Özgür Mumcu
Devletin kurumlarının ortadan kaldırılması ve bütün yetkinin tek elde toplanması hızlı ve etkin bir yönetim değil, bir karmaşa ve kriz yaratır. Dahası dışarıdan bakıldığında yasaması, yürütmesi, yargısı ve tüm kurumlarıyla bir devlet değil bir kişi görülür.
Ülkede yargı bağımsızlığının ortadan kalktığı, siyasi kararların hukuki değerlendirmelerin yerini aldığı da biliniyorsa, sadece o tek kişi muhatap alınır. Tek adamın, yargı bağımsızlığını öne sürmesi bu sebeple bir işe yaramaz. Hele, devleti bir sözüyle bağlama yetkisine sahip cumhurbaşkanı çıkıp da “al papazı, ver papazı”, “yapalım yargıda şeyini” demişse.
Tek adam rejimlerinin devletleri güçlendirmediğini aksine zayıflattığını ısrarla söylemeye çalışanların kaygı duyduğu işte bugün yaşadığımız gibi bir tabloydu.
Yargısının bağımsızlığına güvenilmeyen, devleti yönetene “hadi, sen istersenolur” denen bir ülkenin pazarlık gücü de müzakere yeteneği de azalır.
Üstüne üstlük karşınızda rasyonelliği ya da diplomatik yeteneğiyle tanınmayan Donald Trump ve belki de ondan daha tehlikeli yardımcısı Mike Pence varken.
Trump, kendini dünyanın en başarılı iş bitiricisi olarak görüyor. Zamanında yazdığı kitap İş Bitirme Sanatı başlığıyla Türkiye’de de yayımlanmıştı. Devletin bu işlerden anlayan kesimlerine ne kadar kulak astığı belirsiz.
Pence ise Katoliklikten, pastör Brunson’ın da dahil olduğu evanjelizme geçmiş, bir dinci. Dinin siyasetteki rolü hakkında fanatik görüşleri var. Brunson’ın serbest bırakılması kasım seçimlerinde evanjelik oyların yerini sağlamlaştıracak bir unsur.
Eminim Trump da Pence de, Türkiye’deki gibi bir tek adam rejimini arzu edecek kişilikte insanlar. Onlar da devletin bütün kurumlarının tek elde toplandığı bir yönetim şeklini hayal ediyorlardır. Gelgelelim, ABD henüz oraya varmadı. Trump hakkında, kazandığı seçimlerde Rusya’yla işbirliği yaptığına dair bir soruşturma dahi var. Hükümetinden ve yakın çevresinden kimi şahıslar bu sebeple istifa etmek zorunda kaldı.
Yani söz konusu Gülen’in iadesi olunca, “ben bir gariban başkanım, ne yargıya sözüm geçer ne de zaman zaman senatoya, baksanıza hakkımdaki soruşturmayı bile engelleyemiyorum” diyebilir. Haklı da olur çünkü ABD, kuvvetler ayrılığının keskin biçimde uygulandığı bir yönetime sahiptir.
Müzakerenin Türkiye tarafının ise Brunson meselesinde benzer bir gerekçeye başvurması mümkün değil. Hem ülkemizin siyasi davalar pratiği, hem Brunson davasındaki iddiaların ayaklarının pek yere basmaması hem de “Erdoğan istedi mi hallolur” algısı Türkiye’nin elini zayıflatıyor.
Kolaylıkla halledilebilecek bir sorunun kördüğüm olma ihtimalini ABD yönetimindekilerin “pazarlık anlayışı” ve ülkemizde hukuk devletinin ortadan kaybolması arttırmakta.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.08.2018
29.08.2018
25.08.2018
22.08.2018
12.08.2018
8.02.2018
4.02.2018
2.02.2018
28.07.2018
25.07.2018