Nevzat CİNGİRT

Düzce’nin Sorunlarını Örtmek İçin Bolu’ya Sarılmak
4.12.2025
33

Komşu şehirler arasındaki rekabet, Anadolu’nun kadim hikâyelerinden biridir. Kimi zaman spor sahalarında, kimi zaman yatırımlarda, kimi zaman da sınır tartışmalarında kendini gösterir. Düzce ile Bolu arasındaki çekişme ise yıllardır sürüyor ve belli ki kuşaklar boyu devam edecek. Ancak bu rekabet her zaman olumsuz değil; aksine, iki şehrin kamuoyunu canlı tutan, siyaseti diri kılan bir dinamizm yaratıyor.

Bu rekabetin tam ortasında, bürokrat kökenli Faruk Özlü ile siyasetin her kulvarında deneyim kazanmış Tanju Özcan gibi isimler yıllardır bu tatlı çekişmenin başrol oyuncuları konumunda. Özcan’ın, “Düzce’de sıkışınca Bolu’ya sarıyorsun, kusura bakmasın. İyi bir bürokrat olabilirsin ama iyi bir siyasetçi değilsin. Benimle polemiğe girip sosyal medyada takipçi kasıyorsun. Sen giderken biz bu yollarda dönüyorduk” sözleri, bu rekabetin siyasete nasıl malzeme edildiğini açıkça ortaya koyuyor.

Haksız sayılmaz; Tanju Özcan, sosyal medyada ciddi etkileşim alan ve memleketin birçok siyasetçisinden daha fazla takipçisi olan bir isim. Seneler önce Oxijen TV’de canlı yayına konuk olarak aldığımda binlerce kişi anında yayına akın etmiş, yorum yağmuru başlamıştı. Kendisine yönelik ilginin ne kadar yüksek olduğunu bizzat görmüştüm.

Bu durum, Faruk Özlü’nün sosyal medya ekibinin de dikkatinden kaçmamış olacak ki, Tanju Özcan’ın her açıklamasının altına Sadettin Kantar başta olmak üzere paralı trollerin devreye girdiğini görmek artık sıradan bir hâl aldı. Özlü’nün videolarını kes-kopyala yapıştır yöntemiyle Özcan’ın açıklamalarının altına paylaşmaları sadece sosyal medyada takipçi kazanmakla kalmıyor; aynı zamanda Düzce’nin gerçek gündemini başka bir noktaya taşıyarak, şehirde tartışılması gereken sorunların görünmez hâle gelmesine yol açıyor. Meseleler konuşulmak yerine manipüle ediliyor.

Oysa Düzce’de yaşayan insanların her gün yüz yüze geldiği sorunlar ortada: su kesintileri, çöp meselesi, mahallede ara sokakların bakımsızlığı, yeni belediye binasının yıkılması, Beçi Kooperatifi’nde yaşananlar, sanayi esnafının sorunları, hava kirliliği, bozuk yollar… Bunlar, sosyal medyada tartışılan gündemlerden çok daha somut ve yaşamsal meseleler.

Kamuoyunun günlerdir merakla beklediği Sayıştay raporlarında iflas etmiş şirketlerin durumu hakkında tek satır açıklama yapılmazken, Özlü’nün komşu ilin gazetecilerini Düzce’ye ağırlayıp “Abant ve Yedigöller’e Düzce’den yol açacağız” açıklaması, siyasetin klasik “gündem değiştirme taktiği”nin bir örneği. Özcan’ın sözleri bu tabloyu net biçimde özetliyor: “Su kesintilerine, çöp meselelerine cevap veremediği için bizi tartışmanın içine çekip gündem değiştiriyor.”

Abant ve Yedigöller’e Düzce üzerinden ulaşım tartışması ise anlamsız bir başka gündem. Bolu’nun şehir bütünlüğünü sahiplenmesi takdir edilecek bir refleks. Ancak Düzce kendi imkânlarıyla turizmine nefes aldıracak bir bağlantı yolu açıyorsa, bundan niye rahatsız olunuyor? Doğal güzellik sınır kapısı değildir; “Buradan giremezsin” denemez. Denmemeli.

Sonuç olarak, Düzce-Bolu rekabeti tarih boyunca şehirlere dinamizm kazandırmış olabilir; ancak bu çekişmenin arkasına saklanarak şehir sorunlarını göz ardı etmek, ne vatandaşın yararına ne de siyasetin sağlıklı işleyişine hizmet eder. Asıl gündem, sosyal medyada değil, sokakta, iş yerlerinde, mahallelerde yaşanan sorunlardır. Rekabeti yapıcı bir araç hâline getirebilirsek, Düzce gerçek anlamda kendi gündemini yaratabilir ve halkının hayatına dokunabilir. Aksi takdirde, Bolu’ya sarılmak, sadece sorunları örtmekten öteye gitmez…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar