Roni MARGULIES
Bu yazı kısa olacak, sayfanın dibine ulaşmayacak. Konusu çok basit çünkü: Sosyalizm ile şiddet arasındaki ilişki.
Böyle bir ilişki olmadığına göre, yazı da uzun olamayacak.
Sosyalizm, benim üye olduğum partinin yönettiği toplum değildir.
Sosyalizm, başka herhangi bir partinin sosyalist üyelerinin yönettiği toplum değildir.
Sosyalizm, halkın seçtiği çok iyi, çok vicdanlı bir sosyalistin çok iyi yönettiği toplum değildir.
Sosyalizm, halkın seçtiği çok solcu bir hükümetin yönettiği toplum değildir.
Sosyalizm, ilerici subayların, iyi niyetli aydınların, kahraman gerillaların gerçekleştirebileceği bir toplum düzeni değildir.
Sosyalizm, işçi sınıfının kendi kitlesel eylemiyle toplumu değiştirip kendi iktidar organlarıyoluyla kendi kendini yönettiği toplum demektir.
(“İşçi sınıfı” ifadesine takılanlarınız olacak, biliyorum, ama şu anda o konuya girmeyelim. İsteyen “emekçiler”, “çalışanlar”, “mülksüzler” filan diye düşünsün, farketmez, kimlerden bahsettiğimiz belli.)
Bu söylediklerim benim tercihlerimin ifadesi değil. “Böyle olsa daha iyi olur” demiyorum. “Böyle olmak zorundadır, başka türlü olmaz” diyorum.
Sosyalizm, ancak geniş emekçi kitlelerin kendi eylemi sonucu olur, çünkü kendi kendini yönetecek olan kitleler ancak o eylemin içinde çağların pisliğinden, mevcut düzenin dünya görüşünden, inançlarından, alışkanlıklarından, yamukluğundan kurtulurlar. Düzeni değiştirme eyleminin içinde kendileri değişirler.
Yani sosyalizme geçişte, kitlelerin kendi eylemi “olsa ne güzel olur” değil, “olmazsa olmaz” koşuldur.
Mevcut düzenin yerine başka bir düzen yaratma sürecinde geniş emekçi kitleler kendi yönetim organlarını oluşturur ve ancak bu süreç içinde oluşturur. Bu organlar onlara yukarıdan verilemez, hediye edilemez, onlar adına yönetilemez.
Daha güzel bir toplum için harekete geçen emekçi kitlelerin eylemi, tarih boyunca, iş bırakma, işyerine el koyma, toplumsal ihtiyaçları karşılamak için tabanda örgütlenme, mevcut iktidarı kabullenmeme, aşağıdan yukarı doğru kendi iktidarını kurma şeklini almıştır.
Kapitalizm çağında hiçbir devrim, geniş kitlelerin silahlanıp mevcut düzenin ordusunu yenilgiye uğratmasıyla olmamıştır. Geniş kitleler silahlı değildir, silah kullanmayı bilmez, düzenli ordu gibi davranamaz, düzenli bir orduyu yenemez. Mevcut düzenin ordusu, yenildiği için değil, sokaktaki milyonlardan etkilendiği için, onların üzerine ateş açmayı reddettiği için dağılır.
Geniş emekçi kitlelerin gücü, silah veya şiddetten değil, kitlesellikten, toplumun çoğunluğu olmaktan ve üretim yapan sınıf olmaktan kaynaklanır.
Şiddet kullanmak, mevcut toplumda şiddet tekelini elinde bulunduran ve bunu profesyonelce kullanan egemenlerin işine gelir, geniş kitlelerin değil.
Sosyalizm hakkında söylediklerimi gerçekçi bulmayabilirsiniz. Gerçekleşme ihtimali olmadığını düşünebilirsiniz.
Gerçekçi olup olmadığı başka mesele. Onu başka zaman tartışırız.
Ama yukarıda anlattığım sosyalizm ile şiddet arasında hiçbir ilişki yoktur, tarihsel olarak olmamıştır, teorik olarak zaten olamaz.
Türkiye solunun sorunu da şiddete düşkün olmak değildir zaten.
Kemalizm’e düşkün olmaktır.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Haydi başka gezegene gidelim!
22.03.2023 - Diktatör, komplo ve ölüm
13.03.2023 - “Maşallah şehrin temizliği gayet güzel”
27.02.2023 - Türk erkeği ağlamaz (ben ağlarım)
20.02.2023 - Puslu havayı seven yabancı kurtlar
13.02.2023 - Dört dilde geçinemiyoruz!
6.02.2023 - Yasaklamalı mı, yasaklamamalı mı?
29.01.2023 - İnsan insanın kurdu mudur?
21.01.2023 - Ardahan Umumî Helalar Müstahdemliği ve hukuk
15.01.2023 - Seküler milliyetçilik ve dindar milliyetçilik
15.01.2023
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Obi Van Kenobi
Sayın Etyen Mahçupyan. Hocam Türk Mahkemesinden adalet bekleyen Anasından Amcasını beklesin. T.C. ankara hükümeti Ermeni hristiyan soykırımı üzerine kuruldu. Atatürkün malvarlığı soykırımından kalma. Çankaya köşkü soykırımı malı. Memleketteki bütün atatürk evleri direkt soykırımı mağduru malı. Ne adaleti arıyosun? TC deki tapuların yüzde 70 i soykırımı ganimeti. Türkiye halkını birleştiren (kürt türk elele) , millet yapan Ermeni- hristiyan soykırımı ve onun maddi mirası. Yani bildiğin şeyler.
Obi Van Kenobi
Sayın Etyen Mahçupyan. Hocam Türk Mahkemesinden adalet bekleyen Anasından Amcasını beklesin. T.C. ankara hükümeti Ermeni hristiyan soykırımı üzerine kuruldu. Atatürkün malvarlığı soykırımından kalma. Çankaya köşkü soykırımı malı. Memleketteki bütün atatürk evleri direkt soykırımı mağduru malı. Ne adaleti arıyosun? TC deki tapuların yüzde 70 i soykırımı ganimeti. Türkiye halkını birleştiren (kürt türk elele) , millet yapan Ermeni- hristiyan soykırımı ve onun maddi mirası. Yani bildiğin şeyler.