Orhan MİROĞLU
Suriye’deki iç savaş süreci, son yüzyıl içinde iç savaş yaşamış ülkelerin hangisine benziyor ve bu ülkelerde seçimlere nasıl gidildi diye epey kafa yordum ama bugünkü Suriye’ye benzeyen bir örnek bulamadım.
İç savaşın iktidar ve muhalefet kanatları arasındaki ayrımlar ya da çok aktörlü yapı, ideolojik farklılık, mezhepsel etnik çeşitlilik bakımında da Suriye hemen hiçbir ülkeye benzemiyor.
Bu yüzden de, Suriye iç savaşı, bir ülkenin özgün şartlarından doğan bir iç savaş olmaktan ziyade, uluslararası bir kapışma alanı, hatta daha ileriye giderek söylemek gerekirse, 1. Dünya Savaşı’nın devamı olan bir çatışma süreci olarak görülebilir.
Rusya, İran, Esad ve PYD’nin oluşturduğu ittifak, görünürde DAİŞ’e ama aslında kırk yıllık despot bir rejimi alaşağı etmek isteyen ÖSO’suna karşı mücadele ediyor.
Esad’ın hayalinde Suriye topraklarını, muhalefet güçlerinden bir gün geri almak yatıyor olsa da Suriye’nin paramparça olduğu ve bu hayalin hiçbir zaman gerçeğe dönüşmeyeceği, su götürmez bir gerçektir.
Suriye ayaklanması başladığında, Rojava’yı PYD’ye bir anlaşmanın sonucu olarak teslim eden rejim, Halep’i geri almaya çalışıyor ve şu an iç savaş, Rusya’nın fiili askeri müdahalesiyle, Esad’ı kurtarma operasyonuna dönüşmüş bulunuyor.
Bu tablo içinde, taraflar, ABD ve Rusya’nın öncülüğünde, bir ateşkes süreci ve akabinde de serbest seçimleri müzakere etti ve belli bir eğilim oluşturdu.
Ateşkesin, rejim ve ÖSO arasında gerçekleşmesi ve sonra da serbest seçimlere gidilmesinin kabul edilmesi, bugünün Suriye’sinin şartlarının yarattığı gerçeklerden oldukça uzak bir fantezi gibi duruyor.
Öyle ya bir ülke düşünün ki, iç savaş yaşıyor ve bu savaş her geçen gün, başta Rusya’nın katılımı olmak üzere, daha da şiddetli bir hal alıyor, ülkenin nüfusunun yarısı artık kendi ülkesinde yaşamıyor, hayatını kaybeden yüzbinlerce insan var ve böyle bir ülkede serbest seçimlere gidileceği ilan ediliyor.
Doğrusu akıl alır gibi değil.
Objektif olarak bakıldığında, Suriye’de serbest seçimlerin yapılması için, koşulların hiçbiri elverişli görülmüyor.
Rejim Suriye’nin belli bölgelerini kaybetmiş, geri almaya çalıştığı birçok şehirde çatışmalar sürüyor. DAİŞ, Nusra ve diğer irili ufaklı gruplarla rejim arasında ilan edilecek bir ateşkes, Suriye’nin çok az bir kısmında, silahları belli bir süre susturur ama bilhassa DAİŞ’in kontrol ettiği alanlarda, çatışmalar bir seçim ortamında dahi, daha da artabilir..
Suriye’de DAİŞ kontrol altına alınmadan, etkisizleştirilmeden ve Esad iktidarı bırakmaya razı edilmeden, yeni bir sürecin, hele sonu seçimle bitecek bir sürecin başlaması mümkün olmaz.
Rojava’da durum daha da karmaşık. Burada da nüfusun üçte biri, artık Rojava’da değil. Türkiye ve Kuzey Irak’ta kalan yaklaşık 400 bin Rojavalı var. PYD, Rojava’nın demografik yapısıyla oynadı ve homojenleştirdi. Buradaki Arap ve Türkmen halkın çoğunluğu göç etmek zorunda kaldı.
Bu demografik değişim içinde, adil bir seçimin ne Rojava’da ne genelde Suriye’de hayata geçirilmesi mümkün olur.
Birleşmiş Milletler, Suriye’de iç ayaklanma başladığında, tek parti ve tek lider diktatörlüğüyle yönetilen Suriye’de Esad’a demokratik geçiş için her defasında şans verdi, ama bu şansı Esad, işte her şey ortada, iktidarını pekiştirmek için ona zaman kazandıran bir fırsata dönüştürdü.
Ve maalesef, PYD’yle ittifak yapmak dahil, uluslararası güçlerle Esad arasındaki ittifakın yolunu BM açtı.
Şimdi de Suriye’de hiçbir şekilde, savaşı sona erdirmeyecek ve aslında kimi nasıl kapsayacağı bile belli olmayan bir ateşkes ve koşulları olmayan bir seçimle, Esad’a biraz daha nefes almasını sağlayacak bir fırsat sunuluyor.
Ne böyle bir ateşkesi ne böyle bir seçimi, Suriye halkının içine sindirmesi mümkün.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016