Özgür Mumcu
Orta ve Doğu Avrupa’nın en büyük edebiyat festivali, 2000 senesinden bu yana düzenleniyor. 60’a yakın yazarın, beş günde dört ülke ve beş şehir gezerek eserlerinden bölümler okuduğu festival bir ay sürüyor. Yazarların Okuma Ayı diye anılan bu etkinliğin düzenleyicisi Çekya, Slovakya, Polonya ve Ukraynalı yayıncılar.
Her sene bir ülke onur konuğu seçiliyor. 2018’de bu unvan Türkiye’de. O sebeple ülkemizden 30 yazar, temmuz ayı boyunca bu ülkeleri gezerek kitaplarından bölümler okuyor. Türkiye’de pek alışık olmadığımız bir yöntem uygulanıyor. Yazarlar metinlerini Türkçe okurken, arkadaki ekranda bulunulan ülkenin dilinde aynı metnin tercümesi yansıtılıyor.
Sonrasında Türkoloji bölümlerinin öğretim görevlileri ve öğrencileri hem sorularıyla hem de izleyicilerin soru ve yorumlarını tercüme ederek sohbetin sürdürülmesini mümkün kılıyor.
Festival, organizasyonu düzenleyen ülkelerin ilk akla gelen şehirlerinde değil çoğu insanın ziyaret listesinde ilk sıralarda yer almayan şehirlerde gerçekleşmekte. Benim de Barış Makinesi romanı sebebiyle davet edildiğim etkinlik, sırasıyla Brno, Wroclaw, Ostrava, Kosice ve Lviv şehirlerinden geçiyor.
Şehirler arasında yolculuk bazen 7-8 saati buluyor. Bu sayede Orta ve Doğu Avrupa’yı tren ve karayoluyla keşfetme fırsatı bulmak, hakikaten etkileyici bir tecrübe.
Şehirleri her Türk yazar, festivali düzenleyen ülkelerden başka bir yazarla geziyor. Ben, bu tren ve araba yolculuklarını Ukraynalı şair Dimitro Lazutkin’le yaptım. Kendisi ülkesinde tanınan bir şair olmakla beraber aynı zamanda kick boks’ta dünya üçüncülüğüne sahip. Bir müzik grubu da bulunan Lazutkin, Ukrayna televizyonlarının dövüş sporlarında aranan yorumcusu. Haliyle seyahatler, insanın pek bilmediği dünyaları öğrenmesini de sağlıyor.
Ancak, bu seyahatler aynı zamanda bütün bu sevimli şehirleri gezerken insanın gayet iyi bildiği bir dünyayı da tekrar tekrar görmesini de sağlamakta. İzleyicilerin sorularının yarısı yazarların kitaplarıyla ilgiliyse diğer yarısı Türkiye’nin siyasetiyle ilgili. Önce bunun Cumhuriyet’te köşe yazarlığı yapmamdan kaynaklandığını zannettiysem de daha sonra konuştuğum yazarlar kendilerinin de aynı durumla karşılaştığını söyledi.
Dünyada yükselen otoriter ve baskıcı rejim dalgası, Orta ve Doğu Avrupa’yı da olanca kuvvetiyle sarsmakta. Türkiye ise bu konuda en birikimli ülkelerden biri olarak değerlendiriliyor. Bu gurur duyulacak bir şey mi bilmiyorum elbette, ancak demokrasinin can çekişerek ölmesinden kaygılı birçok insan Türkiye’de buna karşı neler yaptığımızı soruyor.
Ülkemizde rejime muhalif kesimlerde yaygın endişeli ruh halinin çok uzağımızda bulunmayan bu ülkelerde de çeşitli boyutlarda kendini gösterdiğini söylemek mümkün.
Türkiye’de demokrasinin kurulmasından yana olanların önemli bir sorumluluğu var. Dünyada çoğulcu demokrasiden ve özgürlüklerden yana kesimler, ülkemizin demokrasi mücadelesini yakından takip etmekte. Son seçimde, dünyadaki karanlık gidişten çıkış umudunu vermek ve böylece gerçek anlamıyla bir model ülke olma fırsatını kaçırdık. Gel gelelim, bu yılgınlığa kapılmanın değil ancak daha kararlı bir mücadeleyi yürütmenin sebebi olmalı.
Böyle bir devirde bir adamı değil bir ülkeyi güçlendirmek için demokrasi idealinden asla vazgeçmemek gereği ortada. Bir ülkenin otoriter yönetimlere değil, özgürlükçü demokrasiye model olmasının getireceği uluslararası itibarın ülkeyi nasıl güçlendireceği de.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.08.2018
29.08.2018
25.08.2018
22.08.2018
12.08.2018
8.02.2018
4.02.2018
2.02.2018
28.07.2018
25.07.2018