Orhan MİROĞLU
Bundan tam yirmi yıl önce.
Bekaa vadisine giden yolda bir adam yürüyor.
Yol tenha ama çamurlu ve taşlı bir yol. Bekaa yolunda yürüyen bu adam, pantolonunun paçalarını sıvamış yürüyor..
Yıllarını dağlarda geçirmiş, ama aynı zamanda uluslar arası diplomasi faaliyetlerinde Kürt siyasetinin Batı’ya dönük yüzü olmayı başarmış, şimdi de Bekaa’ya giden yolda yürüyen bu kişi, Celal Talabani’den başkası değil..
Talabani, Bekaa yolunda yürüyor..
Yanında PKK’lı militanlar var.
PKK’lı militanlar Talabani’yi Bekaa’da bekleyen Öcalan’a götürecek. Talabani Öcalan’la buluşacak ve PKK liderine, Türkiye’den getirdiği mesajları iletecek. Mesajlar Cumhurbaşkanı Özal’dan geliyor ve ateşkes talebi içeriyor.
O buluşmada, ‘Kâk Abdullah ‘ , ‘Mam Celal’in elini sıkarken, Mam Celal’in ilk sorusu şu oluyor:
-’Kâk Abdullah, daha düzgün bir yol yok muydu da beni bu çamurlu yoldan yürüttünüz?
Kâk Abdullah, soruya, ‘Mam Celal, ne kadar zor koşullar içinde mücadele yürüttüğümüzü görmenizi istedik’ diye cevap veriyor.
Bu görüşme daha yirmi yıl önce, barışa giden ilk yolu açabilirdi belki.
Ama tarihin çarkı bu yönde dönmedi maalesef.
Barış isteyenlerin dahi samimi olup olmadığı anlaşılamadan, Türkiye kendini bir kan gölünün içinde buldu.
Eşref Bitlis, Uğur Mumcu, Cem Ersever, Musa Anter, Mehmet sincar, öncesinde Vedat Aydın, tek tek infaz edildiler.
Şırnak basıldı, köyler boşaltıldı.
O fırtınanın içinde, Eylül 1992’de Diyarbakır’da Musa Anter’le beraber vurulduk. Musa abi hayatını kaybetti. Ben tedavi amacıyla Ankara’ya taşındım. 1992 yılının sonbaharı hastanede geçti. Talabani o tarihlerde Ankara’ya gelmiş ve bir yemekte Kürt siyasetçilerle buluşmuştu. Yemeğe ben de davetliydim ama henüz yürüyemediğim için gidemedim.
Yerime babam gitti. Gördüğünüz o fotoğraf o yemekte çekilmiş bir fotoğraftır.
1993 yılının bahar aylarında koltuk değneklerini attım ve yeniden, yürümeye başladım
Özal’ın öldüğü gün oğlum Zerdeşt’in doğum günüydü.
Bir fotoğraf makinesi almak ve doğum gününde Zerdeşt’in fotoğraflarını çekmek istiyorum..
17 Nisan günü, yanıma kimseyi almadan öğle vakti Kızılay’a indim. Zerdeşt için bir fotoğraf makinesi satın aldım. Konur sokaktaki kitapçı dükkanlarını dolaştım. Sonra yorgunluk atmak ve doğum günü pastası almak için en iyi bildiğim yer olan Köksal pastanesine girip oturdum. Dışarıda usul usul yağmur yağıyordu. Pastanenin televizyonu açıktı. Birden yayın kesildi ve bir spiker Özal’ın kaldırıldığı hastanede vefat ettiği haberini verdi.
Kürt sorunundan kaynaklanan ilk çatışmalar Özal zamanında başlamış, Eruh ve Şemdinli’ye sıkılan ilk kurşun, onun zamanında sıkılmıştı..
Özal 1984’ten sonra başlayan süreçte, devletin yeni güvenlik stratejisinin mimarıydı. Ama aynı zamanda barışın inşasında da rol oynamak isteyen, bunun için federasyonu bile tartışmaktan yana olan bir liderdi.
Özal öldüğü gün, bu zamansız ölümün şüpheli bir ölüm olduğunu düşünenlerin arasındaydım.
Özal’ın Celal Talabani’yi Bekaa’ya gönderdiğini biliyordum. Ölüm haberini duyunca, bir kez daha barış değil, savaş yanlıları kazandı diye düşündüm.
Bir cumhurbaşkanının bile öldürülebildiği bir ülkede her şey olabilirdi artık. Pastaneyi korku içinde terk ettiğimi hatırlıyorum. Dışarıda yağmur yağmaya devam ediyordu. Bir taksi çevirdim ve Demetevler’deki evimin adresini verdim.
Eve Yenimahalle’de bulunan MİT binasının önünden geçerek gidiliyordu. O yılın kış ayında binanın çok yakınında bulunan bir araziye Eşref Bitlis’in uçağı düşmüş ve Bitlis hayatını kaybetmişti. Evinin önünde öldürülen Uğur Mumcu’nun cenazesi, 24 Ocak’ta ve karlı bir kış günü toprağa verilmişti.
Demetevlere giderken aklım bir yıl öncesine, 1992 yılına gitti. O yılın Nisan veya Mayıs ayında Celal Talabani Ankara’ya gelmişti. Onu dostum ve Diyarbakır cezaevinden koğuş arkadaşım Sabri Vesek ve kardeşi rahmetli Bahattin Vesek’le beraber ziyaret etmek istedik, bizi kabul etti.
Kaldığı yer Oran taraflarında bir yerdi. Geniş bir salonda karşıladı bizi. Salondaki sehpanın üstünde İngilizce ve Arapça kitaplar vardı. Bazı özel konuları konuştuk, sonra da söz döndü dolaştı Kürt meselesine geldi.
Celal Talabani’nin o gün bize anlattıklarını Türkiye’de muhtemelen çok az insan biliyordu. Özal’la Öcalan arasında arabuluculuk yaptığını ve bu çerçevede Öcalan’la, bir defa Bekaa’da bir defada Şam’da olmak üzere iki kez görüştüğünü, ilk kez öğrenmiş olduk. Talabani bu görüşmeleri, Bekaa’nın çamurlu yoluna varıncaya dek, bütün ayrıntılarıyla anlattı. Bekaa’da Öcalan’la görüşmüş ve Ankara’ya dönmüştü. İşte tam da o günlerde, PKK Hakkari’de Taşdelen karakolunu 500 kişiyle basmış ve 29 askeri şehit etmişti. Talabani, bize bu eylemin Özal’ı çok kızdırdığını anlattı. Tekrar Suriye’ye dönmüş ve Öcalan’la bu defa Şam’da görüşmüşlerdi. Öcalan, karakol baskınından haberi olmadığını ve beklenmeyen bu eylemi araştıracağını söylemişti. Sonrası biliniyor..
Özal’ın şüpheli ölümü yirmi yıl sonra Türkiye’nin yeniden gündeminde.
Öcalan kendi kurup büyüttüğü PKK’yi bugün belki herkesten fazla merak ediyor.
Mam Celal Almanya’da bir hastanede iyileşmeyi bekliyor..
Ankara’ya kar yağıyor
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016