Roni MARGULIES
Türk Devleti’ne bayılıyorum! Vallaha. Bu kaçıncı Türk devletidir, bilemiyorum, ama şurası bence kesin: En mükemmeli bu.
Daha öncekiler çok daha geniş alanları işgal etmiş ve çok daha çeşitli kavimleri zapt edip kılıçtan geçirmiş olabilir.
Olsun. Önemli olan nicelik değil, nitelik. Bizimki bu işleri daha ustaca yapıyor.
En çok da, bu işleri yaparken herkesi salak yerine koyma ustalığından hoşlanıyorum.
Yahu, Abdullah Öcalan’ı yakalamışsın, kimsenin ulaşamadığı bir adada tamamen tecrit etmişsin, kim görüşecek kim görüşmeyecek sen karar veriyorsun, görüşmeleri tüm ayrıntılarıyla kaydediyorsun, gelen giden zaten senin silahlı personelinin gözleri altında senin izninle senin temin ettiğin teknelerle gelip gidiyor, her görüşen hakkında zaten kolum kadar dosyaların var, hepsinin cemaziyülevvelini biliyorsun.
Dahası, Abdullah Öcalan’la senin görevlilerin görüşüyor, konuşuyor, tartışıyor, yol haritaları çiziyor, protokoller hazırlıyor.
Ve bütün bunlar yıllardır oluyor.
Londra’da olduğum yıllarda zaman zaman Kürt derneklerine giderdim. Hoparlörden bir ilan yapılır, derin bir sessizlik olur, herkes kulak kesilir ve Öcalan’ın mesajları okunurdu.
Günde 24 saat devletin kartal bakışları altında esir yaşayan bir kişinin bu mesajları devletten habersiz göndermesi mümkün olmadığına göre, bu kişinin paranormal ve metafizik güçleri büyük ihtimalle olmadığına göre, İmralı ile dış dünya arasındaki tüm iletişim, haberleşme, yazışma, bilgilendirme filan devletin bilgisi dahilinde yapılıyor. Yıllardır.
Bütün bunları aklımızda tutalım, başka bir şey anlatacağım.
Dünya hukuk tarihinde, ilk Türk devletlerini saymazsak, bir davanın avukatlarının topluca tutuklanmasının çok az örneği var. Irkçı beyaz Güney Afrika Cumhuriyeti’nde bir davanın 11 avukatı tutuklanmış. Tansu Çiller döneminde, 1993’te, 23 avukat Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından tutuklanmış.
Bir de, geçen sene 21 kasımda 41 avukat KCK davası kapsamında gözaltına alındı ve 36’sı tutuklandı.
İddiaya göre, bu avukatlar KCK “Önderlik Komitesi” üyeleri.
Yine iddiaya göre, bu avukatlar Abdullah Öcalan ile yapılan 56 görüşme sonrasında Öcalan’ın 130 talimatını örgüte iletmiş, İmralı ile Kandil veya İmralı ile BDP arasında “köprü” görevi yapmış, ilettikleri talimatlarla PKK’nin silahlı, bombalı, mayınlı eylemleri sonucunda 132 güvenlik görevlisi ve sivil vatandaş ölmüş ve 471 kişi yaralanmış.
Avukatların tutuklanmasının ardından, bir avukatın bir düğünde yaptığı silah atışının fotoğrafı medyada “PKK kamplarında atış talimi yaparken” çekilmiş bir fotoğrafa dönüştü. Avukatlardan bazıları hakkında medyada “dağ kadrosundaki avukatlar”, bazıları için “Yunanistan kampında bomba eğitimi alan avukat” ifadeleri kullanıldı.
Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, KCK avukatlarının avukatlarından biri. Mahkemede savcı, Öcalan’la şunları şunları konuşmuşsunuz, dava dışında siyasî konular tartışmışsınız, diyor, “Şimdi yakalandınız işte!” der gibi. Ne konuşacaktık yahu, diyor Aktar, hava koşullarını mı tartışacaktık? Ağzından çıkanları bütün Türkiye’nin dikkatle izlediği bir kişiyle havadan sudan mı konuşacaktık?
KCK avukatları davasının temeli bu işte.
Medyanın heyecanlı hayallerini bir yana bırakırsak, avukatlar davasının asıl ve temel suçlaması “köprü” meselesi.
Savcılar biraz daha aymaz olsa, “Öcalan’la görüşmek” diye bir suç icat edecekler.
Başka bir suç yok çünkü ortada. Ne silah var, ne külah, ne eylem, ne de başka bir şey. Avukatlar avukatlık etmiş. Ve bunu yaparken ellerinde roketatar ve kalaşnikoflarla mahkeme salonunu basmamışlar.
Suç şu: Öcalan’la görüştünüz, 130 talimat ilettiniz, 132 kişi öldü, 471 kişi yaralandı.
İşte, devletin hepimizi salak yerine koyma becerisini seviyorum ben.
Ulan, bu avukatlar bu müvekkille gizlice mi görüştü?
Görüşürlerken siz neredeydiniz? Haberiniz yok muydu?
Dinlemiyor muydunuz?
Tabii ki dinliyordunuz. Hem dinliyor, hem kaydediyor, hem not tutuyordunuz.
Demek ki, ya yalan söylüyorsunuz, talimat filan verilmedi.
Ya da 132 kişi öldürülsün, 471 kişi yaralansın diye talimat verildi. Ve siz bunu biliyordunuz, ama devlet olarak önlem almadınız.
Memlekette doğru dürüst yargı olsa, suç duyurusunda bulunurdum.
Ama yok, bulunamıyorum.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Haydi başka gezegene gidelim!
22.03.2023 - Diktatör, komplo ve ölüm
13.03.2023 - “Maşallah şehrin temizliği gayet güzel”
27.02.2023 - Türk erkeği ağlamaz (ben ağlarım)
20.02.2023 - Puslu havayı seven yabancı kurtlar
13.02.2023 - Dört dilde geçinemiyoruz!
6.02.2023 - Yasaklamalı mı, yasaklamamalı mı?
29.01.2023 - İnsan insanın kurdu mudur?
21.01.2023 - Ardahan Umumî Helalar Müstahdemliği ve hukuk
15.01.2023 - Seküler milliyetçilik ve dindar milliyetçilik
15.01.2023
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Hrac Madooglu
AK Partinin oylari dusuyor diyen arastirma sirketine ertesi gun mufettisler gonderilmesine ne dersin? Fasizmin ayak sesleri...HDPnin %10un ustune cikamamasi ihtimali buyuk ama onemli degil cunku zaten cozum sureci de oyalama taktiginden baska bir sey degil. Mecliste Kurtleri temsil eden bir parti olmamasi PKKnin silahli mucadelesine devam anlamina gelir. AK Parti su anda %45lerde olsa bile daha secime 3 ay var ve Erdogan her gun pot kirmakla mesgul. Yolsuzluk konusu da giderek kendi secmenini de daha olumsuz etkiliyor. Boyle olumsuz dinamiklerin yasandigi bir ortamda kararsizlarin yuzdesinin buyuk olmasi AK Partinin oy kaybina neden olabilir.