Serpil Çevikcan
Türkiye, Ortado-ğu’da kartların yeniden dağıtıldığı, bir günde Irak haritasının değiştiği, bölgedeki tüm ülkelerin kaderini etkileyecek bir süreçten geçiyor.
Üstelik bu süreç, 15 Temmuz gibi, olağan koşullarda bir ülkenin havlu atabileceği çok kritik gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geldi.
Alınan her karar sonrayı derinden etkileme gücüne sahip.
“Birlik ve beraberlik” söylemine hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyulan bir dönem.
Dün Meclis’te gerçekleşen Başbakan Binali Yıldırım-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu görüşmesine bu çerçeveden bakmak mümkün.
5 Ekim’de MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmalarında sert eleştiriler yöneltmesine rağmen CHP ile diyalog kapısını açık bırakmıştı.
Kılıçdaroğlu’nun talebi üzerine buluşmanın hemen gerçekleşmesi diyaloğun açık olduğunu gösteriyor.
Dün görüşmeden sonra Kılıçdaroğlu ile konuşma imkânı buldum.
Görüşmenin içeriğiyle ilgili ilk sözleri, “Aklınıza gelebilecek her şeyi konuştuk, söylenebilecek her şeyi söyledim” oldu.
İdlib ve Kerkük odaklı gelişmelerin anımsatılması üzerine, “Onların hepsi var” dedi.
CHP liderine, KHK ile mesleklerinden ihraç edildikten sonra başladıkları açlık grevini cezaevinde sürdüren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumunun gündeme getirip getirmediğini de sordum.
“Aklınıza gelebilecek her şeyi söyledim” yanıtını verdi.
Başbakan’ın bu konuda kendisine bir not verdiğini ve bu notu inceleyeceğini söyledi.
Aldığım bilgiler, notun Gülmen ve Özakça hakkındaki iddialarla birlikte, Dışişleri, İçişleri ve Adalet bakanlıklarının OHAL Komisyonu’na yaptığı, “Öncelikli olarak bu konuda karar verin” uyarısını da içerdiği yönünde.
Kılıçdaroğlu’nun, görüşmede verilen yeniden yargılama kararına rağmen tahliye edilmeyen CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun durumunu ve müftülere nikâh kıyma yetkisi veren tasarıyı da gündeme getirdiğini öğrendik.
CHP lideri “İstediğiniz yanıtları alabildiniz mi?” sorusuna “İyi geçti” yanıtını vermekle yetindi.
Zap harekâtı neden?
Dün, önemli gelişmelerden biri de TSK’nın, iki askerimizin el yapımı patlayıcıların infilak etmesi sonucu şehit düştüğüne yönelik açıklaması ve bu açıklamada operasyonun “Irak Kuzeyi Zap bölgesinde” yapıldığının vurgulanmasıydı.
Açıklama, hava operasyonlarının yoğunlaştığı bölgede, karadan da operasyon yapıldığını gösteriyordu.
Aldığım bilgilere göre, operasyon iki komando timinin sınırı geçerek, PKK’nın Türkiye’ye yönelik sızma ve taciz ateşi için yoğun olarak kullandığı Kokozer dağlık bölgesine girmesiyle gerçekleştirilmiş.
Komando timleri, bölgenin temizlenmesi için faaliyette bulunmuş.
İki askerimiz de bu dağlık bölgedeki PKK’nın yıllardır yuvalandığı Güven ve Hisar dağları hattında şehit düşmüş. TSK, bir süredir bu bölgeye yönelik sürekli hava harekâtları yapıyor.
Sistematik hale gelen harekâtlar sonucu, PKK hem militanlarını, hem lojistiğini daha güneye çekmek zorunda kaldı.
Kaynakların verdiği bilgiye göre, kara operasyonları da aynı stratejinin bir parçası olarak gerçekleştiriliyor.
Hedef, PKK’nın sızma girişimlerine kalıcı darbe vurmak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2018
25.05.2018
23.05.2018
19.05.2018
16.05.2018
12.05.2018
9.02.2018
5.02.2018
2.02.2018
28.04.2018