sahada meseleyi böyle gören ve sonraki yıllara devredecek riskleri önemseyen başka aktör kalmamıştır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025