Orhan MİROĞLU
Geçen haftayı Mardin, Diyarbakır ve Şırnak'ta geçirdim. Hükümetin ilgili kurumları sahada tam bir seferberlik halinde görev yapıyor. Ama acaba bunca olup bitenden sonra, PKK ve HDP, en azından oy aldığı halk kesimlerine karşı bir sorumluluk, bir pişmanlık tavrı içinde midir diye insan merak ediyor tabi. Bu merakı gidermek için halktan insanlarla, sivil toplum aktivistleriyle fikir alışverişinde bulunduk, çok sayıda insanı yorumsuz dinledik.
HDP/PKK cenahından gelen malumatlar doğrusu, hiçbir şeyden ders alınmamış olduğunu gösteriyor.
Bu mahallede resmi görüş farklı ama içerde yürütülen tartışmalar daha farklı.
Kandil, resmi görüş olarak, hendek savaşlarında bir yandan ısrar ediyor, batı medyasına verilen demeç ve söyleşilerde, bu çatışmanın, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iktidardan düşünceye kadar devam edeceği ifade ediliyor ama bir yandan da, hendek savaşlarında ısrar etmenin hatta hendek savaşlarını başlatmanın ciddi hata olduğu, halkın bu stratejiye destek vermediği şeklinde değerlendirmelerin yapıldığı ve suçlu arandığı da halk arasında gayrı resmi görüş olarak anlatılıp duruyor.
Pişmanlık var yani ama bu halka verilen zarar-ziyanlar, dökülen kan, Türkiye'nin dört bir yanına yollanan şehit cenazelerinin yarattığı o büyük acı ve yas için duyulan bir pişmanlık değil.
Anlatılanlara bakılırsa, PKK pişman ama savaşı kaybettiği için pişman ve siyasi olarak da halkı kaybetmekte olduğunu gördüğü için pişman.
Kandildekiler, sahadan gelen bilgilerin, kendilerini yanılttığını söylüyorlarmış. 'Bize, 600 bin milisin, 'şehirlerde halkı direnişe sokmak için hazır olduğu, halkın beklentisinin bu yönde olduğuna ilişkin raporlar geldi. Oysa hiçbir şey bu raporları doğrulamadı. Yanıltıldık" diyorlarmış.
Klasik bir PKK yaklaşımı!
Ölümcül bir stratejiyi hayata geçir, kaybedersen, yanıltıldık de, sonra da kendi içinde ve dışında, suçlu ara!
Doksanlı yıllardaki köy baskınlarını hatırlayın. Bu köy baskınlarında katliamlar gerçekleşiyordu, siviller, kadın çoluk çocuk, hayatını kaybediyordu insanlar.. PKK zor durumda kaldığını görünce, kabahati sahadaki militanlarına ve sorumlularına yükledi. Hogır yaptı, Dr. Baran yaptı, filan deniliyordu. Sonra iç infazlar yaptılar. Hogır (Cemil Işık) gibi 'saha sorumluları' bu infazlardan kurtulmak için, JİTEM'e sığındılar. Oysa köy basıp katliamlar yapmak; gelişmek ve zoru, şiddeti kullanarak, baskıyla egemen olmak, PKK için temel bir stratejiydi ve merkezi bir kararla hayata geçirilmişti.
PKK/HDP içinde, medyaya pek yansımayan bir diğer görüş de bu çıkmaz yoldan, örgütü ancak Öcalan'ın döndürebileceği yönünde. Geçen yılın Temmuz ayından bu yana pek hatırlanmayan Öcalan, bugünlerde yeniden hatırlanır olmuş.. Kandil, "bu işten geri adım atamayız, savaşı sürdürmekten başka çaremiz yok.. Vazgeçersek tamamen kaybederiz. Kürt halkına dönüp, pardon yanlış yapmışız dersek, halk bizi affetmez. Bu çıkmazdan PKK'yi bir tek Öcalan kurtarabilir. Onun söyleyeceği hiçbir şeye PKK itiraz etmez. Onun yapacağı çağrı, PKK için bir gerekçe olur diyorlar ve İmralı'da yargılandığı dönemde, PKK'nin kuruluş paradigmasını terk edip, PKK'nin önüne hak temelli bir mücadeleyi koyarken, bu yeni paradigmayı, PKK'ye bazı itirazlar olmuş olsa da, kabul ettirdiğini hatırlatıyor ve ekliyorlar:" PKK içinde biri çıkıp da 'Bağımsız Kürdistan bir hayaldi, bu hayalin peşinde koşup durmamız boşunaydı, demokratik cumhuriyet tek çaredir" deseydi, hain ilan edilip, infaz edilirdi. Ama Öcalan söyleyince kimsenin bir itirazı olmadı, şimdi kalkıp hendek savaşlarını PKK içindeki biri mahkum ederse, hain ilan edilir ama Öcalan söylerse, PKK buna itirazsız uyar, çatışmalar durur" yorumları yapılıyor.
HDP'nin de bu muhakemeye ve Öcalan'ı devreye sokacak eylem planına kafası yatmış olacak ki, dün herkesi şaşırtan bir teklifle ortaya çıktılar:
Öcalan başmüzakereci olsun!
Ortada fol yok yumurta yok ama HDP, Öcalan'ın başmüzakereci olarak tanınmasını talep ediyor ama PKK silah bırakmadan, en azından işgal altında tuttuğu şehirleri terk etmeden, Öcalan kiminle neyi müzakere edecek?
Tecrübelere ve bu meselenin tarihine yazılmış hakikatlere bakıldığında, bu zor dönemde, Öcalan ve örgütü PKK arasındaki ilişkilerin her zaman Öcalan'ın isteği doğrultusunda ve doğru temelde yürümediğini görmek zor değil. Öcalan konuşur ve bir şekilde sürece müdahale eder mi bilmiyorum ama PKK'nin Öcalan'a duyduğu ihtiyacın, temelinde, silahlı mücadeleyi bırakmanın olduğu stratejik bir ihtiyaç değil, örgüte soluk aldırmayı mümkün kılacak bir taktik ihtiyaç olduğunu düşündüren çok sebep var.
PKK süreci öyle bir zemine taşıdı ki Öcalan dahil, PKK'ye PKK'den başka kimse yardım etmez ve kulak asmaz..
PKK, eğer yeni bir başlangıç yapıp, HDP'yle ve demokratik siyaset zemininde yola devam etmek istiyorsa, hiçbir bahaneye sığınmadan, kayıtsız şartsız silah bırakmalıdır.
Çatışmaların durması ve kalıcı bir normalleşme için başka çare ve başka yol yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016