Orhan MİROĞLU
Mardin, Urfa ve Diyarbakır’a yaptığımız iki günlük ziyaret sırasında duyduğum en anlamlı söz buydu: ‘Kürt entelektüeller paradigma değiştirmeli..’
İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan gelen bu çarpıcı söz; üç şehre yaptığımız ziyaret sırasında peş peşe dile gelen taleplere karşı ifade edilmiş ve hükümet mensubu bir bakanın sırf kendini savunmak için sarf ettiği bir söz değil ama bölgeyi ve halkı iyi tanıyan, hemen her kesimden insanın minnetle andığı bir bürokratın ortaya attığı düşündürücü ve samimi bir mesajdı aslında..
Her şeyin devletten beklendiği bir zamanda Efkan Ala, devleti bir zümre, bir parti ve bir hükümetle sınırlamanın yanlışlığına değiniyor, devletin yurttaşlar topluluğu olduğunu söylüyor ve ilave ediyordu:
“Türkiye AK Parti’den ibaret olmadığı gibi, Diyarbakır da HDP’den ibaret değildir.
“Türkiye önüne bir hedef koydu. Kopenhag kriterleri ve AB standartlarında bir demokrasimiz olsun istiyoruz. Ben Türk’üm, bu bölgede çalıştım, halkı iyi tanıyorum, burada bir bürokrat olarak çalıştığım yıllarda, ‘doğuştan gelen haklar var ve bu haklara saygılı olunmalı’ dediğimde tepki alıyordum. Empati yapmamız lazım. Sizin bu örgüte karşı kendi hak-hukukunuz için tavır almanız lazım. Bölge halkının taleplerini, Batı’da iyi anlatmamız lazım. Bu talepler için halkı ikna etmemiz lazım. Hendekler kazılmaya devam ettikçe, bunu yapamayız...”
Ala’yı dinlerken, AK Parti’nin bölgede halkla doğru ve ikna edici temelde iletişim kurma olanağı bulunan yegane parti konumunu neden hala korumakta olduğunu anlıyorsunuz.
Bölgede sürüp giden çatışmalı sürece rağmen, siyasi ilişkiler hala kopmamışsa, halk devlete güven duymaya devam ediyorsa, bunun en önemli sebeplerinden biri, AK Partili siyasetçilerin, özgüven duygularını korumaları ve halka bu özgüven içinde yaklaşmalarıdır.
Bu sivil toplumu da cesaretlendiren bir durum. Organik olanları saymazsak, sivil toplum örgütlerinin gönlünden geçen şey, AK Parti ve HDP’nin yakınlaşması, diyalog içinde olması ve çeşitli konularda işbirliği yapmasıdır.
Şunu diyenlerle epey sık karşılaşıyorsunuz:
“HDP Ademi merkeziyetçilik diyor, AK Parti Başkanlık sistemi istiyor. Bu iki talebin işaret ettiği yer yeni anayasadır. O halde yeni anayasa konusunda birbirine en yakın duran iki parti AK Parti ve HDP iken, mesafenin bu kadar açılması nedendir?” diye soruyor insanlar..
Öte yandan, her şeyin devletten beklenmemesi ve devletten de artık korkmamak gerektiğini düşünenler oldukça fazla:
“Bir zamanlar dağa taşa Ne Mutlu Türküm Diyene levhaları asılırdı. Asker ve polislere korkuyla bakardık. Şimdi bunlar yok. Şimdi dua ederken, Allahım beni PKK’nin zulmünden koru diyorum.’
PKK bir korku imparatorluğu kurmuş. İşadamlarını haraca bağlanmış, görüşlerini bile belirtemiyorlar. Devlet eleştiriliyor ama örgütü kimse eleştiremiyor.
Devletin sanki bölgeyi cezalandırdığı yönünde bir algı operasyonu devam ediyor...
“Vatandaş ‘niye tankla geliyorlar, demek ki, Kürt halkını yok etmek istiyorlar’ diye düşünmeye başladı. Selahattin Demirtaş’ın, Rusya’ya gitti diye hain gibi gösterilmesi yanlış oldu.”
Bölgeden beyin ve para göçü var.
Orta sınıftan bir Diyarbakırlı şunları söyledi:
“AB politikalarında ilerleme kaydetmeliyiz. Ortak kimlik alanlarını güçlendirmemiz lazım. Sur’un karşısında oturuyorum. Çocuğum korkularla gece yanıma geliyor. Bir şehirde bunların yaşanması, gecelerin çocukların korkulu kâbusu haline gelmesi korkunç. Alışmak ise en kötüsü.. Başlangıçta halk, hendekleri şehirlere taşıdınız diye eleştiriyordu, şimdi sanki bir kanıksama var..”
Diyarbakır’da bir ciğercide bile kırk kişi çalışıyor. 500 esnaf Vakıflar’ın kiracısı. Bir yıl kira alınmaması isteniyor.
Bütün Türkiye’ye dağıtılan beş kalem mal Sur’da üretiliyor ve bu mallar bütün Türkiye’ye satılıyordu. Çorap, etek, iç çamaşırı.. Hendekler kazıldı ve üreticinin eli kolu bağlandı.
Her üç şehirde yaşanan zulme rağmen, halk devletin bekası için ilginç ve ince fikirler atıyor ortaya:
“Allah için halkı kendinizden nefret ettirmeyin, istedikleri budur çünkü. Esnafı, işçiyi koruyun ki o tarafa geçmesin.”
Sur esnafının %80’i muhafazakar insanlardan oluşuyor. Durum düzelse de Sur esnafı, müşterilerini kaybettiğini düşünüyor.
“Devletin sabrı var, ama bizim sabrımız kalmadı!” diyor insanlar.
Bir rastlantı olabilir mi, hiç sanmıyorum ama hendek siyasetinin ulaşamadığı yerlerde, mesela Urfa’da uyuşturucuyla mücadele, Urfalılar’ın üstünde en çok durduğu konular arasına girmiş. Kullanıcı sayısı onbinlerle ifade ediliyor. Bölge halkı sanki bir kıskacın içinde..
Varoşlarda yaşayan gençliğe ulaşılamıyor doğru dürüst ve her dört Suriyeli’den biri Urfa’da..
Hendek siyaseti ya da terörü, otuz yıl iç çatışma yaşamış bir bölgenin sorunlarını daha görünür hale getirmiş. Siyasetten sosyal yaşama varıncaya kadar, değişimin zorunlu hale geldiğini gösteren yığınla sorun, yığınla problem, akla bir tek şey getiriyor aslında:
Amerika ve Avrupa’nın kimi bölgelerinde yirmi yıl kadar sürmüştü, bizde uygulanacak olsa kaç yıl sürmesi gerekecek bilmiyorum ama bize galiba hendek siyasetiyle mücadele devam ederken, bir yandan da en ince ayrıntısına varıncaya kadar tasarlanıp hayata geçirilecek bir pozitif ayrımcılık lazım!
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016